“Ne yaptıysak çocuklar için yaptık. Evlendiğimizde hiçbir şeyimiz yoktu, sıfırdan başladık. Ne sıkıntılar çektik. Çocuklar da aynısını yaşamasın diye çok çalıştık!”
“Benim çocuğum kirada oturamaz.”
“Aman yavrummm! Sen yeter ki derslerine çalış! Ben senin yerine toplarım.”
“Al yavrum al, içinde kalmasın, zamanında bize hiç almadılar.”
“Ay benim çocuğum diğerlerinden eksik mi kalsın?”
Çocuğumuzun hiçbir şeyi eksik kalmadığında, ihtiyacı olmayan şeyleri aldığımızda, onun yapması gerekeni biz yaptığımızda, evini arabasını sağladığımızda…. Yani bedel ödemesine izin vermediğimizde hem kendimize hem de onlara ne kadar zarar verdiğimizin farkında mıyız? Üstelik bunu fayda sağlamak için yapıyoruz…
Peki bir düşünelim…
Hangi tohum toprağın altına gömülmeden fide olabilmiş?
Hangi meyve güneşin sıcağına, rüzgara maruz kalmadan olgunlaşabilmiş, tatlanabilmiş?
Hangi hamur iyice yoğrulmadan, bir süre beklemeden mayalanmadan kıvama gelebilmiş, lezzetlenebilmiş?
Hangi kas egzersiz yapmadan, ağrımadan ağır yükleri kaldırır hale gelebilmiş?
Hangi tırtıl kendi kozasını yaklaşık 130.000 kez aynı hareketi yaparak örmeden, kozanın içinde bir müddet beklemeden kelebeğe dönüşebilmiş?
Hangi toprak yoğrulmadan, döndürülmeden, pişirilmeden, o bedeli ödemeden fayda sağlayan bir porselene, seramiğe dönüşebilmiş?
Hangi doğum sancısız, hangi başarı bedelsiz, hangi kolaylık zorluksuz, hangi rahmet zahmetsiz gelmiş ki biz çocuklarımıza böyle diyebiliyoruz?
Bir hedefe ulaşmak adına ödenen bedelin, çekilen sıkıntıların, girilen zahmetin önüne geçtiğimizde onunla gelecek marifetin, becerilerin de önüne geçtiğimizin ne kadar farkındayız?
Elde edilecek sonuçların lezzetinin çekilen sıkıntıya, ödenilen bedele, verilen zahmete bağlı olduğunu bilseydik yine aynısını yapar mıydık?
Peki neden böyle yapıyoruz?
Onlara hazır imkân sunalım, rahat etsinler ve konforlu hayatları olsun diye mi?
Biz çektik onlar çekmesin diye mi?
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; İnsan bedel ödediğine değer verir.
İnsanoğlu bedelini ödemediği imkânın, konforun, rahatın kıymetini, değerini ne kadar bilebilir?
Sonra kolayca, “Rahatlık battı!” deriz. Acaba bedeli ödenmemiş kazançlar rahatı kaçırıyor olabilir mi?
İnsan bedelini ödemediği zaman elindekiyle yetinebilir mi, yoksa hep daha fazlasını mı ister?
Peki zamanında bedelini ödemiş olsaydı ve tekrar bir şey istediğinde yine bedelini kendi ödeyeceği için bu kadar kolay her şeye talip olabilir miydi?
O zaman çocuklara konfor ve iyi ebeveynlik olarak sunduğumuz bedelsiz yani hazır kazanımlar çoğaldıkça…
Acaba;
“Bir işi beceremeyen, marifetsiz.”
“İstekleri hiç bitmeyen, doyumsuz.”
“Rahatlık batan” bir nesile sebep oluyor olabilir miyiz?
&
"Z kuşağı diye bir şey yoktur. Bedelsizlik diye bir şey vardır."ı ne iyi anlatmissiniz. Emeğinize sağlık..
YanıtlaSilÇok doğru 👍🏻🌸
SilÇok doğru
SilAğzına sağlık ne güzel yorumlamışsın ☺️
SilNokta atışı olmuş 👏🏼🙃
SilKaleminize sağlık 🌼 Bedelsiz insan kaybedilmiş insan. 🥺
YanıtlaSilÇocuğun lezzeti bedelinde gizli😅
YanıtlaSilBedel yoksa kiymet yok.. sonra da kiymet bilmiyor oluyor. Hayatinin kiymeti bedele bagli.
YanıtlaSilİnsanın kandırmacalarından biri daha...
YanıtlaSilÇünkü her ego kendi yanındadır 😊
BEN hallederim...
hayatımın nerelerinde burnumu başkasının sahnesine sokuyorum ?
Bedelsiz kazanılan şeyler anda kazanç gibi görünse de toplamda o insandan daha fazlasını alıyor... “merhamet” adı altında bir insanı, bir çocuğu bedelsiz bırakmak yapılacak en büyük merhametsizlik… ve insan bunu en sevdiğine yapıyor bilmeden. Bilse yapar mı? Anne baba bunun kötülük olduğunu bilse o kadar sevdiği evladını bile bile bedelsiz bırakır mı? Deneyimsel Öğreti insanlara bedelin ne demek olduğunu, insanlar bedel öderse ya da ödemezse ne olacağı anlatır. Bir insan sadece bunu bilse hayatında nereyi toparlayamaz ki?
YanıtlaSilKeşke ilk söylenenler ilk söylendiğinde anlaşılabilseydi.
YanıtlaSilİnsan bedelini neden sever? Benim çocuğum, benim eşim, benim işim, benim evim... Ben ben ben... Bedel ve ego ilişkisini iyi düşünmeliyiz.
Birde bedel alanın nankörleşmesi var. "Ben yemedim yedirdim. Giymedim giydirdim." " Senin için saçımı süpürge ettim nankörsünnn, vefasızsınnn" der şikayet ederiz. Eee onu biz nankörleştirdik. 😊 Kaleminize sağlık🍃
YanıtlaSilMarifetsiz, doyumsuz ve rahatlık batan çocukları yetiştirenler maalesef bizleriz..
YanıtlaSilBedelsiz olarak rahatlık tuzağında yetişen çocuklar daha sonra gelişmeyen maarifetleri ve bedelsiz imkanın getirdiği bozulmalar ile daha iyi olmayacak hayatta. Ve çok daha fazla bedel ödemesi gerekecek toparlamak için. Her aile çocuğu olmadan bunu bilse keşke :)
YanıtlaSilBir hedefe ulaşmak adına ödenen bedelin, çekilen sıkıntıların, girilen zahmetin önüne geçtiğimizde onunla gelecek marifetin, becerilerin de önüne geçtiğimizin ne kadar farkındayız?
YanıtlaSilİnsan aslında bedelini seviyor..Deneyimsel öğretideki en çok etkilendiğim konulardan biri bu.. çok teşekkürler
Bir öğrencim, parti düzenlemiş derse girdiğimde toplamak istemiyor sıradaki yiyecekleri. Tekrar acıkabilir diye, herhalde sofrasını her daim hazır tutuyor, 5 dakika bekliyoruz nihayetinde topluyor. Sakin kalıp, bilincini açabilirmiyim ümidiyle soru sormaya çalışıyorum. Aldığım cevap: "ne diye bu kadar soru soruyorsunuz, istemiyorum soru sormanızı". Deneyimsel tasarım öğretisi bilgilerinden "öğrenmeyi durdurduğumuzda kimsenin bize yardım edemeyeceğini ; problem yoksa çözüm de olamayacağını" hatırlıyorum.
YanıtlaSilDışarıdan alınan her imkan insanda marifetsizlik oluşturuyor. İnsan kendine imkan oluşturma marifeti kattığında bu hayatta üst seviyeye çıkma hakkı veriliyor.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık ne güzel anlatmışsınız toplumsal bedelsizliği👏. En küçük toplum birimi aile. Her evde bir iki tane bedelsiz çocuk yetiştiğinde nasıl bir toplum ve millet çıkabilir ki ortaya?
YanıtlaSilÇok güzel ve ne kadar anlamlı insan bedelini seviyor...
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSilHangi tohum toprağın altına girmeden mi? Bu cümleyi okuduğum an çok üzüldüm. Biz şimdi iyilik yapalım derken çocuğu beceriksiz hale mi getiriyoruz?
YanıtlaSilBedel.odemeyen daha fazla acı ve bedele maruz kalıyor insan...
YanıtlaSilErtelendikce hersey büyüyor malesef
Cok.keyifli bir yazıydı kalemimize saglik✏
Biz insanların hayatını kolaylaştırdıkça değersizleşir ve nankörlük görürüz. Farketmez ve devam edersek zulme dönüşür…
YanıtlaSilBedel ödemezsen daha çok bedel ödersin. Ertelenen herşey büyür.
YanıtlaSilİnsanın şifasıdır bedel :)
YanıtlaSilİyilik adına yaptığımız hareketlerin bazen ne büyük bir yıkıma uğrattığının farkında değiliz.
YanıtlaSilİnsanız işte😊
YanıtlaSilVe bizleri yanıltan hep şu oluyor
Bana ve karşımdakine fayda verecek şeyin başında zorluk var
Ama biz zorluk çektirmeyelim derken farkına varmadan zarar vermiş oluyoruz ne yazık ki😔
Istediği şeyin bedelini ödemeyen, sorumluluk almadan yetki verildigi icin gun gectikce zalimleşen çocuklar...
YanıtlaSilOna her şeyi sunan, sorumluluğu alıp yetkisi olmayan, çocuğu bozup kendi nankörünü oluşturan, mazlum anne ve babalar... çağımızın sorunu tam da bu...
Bunca zaman imkanları artırmanın kapıları açacağını zannettik, imkan yoksa şikayet ettik. İnsanın en büyük imkanı imkansızlıklarıymış meğer..
YanıtlaSilBir çocuk yetiştirmeni. stratejilerini ne güzel anlatmışsiniz🌸
YanıtlaSil‘Amannn o yapana kadar ben hallederim’ diyerek 15 yaşına gelmiş ayakkabı bağlamayı bilmeyen çocuklar büyüttük… Kendi konforumuz bozulmasın diye onları rahat ettiriyoruz ;)
YanıtlaSilYokluğun marifetli hale getirdiği bir nesil çocukları yetiştirirken kaş yapalım derken göz çıkarabiliyor maalesef.
YanıtlaSilFarkındalık kazandıranlara çokça teşekkürler 🌸
Bedel insanın tek şifası..
YanıtlaSilSadece insanın mı ?
Herşeyin..
Araba olsa bedel ödemeyince dökülüyor.
İşleyen demir ışıldıyor.
YanıtlaSilİnsana yapılan en büyük zulüm bedel ödemesine engel olmak ve onun bedelini almaktır.
İçinde bulunduğumuz durumu ne güzel anlatmışsınız👍😊
YanıtlaSilRahatımızı bozmadan rahat bulamayacağız belli ki. Haydi hem kendimizin, çocuğumuzun ve çevremizi rahatınız bozmaya. Emeksiz yemek olmaz😉 kalemine sağlık.
YanıtlaSilBütün iyi niyetlerle yaptıklarımız, onları sadece bedelsizlik yüzünden bu kadar marifetsiz bırakmamız. Devamlı şikayeti olan devamlı mutsuz ve başarısız olan bireylere dönüşmeleri
YanıtlaSilSevdiklerimiz için hayatı kolaylaştırmak isterken aslında zorlaştırabiliyoruz, merhamet etmek isterken aslında yetişmesine engel olabiliyoruz. Halbuki şunu bilmek durumu çok netleştiriyor: “Bedel” insana iyi gelir…
YanıtlaSilEvet tamda öyle oluyo gerçekten 😔
YanıtlaSilGerçeğe bedel ödemiş bir cocugun bakışı , duruşu , yaşam sitili gercekten fark ediliyor. Herkes böyle bir evlat isterken ne oliuyorda , 'dur oğlum sen pırasa yemeğini sevmezsin sana 2 yumurta kırayım ' hallerine geliveriyoruz?...
YanıtlaSilKonfor insanı çürütür, rahatlık tuzaktan başka bir şey değil… Hayatımızın lezzeti anlamı çabamızda, mücadelemizde ve bu gayreti ne için gösterdiğimizde 💐
YanıtlaSilBunlardan daha acısı; onun mutluluğunu ellinden alması.. Bedel olmadan yüz gülmez.. Ellerinizi sağlık 💕
YanıtlaSilSaçını süpürge edip de yaranamama hali.. Oysa rahatlık varsa hareket olmuyor. Rahata alışan, rahatını bozar mı hiç??
YanıtlaSilKesinlikle sebep biziz
YanıtlaSilİnsan bedel ödediğini sever ya, evlat sevgisini sevgi yapan ona ödenen bedeller. o evlatların anne-babası için bedel ödemesine izin verirlirse belki daha dengeli ilişkiler olur..
YanıtlaSilİyi niyetle yapılan kötülükler.
YanıtlaSilEbeveynlik yanlış anlaşıldı, eğitmek öğretmek yerine biz çözdük problemlerini, biz kaldırdık düştükleri yerden. Hatta problem yaşamalarına bile izin verilmedi... Biz nerde hata yaptık diyenlerin okuyup stratejiler çıkarabileceği bir yazı. Kaleminize sağlık💐
YanıtlaSilBedelsiz ilerleme yok, bedelsiz gerileme var. Bireyden aileye, aileden topluluğa, topluluktan ülkelere... Herşey herşeyle ilişkili
YanıtlaSilİnsan problemin çözümünü arıyorsa cevap için bakması gereken yer dönüp dolaşıp bedele geliyor
YanıtlaSilRahatlatmak için marifetsizleştirmek elinize sağlık...
YanıtlaSilOlgunlaşma süreci ne güzel anlatılmış... Kaleminize sağlık 🌿
YanıtlaSilHayatta güçlenmek için, bedel ödeyerek, yol alabileceğimizi tez zamanda öğrenenlerden olalım inşaAllah 🤲🫶 kaleminize sağlık
YanıtlaSilHayat bizden kendisine uyumumuzu istiyor.Aclik ,hareket marifet.Tok olan bir insan harekete geçemez. Amaci yok,hedefi yok,ihtiyaclari karşılanmış..Yokluk insani harekete gecirir,emek harcatir,marifet kazandırır ..
YanıtlaSilBir yandan biz hiç böyle değildik ebeveynlerimize çok saygılıydık diyoruz
YanıtlaSilBir yandan ebeveynelerimizin yetiştirme tarzını beğenmiyoruz bambaşka yöntemler uygulamaya çalışıyoruz
Şimdinin modası bedelsiz çocuk yetiştirmek, benim olmadı onun olsun diye onu imkana boğmak…
YanıtlaSilBilsek imkanımız olmadığı için bu kadar marifetliyiz …
biz çektik onlar çekmesin diyoruz ama biz ne marifetler elde ettik bu sayede... hem o marifetleri kazansınlar istiyoruz hem önlerine rahatlık engelleri koyuyoruz... Kaleminize sağlık. ''Çok doğru da işte...'' deyip geçmemek bedel ödemeyi ve sevdiklerimize tatlı tatlı ödetebilmeyi kendimize katabilmek duası ile... Teşekkürler
YanıtlaSilBazen iyilikle yaptığımız şeyler aslında hiç de öyle değil. Ya da yapmaktan kaçtığımız şeyler bazen bize daha büyük yüklere sebep olmakta. Ne kadar güzel anlatılmış. Kalemimize sağlık.
YanıtlaSilhayatta hep doğru yaptığımızı sanıp tekrar tekrar yanılmışız . Bu yazıyı görüp ve sonra yaptıklarımızdan pişmanlık duyarak , bu bilgilerle aydınlanmamız ne güzel bir duygu … teşekkürler. İnşallah doğru davranışlar kazanabilmek niyetiyle , uygulayabilmek . Nasip olsun. Çok eğitici güzel bir yazı olmuş yüreginize sağlık.
YanıtlaSilGünümüz aile ve çocuk ilişkisinin özeti olmuş. Emeğinize sağlık…..
YanıtlaSilÇocuğumuzun yapması gereken her şeyi aman o yorulmasın, rahat etsin diye ebeveynler olarak bizler yapıyoruz ve farkında olmadan onun bedelini ödemiş oluyoruz. Çocuğum neden bu kadar marifetsiz diye de sonradan üzülüyoruz. Ne kadar güzel, güncel örneklerle anlatılmış kaleminize sağlık..
YanıtlaSilElinize sağlık . Çok güzel örneklerle anlatmışsınız çok teşekkürler. 💐.
YanıtlaSilO kadar hayati bir meseleki. Sadece çocuğumuzun değil kıyaslarla toplumun da marifetsizliğine güçsüzlüğüne sebep olabiliyoruz, dengeyi bozabiliyoruz .
Bedel ödeyip bedel ödettiren olmak dileğiyle… Emeğinize sağlık 🌿
YanıtlaSilÇok çok güzel yazı olmuş emeğinize sağlık. Bedelini seven evlatlar yetiştirmek nasip olsun inşallah
YanıtlaSilÇok doğru can alıcı bir konu olmuş.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık
Aslında etrafımıza baktığımızda en çok ta hayatta Bedeli olan insanın marifetli olduğunu görüyoruz..
YanıtlaSilInsan kendi elleriyle en sevdigine bunu yaparmi, gerçekleri bilmeyince yapiyor. Emeklerinize saglik cok guzel bir yazi olmus
YanıtlaSilSorumluluk verilen çocuklar daha başarılı ve daha mutlu oluyor her an yanında olamayacağımız çocuklarımız kendine emek vermeyi öğrenmeli
YanıtlaSilBizi güçlü yapan, daha iyi olabilmemizi sağlayan şey Bedel…🍀
YanıtlaSilÇağımızın hastalığı rahatlık... En kıyamadıklarımıza bu yüzden ne çok haksızlık etmişiz... Halbuki su içeceği bardağı kendisi taşımaya çalışırken Ne mutlu görünüyor, 3 yaşındaki çocuk, ya da çorbanın yarısını üstüne dökerken kaşıktaki son damlanın ağzına girişi nasıl bir mutluluk veriyor ona...
YanıtlaSil