Ana içeriğe atla

Doğrucu Davut

Doğrucu Davut
Her doğru her yerde söylenir mi? Çocukluk hayali olan avukatlığa başlamıştı sonunda. Yeni ve heyecanlı bir dönem onu bekliyordu. Ailesinin Doğrucu Davut’u Ayşe acaba neler yaşayacaktı. Annesine benziyordu bu tarafı. Bir keresinde kırmızı ışıkta geçti diye babasını polise ihbar etmişti annesi. Polis bile bu duruma şaşırmıştı. Babası bunu hiç unutamaz, durup durup anlatırdı. Ayşe ise her defasında annesinin ne kadar da doğru yaptığını düşünürdü. 

Babası genelde Ayşe’ye danışırdı: “Bunu nasıl yapalım, ne dersin?” Ayşe’ye göre babası o işi yapmamalıydı. Bir keresinde babasının ofisinde bir iş ortaklığıyla ilgili konuşmasına denk gelmişti. Sabredememiş, babası ona sormamasına rağmen lafa atlamış, babasının iş yapacağı kişiye: “Bu iş babama göre değil ayrıca ben onaylamıyorum.” deyip kendince fikrini söylemişti. 

Yaşı ufakken tüm ailenin hoşuna giden bu davranışları, büyüdükçe tepki çekmeye başlamıştı. “Her şeyi sen mi doğru biliyorsun!”, “Bir şeye de karışma!”, “Her doğru her yerde söylenmez kızım, lafın da bir adabı vardır!” diye laf işitiyordu. Yine de bu söylenenler pek kulağında kalmıyor, avukat olunca bu davranışının mesleğine de katkısı olacağını düşünüyordu. 

Bir gün mağazada kasa sırası beklerken önünde yanlış etiketlenmiş bir ürün için kasa personeliyle konuşan müşteriyi işitti. Hemen alışık olduğu şekilde hamle yaptı ve müdahale etti: “Pardon ben avukatım, tüketici hakları denen bir şey var. Sonuçta bu etiket yanlış yazılmış. Bu mağduriyetin bedelini kim ödeyecek?” Müşteri de Ayşe’den güç alıp çıkışınca firma yöneticisi ürünü eski fiyatından verdi ve olay kapandı. Ayşe halinden memnun, "İyi ki ordaydım." diye sevinerek evine döndü.

Ertesi gün üniversiteden çok eski bir arkadaşıyla sohbet ederken büyük bir başarı hissiyle bu durumu anlattığında ise aldığı cevap çok şaşırtıcı geldi: 

- Peki senden yardım isteyen ya da soru soran olmuş muydu?

- Yooo.

- Sen müdahale ettin yani. Bu durumda hakikaten adalet sağlanmış mı oldu?

- Eveeeet. 

Ayşe önce arkadaşının neden böyle söylediğini anlamamıştı fakat yine de bu sorular kafasında dolaşıp durdu. Olayı tüm gerçekliğiyle kavramış mıydı acaba? Ve en önemlisi de ortada sorulmuş bir soru var mıydı? 

Arkadaşını yeniden aradı ve sordu:

- Ben işin içinden çıkamıyorum. Madem öyle, doğru tepki neydi?

- Bizler bazen her doğruyu her yerde küt diye söylemeyi adaletli olmak veya dobra olmak zannediyoruz. Bir olayın gözümüzün önünde gerçekleşiyor olması müdahale hakkımız olduğu anlamına gelir mi sence? Bir insanı haksızlığa uğrarken görmüş olabiliriz, evet… Ya olayın iç yüzü başkaysa? Ya bizim algıladığımız gibi değilse? Olayın tümünü anlamadan, erken tepki vermek bize ne kazandırır, ne kaybettirir? Düşünsene; ticarette müşteriye sormadan, bu ürünü çantanıza koyuyorum diyerek satışa zorlanır mı? Yoksa müşteri “Bunun ücreti ne kadar?” diyene kadar bir şey söylememek mi doğrusu? İnsanların üstüne gidince alacağı varsa da müşteri kaçar ve belki de çok ihtiyacı olan bir şeyi bu sebeple almayabilir. Üstelik bizim, onun yaşadığında bilmeden payımız olur. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; Soru varsa bir cevap ve aktarıcı vardır. 

Her problem bir sorudur ve insanlar kendi problemlerini kendileri çözmelidir. Bu esnada sizi bulup soru sorabilirler. İşte o zaman öğrenmeye açık haldedirler ve işte o zaman yaptığımız şey müdahale olmaktan çıkar, destek olmaya döner. Kimse kendi öyküsüne müdahale edilmesinden hoşlanmaz. 

Ayşe’nin nutku tutulmuştu. Bir çocuk kadar savunmasız hissetti kendini. Bir yandan da ürktü. “Ya erken tepki veriyor, bana soru sorulmadan atlıyorsam… Ya gördüğüm şey gerçeğin kendisi değilse… O zaman farkında olmadan yanlış karar veririm hatta insanları yanlış yönlendiririm. Bu çok korkunç…” 

Bu konu üzerinde uzunca bir süre düşündü ve bir karar aldı; artık onu direkt dahil etmedikleri, soru sormadıkları konulara atlamayacaktı. İnsanları gözlemleyerek problemlerini çözmeye çalışmaları için onlara fırsat verecekti. En önemlisi de sadece soru sorarlarsa yanıt verecekti. Birden içi ferahladı. Bu büyük hayat dersi için arkadaşına minnet duydu…

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. İnsan ilişkileri düzelsin diye çabalarken; doğru şeyleri sert bir şekilde söylediğinde veya ona sorulmadan atladığında ilişkisini alt seviyelere düşürebiliyor gerçekten.. Faydalı bir yazı olmuş ✍️

    YanıtlaSil
  2. Bilmeden ne kadarda çok yaşama müdahale ediyoruz. İhtiyaç hissettiğinde kapını çalanla, hiç destek istemeden müdahale etmenin ne kadar farkı var, karşılıklı. Had bilmeyi sınır bilmeyi çok güzel yazıya dökülmüş 🌿
    Emeklerinize sağlık ✨

    YanıtlaSil
  3. Başkasının hayatına iyilik adı altında müdahale etmek belki de o kişinin yaşayacağı daha güzel şeylere de engel olmak oluyor bazen de..

    YanıtlaSil
  4. 🌸 elinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir yazı. İnsan sürekli etrafını gördüğünde kendini tapıp ettiklerini göremez hale geliyor. Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  6. Farkında olmadan yardımcı olduğumuzu düşündüğümüz konularda ne kadar müdahale ediyormuşuz …
    ölçü ne kadar güzel, soru varsa cevap var!
    Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Biz bazen iyilik yaptığımızı düşünerek karsilastigimiz olaylara müdahaleci oluruz.Ornek;Karı koca kavga ediyordur hemen araya gireriz. Oysaki olayin ne oldugunu bilmiyoruzdur ve biz sonunda kötü biliniriz.O yüzden insanlarin soru sorma,danisma haklarini teslim etmemiz iliskilerimizi daha kaliteli yapar. Günümüzde cok yasanan bir konuya dikkatimizi cektiginiz icin kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  8. Çok güncel bir sorunumuza değinmişsin. Çok faydalı oldu. Çünkü insan özellikle de bir şeylerin doğrusunu öğrendikten sonra bu müdahale etme kısmını atlayabiliyor. Emeğinize sağlık gerçekten

    YanıtlaSil
  9. Çocuklarımızın hayatlarına da hemen karışıyoruz. Onların çözmesi gereken, düşünmesi gereken her şeyde biz anneler hemen müdahale oluyoruz. Düşünmelerine, çözüm aramalarına fırsat vermediğimiz müddetçe gelişmelerine de izin vermiyoruz. Oysa insan merak ettiğini sorar…

    YanıtlaSil
  10. "Soru varsa cevap var" benimde hayatımı değiştirmişti. Oysa insan nasıl da iyi bir şey yaptığını zannediyor...

    YanıtlaSil
  11. Hayatın içinde cokça karsılastıgımız bir davranış üzerine güzel bir yazı olmuş. Benim de deneyimsel tasarım öğretisi seminerlerinden öğrendiğim en önemli şeylerden biridir. Soru yoksa cevap yok. Uygulaması zor olsa da uygulayınca iletişim kalitesini arttıran bir şey

    YanıtlaSil
  12. Elinize sağlık çok güzel bir detay veriyorsunuz.
    Şahit olduğumuzla gerçek arasında fark olabilir düşüncesiyle iyi bir gözlemci adaletle anlayabilmek çok önemli.
    “Soru varsa bir cevap ve aktarıcı var. “
    Hem kendimize hem karşı tarafa zaman vermek, onun hakkına girmeden bizden talep edileni gerçeği anlamaya çalışmak ilişkilerimizde de daha doğru davranmamızı sağlayacaktır. Teşekkürler . 🍃

    YanıtlaSil
  13. Emeğinize sağlık, çok faydalı bir yazı olmuş ❤️

    YanıtlaSil
  14. Ayşe Nur Varlı5 Kasım 2023 15:01

    Soru varsa cevap var. Soru yoksa çatlasakta öyküye girmek yok. Çok zor evet ama Sen kolaylaştır Rabbim🤲🏻🌼

    YanıtlaSil
  15. İnsanın çoğunlukla anlayamadığı ve zorlandığı yer. Yardım ediyordum duygusuyla yapılan yanlış. Ne güzel anlattınız.

    YanıtlaSil
  16. Ayşe bunu yaptığında, etrafında bazı kişiler ''Beni düşünerek iyi niyetle yapıyor aslında.'', ''O beni düşünüyor ben nankörlük mü yapıyorum acaba?'' diye düşünüyor, bir şey demeye çekiniyor ama çok rahatsız oluyor. Kişinin iyiliği için bile olsa, yaptığı şey tam da ihtiyacı bile olsa, 'sınır ihlali' yaptığı gerçeği değişmiyor. Kimse sınırlarının çiğnenmesinden hoşlanmıyor...

    YanıtlaSil
  17. Kontrolumuzde olan durumlarda bazen susmak daha iyi olabilir.Kisi hatasını fark edip pişmanlık yaşayabilir.Süre vermek iki tarafa da kazandırır.

    YanıtlaSil
  18. Karşımda ki Soru sormadan anllatma derdine düşmek , Bu hatanın çok kere farketmeden Yapıldığını gözlemek Ve yapmak ve sonucundaki pişmanlık . Oysa ne güzel bir farkındalık oluşturan ve bilinç açan bir yazı olmuş . Soru yok cevap yok .kaleminize sağlık .

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kim Kimdir Semineri

Dünya üzerinde yaşayan her canlı birbirinden farklı özellikler taşır. Bitkiler, hayvanlar değişik özellikleri ve yapıları vardır. Çiçekler , meyvesi yediğimiz, yemediğimiz değişik ağaçlar tükenmez çeşitlilik. Her birinin verdiği lezzet, fayda benzersizdir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

İnsan başarı lı olmak ister bu hayatta ve mutlu... Bir karar verdim artık… Ama ya yanlış bir kararsa? Ya reddettiğim seçenek benim için daha hayırlıysa? İçim içimi yiyiyor… Keşke anlamanın bir yolu olsaydı. İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? Kalbine sormalı... Peki, ya kalbim yanılıyorsa? Belki başka insanlara danışmalı... Peki, ya insanlar beni üzmemek için gerçeği değil de nefisimin hoşuna gidecek şeyi tavsiye ediyorsa? Belki de kıyas yapmalı; gelen teklif mevcuttan daha iyiyse değerlendirmeli... Ya daha iyi diye gördüğüm seçenek bir fırsat değil de hayatımın hatasıysa? Keşke anlamanın bir yolu olsaydı... İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? İnsanlar nasıl bu kadar kolay iş değiştirebiliyorlar? Ve nasıl emin olabiliyorlar? Eminlik için bir referans gerekmez mi oysa? Peki, onların referansı ne? İnsanlar nasıl bu kadar kolay istifa edebiliyor? Ya olumsuzluklarına rağmen orada kalması gitmesinden daha hayırlıysa? İnsan nasıl karar veriyor yurt dışın...

İlişkide Ustalık Bir İhtiyaçtır

Neden ilişkide ustalık?  Her canlının hayatını devam ettirmesi için gereksinimleri vardır.  Tohum, yeşermesi için toprağa ve suya ihtiyaç duyar. Yeşeren filiz ise, büyüdükçe daha fazla toprağa ve suya ihtiyaç duyar.