Şu an ailesiyle evinde sıcacık çayını içiyor olabilirdi. Ama bunun yerine dünyanın hiç bilmediği bir yerinde, soğuk ve kasvetli bir odada tek başına oturuyordu.
Gelir gelmez evdeki diğer kızlar tutuşturmuştu eline temizlik listesini. Daha varmadan hangi gün nereyi temizleyeceği belli olmuştu. Zehra daha önce hiç başka insanlarla yaşamamıştı. Kimseyle bir oda paylaşmamış, annesine yaptığı ufak tefek yardımlar dışında temizlik ya da yemek yapmamış, deyim yerindeyse bir prenses gibi yetişmişti.
Onun yerine işlerini halledecek biri olmuştu daima. Annesi olmasa babası… Gideceği yere götürmüşlerdi hep, arabası da vardı zaten artık. Bir yerinin ağrıması yeterliydi annesinin panik olması için. Hemen randevu alınır, soluğu hastanede alırlardı. Dış dünya ile iletişim kurmasına pek de gerek olmuyordu bu yüzden. Annesi ve babası onun dış dünyaya açılan kapıları olmuştu bu zamana kadar. Ona bir rahatlık alanı oluşturmuşlardı. Zehra da o alanın içinde, tüm iletişimini onlarla kurmuştu.
Şimdi ise onlardan çok uzakta, konfor alanının dışında, elinde temizlik listesiyle oturmuş pişmanlığını yaşıyordu. “Daha ilk günden bu kadar zorlandıysam nasıl geçecek bu 5 ay? Ne yapacağım ben burada?” diye ağlamaya başladı.
Evde su yoktu. Daha doğrusu, evde diğer insanların içtiği bir arıtma suyu vardı. Ama Zehra öyle her suyu içemezdi. Konuma en yakın marketi yazıp su almaya gitti. Kendi evinde su sipariş ettiklerinde kapıyı açmadığı günler geldi aklına. Annesi balkondaysa ve duymazsa gider annesini çağırır, adam gidecek olsa dahi kapıyı kendisi açmazdı. Bu kadar kopuk yaşıyordu insanlardan ve iletişimden. Nasılsa adam suyu bırakmasa da annesi uğraşacaktı kendisi değil. Şimdi o suya ulaşmak için yürüdüğü yolu düşündü. Bir şeyler değişmeye başlamıştı…
Büyük hareketlerin bedelleri gizlenir ki insan vazgeçmesin.
“Bu kadar zor olacağını bilsem gelir miydim?” diye düşündü elinde suyuyla eve geri dönerken. Görünüşte su almaya gitmişti sadece, odasını temizlemişti, yeni insanlarla tanışmıştı. Ama onun için çok büyük bir adımdı bu. Kendi işini kendisinin gördüğü nadir zamanlardandı.
Gün geçtikçe evdeki insanlarla daha rahat iletişim kurar oldu Zehra.
Yemek yaparken bir malzemesi eksik olduğunda arkadaşlarına sormak zorunda kaldı. Bunu yapmak için de iletişim kurmalıydı. Asık suratın onu yalnız bırakacağını, tebessümlü olması gerektiğini öğrendi.
Yaptığı temizlik beğenilmediğinde tamam diyerek daha dikkatli yapmaya çalıştı. Herkesin hassasiyetleri farklıydı. İnsanları alttan almayı öğrendi.
Market suyu pahalı ve bütçesi kısıtlı olduğu için arıtma suyundan içmeye başladı. İşin garibi, asla içemem dediği suyun tadı çok da güzeldi. Hiç denemeden bir yargıya vardığını o anda fark etti.
Metro bozulduğunda, yolda kaldığında, yağmur bastırdığında kimseye gel beni al diyemedi. Kendi kendine çözüm üretmek zorunda kaldı. Buna göre tedbir almayı öğrendi.
Aynı odayı paylaştığı arkadaşıyla çok farklı olsalar da anlaşmak zorundaydı. Eşyalarını alıp gitme imkanı yoktu ne de olsa. İnsanın seçeneksiz kaldığında nasıl tahammülünün arttığına şahit oldu.
İnsan yaşadığı zorluklarda gösterdiği çabayı keyifle hatırlar.
“İyi ki geldim!” diye düşündü Zehra eşyalarını toparlarken. Dönmesine birkaç gün kalmıştı. Yaşadığı zorlukları tebessümle hatırladı. O günlerde ağlarken şimdi keyif veriyordu ilk günlerini düşünmek. Gerçekten çok güzel günler geçirmişti. Çok gezmiş, çok okumuş, çok keşfetmişti. Ama döndüğünde anlattığı anılar hep yaşadığı zorlukların nasıl üstesinden geldiğiyle ilgiliydi.
Kendisine olan güveni artmıştı artık. Rahatlık denen o tuzağa bir daha düşmemeye karar verdi. “Ya gelmeseydim? Ya fark edemeseydim?” Ailesiyle evinde sıcacık çayını içmeyi tercih etseydi ailesinin evinde onların kızları olarak kalacaktı. Mesele tam da buydu: rahatını bozmak… Zehra bir tercih yapmıştı. Kendi ayakları üzerinde durmayı, rahatlık alanından çıkmayı ve güçlenmeyi tercih etmişti.
Hayattaki her yol gibi bu yolun da bir zorluğu vardı. Ama her zorlukla da beraber bir karşılık ve kolaylık vardı…
Hayat.... Zoru göze almadan kolayı vermiyor..Ama göze alıp , bedeli ödeyip işler rayına oturunca , bu seferde tadına doyulmuyor.
YanıtlaSilBedel...hayatın şifası.. !!
♥️🌹🤲🏼👏🏽👏🏽Çok doğru cevap..
SilMüthiş
SilNe kadar gerçek bir yazı, farklı alanlarda çoğumuzun başına gelmiştir. Emeklerinize sağlık.
YanıtlaSilInsan farkinda olmuyor rahatin icindeyken nasil bir rahatlikta bulunduğunu...
YanıtlaSilTesekkurler ❤️
imkansizliklar, yokluklar, zorluklar, sarp yokuşlarla hayat ogretiyor, olgunlaştırıyor insanı..biz tercih etmediğimizde,.. imkan olarak gorduklerim benim meger marifetlenmemin engeliymiş..
YanıtlaSilRahatlık alanindan çıkmadigimda başarıds gelmiyor. Emeginize sağlık 🌸
Tüm samimiyetimle yazının bazı yerlerinde kendimi gördüm😂 Yok artık dedim. Meğerse insan asla yapamam dediği şeylere bedel ödeyince kendisinin de şaşıracağı güzel bir dönüşüm yaşıyormuş. Üstelik sonucunda sürekli bir haz yaşıyormuşuz. Dönüşümümüze sebep olan tüm hocalara teşekkürler
YanıtlaSilTuzakların en büyüğü belki de rahatlık tuzağı. Tuzağı hazırlayanlar da özünde çok iyi insanlar aslında
YanıtlaSilHayatta hiç bir şey tesadüfen gelmiyor, bedel ödemek kadar güzel bir şey yok, kaleminize sağlık 🤲🤲🤲
YanıtlaSilİnsanın olgunlaşma evresi bulunduğu ortamdan o rahatlık tuzağından çıkmasıyla başlıyor💐
YanıtlaSilRahatlığını bozunca rahat oluyor aslında insan. Yatağı rahat olmuyor ama rahat yatıyor. Bu daha kıymetli. Marifetleniyor. Kendisi kendi dünyasının kahramanı oluyor. Sahneye tekrar çıkıyor. Güzel bi yazı aklı başa getiren cinsten teşekkürler🌺
YanıtlaSil"Büyük hareketlerin bedelleri gizlenir ki vazgeçmesinler." Hayatın her detayına gizlenmiş şu yüksek merhamete şahit olmak ne güzel
YanıtlaSil“konfor alanlarımız”dan çıkıp bakabilsek aslında o konfor alanlarının önümüze çekilmiş setler, kendimizi kapattığımız kafesler olduğunu fark ediyoruz.
SilHayatta her şerrin yanında bir hayır vardir. Nereden bildin ki hayatının altının üstünden daha iyi olmadığını?
YanıtlaSilMutlu insanların aynı zamanda üretken olmaları bir tesadüf değilmiş :)
YanıtlaSilRahatını bozan ve konfor alanından çıkanlardan olabilmek dileğiyle
YanıtlaSilİnsanın en büyük imkansızlıkları, sahip oldukları imkanlar olabiliyor. Konfor sahasının dışına çıkmak çok konforlu oysa…
YanıtlaSilKaleminize sağlık. Çok güzel bir gerçeklik öğretisi. Bedel ödeyen güçlenir ❤️ Rabbimiz ne kadar güzel yetiştiriyor bizi şükürler olsun 🤲🏻🤍
YanıtlaSilBedel, her şeye şifa bedel, insanı güzelleştiren bedel, insanı güçlendiren bedel…İnsanın zoru severek yapmasından sonra gelen lezzet…Tüm iş bedelde…
YanıtlaSilİyi ki rahatımızı bozmuşuz dedirten , okuyanların hayatından parça bulacakları bir yazı olmuş👏🏻
YanıtlaSilBüyük hareketlerin bedelleri gizlenir ki insan vazgeçmesin…
YanıtlaSilYoksa insan hic rahatını bozar mı..
Rahatlık tuzağı… Evet hepimizin hayatında böyle tuzaklar var.İnsanın gelişmesini engelliyen …Bunları farkedip gelişmek için hadi rahatımızı bozalım…
YanıtlaSilHayattaki her yol gibi bu yolun da zorluğu vardi..anlık acı sonrası sürekli keyif..
YanıtlaSilKaleminize saglik cok keyifliydi:)
O rahat bozulmadan anlamıyor insan küçücük şeyleri dert edindiğini 🤭 dün çok büyük dert olan şeylere takılmıyor bile zamanla bedel ödedikçe
YanıtlaSilNe kadar güzel ifade edilmiş. İnsan konfor alanının dışına çıkmadan gelişim gösteremiyor hayatta. 🌺❤️
YanıtlaSilCamdan bir fanusun içine koyup koruduğunu zannettiğin çocuğunu, sen doğru yetiştiremezsen ne acı ki artı bedelleriyle hayat yetiştirir...
YanıtlaSilO zaman kolunu kanadını kırıp onu marifetsizleştirmek aslında merhamet değil merhametsizlik :(
Bir ilerleme isteği ve ardına gizlenen bedeller, hakikaten iyi ki de gizleniyor. Ve ya iyi ki de ilerlemek ve gelişmekle ilgili bir istek duyabiliyoruz. Aslında sadece bir karara bakıyor tüm mesele sen istiyorsun adım atıyorsun ve o olaylar yaşanıp gidiyor. Tüm mesele gerçekten bu rahatını bozacak mısın? Bozmayacak mısın?
YanıtlaSilİnsan arkasına dönüp baktığında iyi ki dediği şeylerin hep konfor alanından çıktığı zamanlarda olduğunu görüyor…
YanıtlaSilAh şu bozamadığımız konfor alanları...
YanıtlaSilNe işler açıyor başımıza bir bilsek
Asla içemem dediğin zamanla suyun tadının güzel gelmesi arasındaki fark: Bedel, bedel, bedel 🙂
YanıtlaSilİnsan seçeneksiz kaldığında her zoru başarabiliyor ama seçeceği varsa kılını kıpırdatmıyor
YanıtlaSilkendisi için neyin iyi olmadığı bilmeyen bir çocuk gibi. yetişkin ona bir şey aldığında sevinci ve ilgisi bir anlık ama zamanını ayırıp, onun öğrenme sürecine destek olup, bir şey üretmesine katkıda bulunduğunda, memnuniyeti bir ömür devam ediyor.
YanıtlaSilEn büyük konfor insanın kendi konfor alanını bırakabiliyor olması. Rahat olduğumuz yerler aslında hayattaki gerçek rahatımızı bozan şeyler.. Fark eden ve harekete geçenlerden olma ümidiyle. Kaleminize sağlık..
YanıtlaSilBu da Allahın merhemetini, adaşetini en büyük tecellidir. O rahatı bozan ancak rahatlık, mutluluk ve sabır alabilir bu hayatta.Çok şükür 💜
YanıtlaSilİnsan gerçekten de rahatını bozmadan ilerleyemiyor hayatta. Olduğu yerde de kalamıyor hatta, hayat ilerlerken o geriye gidiyor. Olgunlaşmak ve bir şeyleri başarmak istiyorsak konforumuzdan ve rahatlığımızdan uzaklaşmamız gerektiğini fark etmeliyiz belki de…
YanıtlaSilİnsanın seçeneğinin olmaması gerçekten de tahammülünü artırıyor. Kaleminize sağlık:)
YanıtlaSilZor şartlar her zaman güçlü insanlar yetiştirir.
YanıtlaSilAh be Zehra seni o kadar iyi anlıyorum ki 😊 Asıl rahatlık rahatlık tuzağına düşmemekmiş ...
YanıtlaSilÇok tanıdık bir hikaye. Hepimizin içinde bir Zehra var demek ki :)
YanıtlaSilAcı çekmek çok öğretir, çoğu zaman anında bedeli çok pahalı ödüyoruz ama zaman geçtikçe yara kapanır ve hatıra kalır. Unutmak, acılı anılarımızı tebessümle hatırlamaya yardımcı olur. Aslında önemli olan acıyı unutmak değil, sırtımıza taşımayıp yolumuzu devam etmektir, demek istediğimi kendimizi affettmek ki hayatla hep barışalım ruhumuzu hep huzurlu olsun.
YanıtlaSilİnsan keyfini rahatlıkta ararken meğer gerçek keyif rahatını bozmak mış... :)
YanıtlaSilKaleminize sağlık:)
YanıtlaSilmutluluğun sırrı rahatımızı bozmakta gizliymiş meğer.. kaleminize sağlıkk
YanıtlaSilAnne-babası kızlarına iyilik ettiklerini düşünürken ne büyük kötülük etmişler aslında.. Rahatlık tuzağı aslında nasıl da acizleştiriyor insanı 😔
YanıtlaSilKural çok basit... İnsan hangi konuda rahatlık tuzağına düşmüşse o konuda bedel öderse dengeye gelmeye, yeniden marifetlenmeye başlıyor.
YanıtlaSilHep öyle oluyor di mi?
YanıtlaSilİnsan bedel ödemeye niyet ettiğinde önce pişman oluyor sonra iyi ki yapmışım diyor.
Demek ki, bizi güçlendirecek süreçlerin başı hep acı…..
Ama her zorlukla da beraber bir karşılık ve kolaylık vardı… Bununla yaşarsak hayatımız ne kadar huzurlu olurdu
YanıtlaSilZihnimizde ki rahat tanımlamasını doğru yapmak gerekiyor muhtemelen sonrası gerçekten rahat oluyor ve samimiyeti artıyor insanın :) kaleminize sağlık 🤍
YanıtlaSilİnsanın hayatını faydalı yöne çevirmesi bulunduğu yerdeki rahatsızlığıyla oluyor. Yani rahatsız olmadan gelişmek yok 😃
YanıtlaSilOkurken biri benim hikayemi nereden bulmuş dedim. O kadar gerçek ve o kadar bendi ki. 17-18 yıl öncesine gittim. İnanır mısınız hala en keyifle anlattığım anılarım o zamanlara aittir. O zorluklar ve o zorluklara karşı bulunan çözümler nasıl kıymetli. Evlatlarımıza sunduğumuz imkanlar onları rahatlatıyor aslında ne kadar hayatlarını zorlaştırıyor. Bunun bilincinde olabilmek duasıyla...
YanıtlaSilEllerinize sağlık içim ısındı🥰
Ya insan kendini seçeneksiz bırakır ya da hayat 😊
YanıtlaSilÖyle ki;
gelişebilsin ..
Bir tırtılın hiç seçeneği yok..
Bir kuzunun ayağa kalkmasında da öyle..
Kilometrelerce yürümek zorunda kalan penguenin de..
Ama insan
"SEÇENEĞİNİ SEÇEBİLEN" tek canlı 😇
(Konunun yanında ifade şekli de başarılı yazının.. KALEM ine sağlık 💐)
İnsanın güçlenmesi için, Kendi ayakları üzerinde durabilmesi için, özgüvenli olabilmesi için, hayatının kararlarını kendisinin verebilmesi için rahatlık , konfor alanının dışına çıkması gerekiyor. Bu insanın tahammülünü de arttırıyor. Böylelikle insan başka insanlara bağımlı olmaktan da kurtuluyor, Özgür oluyor kendisi oluyor insana ancak özgürlük yakışır. Ve özgürlük mutlaka bedel ister. Sen vazgeçme diye de bu bedel gizleniyor. Ne güzel bir yazıymış teşekkürler.
YanıtlaSilIyi geldi. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilEvet, konfor alanından çıkmalıyız.. Hatırlatma için teşekkürler :)
YanıtlaSilO marifeti ancak rahatlık tuzağından çıkabildiğimizde kazanabiliyoruz..
YanıtlaSilinsan hem rahat edeyim hemde herkesten iyi olma isteği içinde... hayatta isteğine ulaşmış olanların rahatı bozmuş olanların olduğunu bir türlü göremiyoruz.
YanıtlaSilRahatını bozmak iyi geliyor insana. Çok garip ama yaşadığını anlıyor bedelle. Tabii bi süre sonra:)
YanıtlaSil“Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” İnsanın rahatını bozması zor, ama gerçekten lehine olan bu. Deneyimsel Öğreti’deki bilgiler de bizlerin rahatını bozuyor, anda acı veriyor ama bu, toplamda daha iyi bir “ben”e gidebilmek için aslında 🌼
YanıtlaSilAslında rahat, mutluluk bedelde marifetlenmede gizliymiş kalemine sağlık 🌾
YanıtlaSilÇok şükür Rabbimize. Elinize sağlık
YanıtlaSilBüyük hareketlerin bedelleri gizlenir ki insan vazgeçmesin. Ne kadar güzel. Gerçekten de öyle... Ellerinize sağlık, gülümseyerek okul yıllarımı hatırlayarak okudum...
YanıtlaSil