Babası genelde Ayşe’ye danışırdı: “Bunu nasıl yapalım, ne dersin?” Ayşe’ye göre babası o işi yapmamalıydı. Bir keresinde babasının ofisinde bir iş ortaklığıyla ilgili konuşmasına denk gelmişti. Sabredememiş, babası ona sormamasına rağmen lafa atlamış, babasının iş yapacağı kişiye: “Bu iş babama göre değil ayrıca ben onaylamıyorum.” deyip kendince fikrini söylemişti.
Yaşı ufakken tüm ailenin hoşuna giden bu davranışları, büyüdükçe tepki çekmeye başlamıştı. “Her şeyi sen mi doğru biliyorsun!”, “Bir şeye de karışma!”, “Her doğru her yerde söylenmez kızım, lafın da bir adabı vardır!” diye laf işitiyordu. Yine de bu söylenenler pek kulağında kalmıyor, avukat olunca bu davranışının mesleğine de katkısı olacağını düşünüyordu.
Bir gün mağazada kasa sırası beklerken önünde yanlış etiketlenmiş bir ürün için kasa personeliyle konuşan müşteriyi işitti. Hemen alışık olduğu şekilde hamle yaptı ve müdahale etti: “Pardon ben avukatım, tüketici hakları denen bir şey var. Sonuçta bu etiket yanlış yazılmış. Bu mağduriyetin bedelini kim ödeyecek?” Müşteri de Ayşe’den güç alıp çıkışınca firma yöneticisi ürünü eski fiyatından verdi ve olay kapandı. Ayşe halinden memnun, "İyi ki ordaydım." diye sevinerek evine döndü.
Ertesi gün üniversiteden çok eski bir arkadaşıyla sohbet ederken büyük bir başarı hissiyle bu durumu anlattığında ise aldığı cevap çok şaşırtıcı geldi:
- Peki senden yardım isteyen ya da soru soran olmuş muydu?
- Yooo.
- Sen müdahale ettin yani. Bu durumda hakikaten adalet sağlanmış mı oldu?
- Eveeeet.
Ayşe önce arkadaşının neden böyle söylediğini anlamamıştı fakat yine de bu sorular kafasında dolaşıp durdu. Olayı tüm gerçekliğiyle kavramış mıydı acaba? Ve en önemlisi de ortada sorulmuş bir soru var mıydı?
Arkadaşını yeniden aradı ve sordu:
- Ben işin içinden çıkamıyorum. Madem öyle, doğru tepki neydi?
- Bizler bazen her doğruyu her yerde küt diye söylemeyi adaletli olmak veya dobra olmak zannediyoruz. Bir olayın gözümüzün önünde gerçekleşiyor olması müdahale hakkımız olduğu anlamına gelir mi sence? Bir insanı haksızlığa uğrarken görmüş olabiliriz, evet… Ya olayın iç yüzü başkaysa? Ya bizim algıladığımız gibi değilse? Olayın tümünü anlamadan, erken tepki vermek bize ne kazandırır, ne kaybettirir? Düşünsene; ticarette müşteriye sormadan, bu ürünü çantanıza koyuyorum diyerek satışa zorlanır mı? Yoksa müşteri “Bunun ücreti ne kadar?” diyene kadar bir şey söylememek mi doğrusu? İnsanların üstüne gidince alacağı varsa da müşteri kaçar ve belki de çok ihtiyacı olan bir şeyi bu sebeple almayabilir. Üstelik bizim, onun yaşadığında bilmeden payımız olur.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; Soru varsa bir cevap ve aktarıcı vardır.
Her problem bir sorudur ve insanlar kendi problemlerini kendileri çözmelidir. Bu esnada sizi bulup soru sorabilirler. İşte o zaman öğrenmeye açık haldedirler ve işte o zaman yaptığımız şey müdahale olmaktan çıkar, destek olmaya döner. Kimse kendi öyküsüne müdahale edilmesinden hoşlanmaz.
Ayşe’nin nutku tutulmuştu. Bir çocuk kadar savunmasız hissetti kendini. Bir yandan da ürktü. “Ya erken tepki veriyor, bana soru sorulmadan atlıyorsam… Ya gördüğüm şey gerçeğin kendisi değilse… O zaman farkında olmadan yanlış karar veririm hatta insanları yanlış yönlendiririm. Bu çok korkunç…”
Bu konu üzerinde uzunca bir süre düşündü ve bir karar aldı; artık onu direkt dahil etmedikleri, soru sormadıkları konulara atlamayacaktı. İnsanları gözlemleyerek problemlerini çözmeye çalışmaları için onlara fırsat verecekti. En önemlisi de sadece soru sorarlarsa yanıt verecekti. Birden içi ferahladı. Bu büyük hayat dersi için arkadaşına minnet duydu…
&
İnsan ilişkileri düzelsin diye çabalarken; doğru şeyleri sert bir şekilde söylediğinde veya ona sorulmadan atladığında ilişkisini alt seviyelere düşürebiliyor gerçekten.. Faydalı bir yazı olmuş ✍️
YanıtlaSilBilmeden ne kadarda çok yaşama müdahale ediyoruz. İhtiyaç hissettiğinde kapını çalanla, hiç destek istemeden müdahale etmenin ne kadar farkı var, karşılıklı. Had bilmeyi sınır bilmeyi çok güzel yazıya dökülmüş 🌿
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık ✨
Başkasının hayatına iyilik adı altında müdahale etmek belki de o kişinin yaşayacağı daha güzel şeylere de engel olmak oluyor bazen de..
YanıtlaSil🌸 elinize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı. İnsan sürekli etrafını gördüğünde kendini tapıp ettiklerini göremez hale geliyor. Kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilFarkında olmadan yardımcı olduğumuzu düşündüğümüz konularda ne kadar müdahale ediyormuşuz …
YanıtlaSilölçü ne kadar güzel, soru varsa cevap var!
Kaleminize sağlık
Biz bazen iyilik yaptığımızı düşünerek karsilastigimiz olaylara müdahaleci oluruz.Ornek;Karı koca kavga ediyordur hemen araya gireriz. Oysaki olayin ne oldugunu bilmiyoruzdur ve biz sonunda kötü biliniriz.O yüzden insanlarin soru sorma,danisma haklarini teslim etmemiz iliskilerimizi daha kaliteli yapar. Günümüzde cok yasanan bir konuya dikkatimizi cektiginiz icin kaleminize sağlık.
YanıtlaSilÇok güncel bir sorunumuza değinmişsin. Çok faydalı oldu. Çünkü insan özellikle de bir şeylerin doğrusunu öğrendikten sonra bu müdahale etme kısmını atlayabiliyor. Emeğinize sağlık gerçekten
YanıtlaSilÇocuklarımızın hayatlarına da hemen karışıyoruz. Onların çözmesi gereken, düşünmesi gereken her şeyde biz anneler hemen müdahale oluyoruz. Düşünmelerine, çözüm aramalarına fırsat vermediğimiz müddetçe gelişmelerine de izin vermiyoruz. Oysa insan merak ettiğini sorar…
YanıtlaSil"Soru varsa cevap var" benimde hayatımı değiştirmişti. Oysa insan nasıl da iyi bir şey yaptığını zannediyor...
YanıtlaSilHayatın içinde cokça karsılastıgımız bir davranış üzerine güzel bir yazı olmuş. Benim de deneyimsel tasarım öğretisi seminerlerinden öğrendiğim en önemli şeylerden biridir. Soru yoksa cevap yok. Uygulaması zor olsa da uygulayınca iletişim kalitesini arttıran bir şey
YanıtlaSilElinize sağlık çok güzel bir detay veriyorsunuz.
YanıtlaSilŞahit olduğumuzla gerçek arasında fark olabilir düşüncesiyle iyi bir gözlemci adaletle anlayabilmek çok önemli.
“Soru varsa bir cevap ve aktarıcı var. “
Hem kendimize hem karşı tarafa zaman vermek, onun hakkına girmeden bizden talep edileni gerçeği anlamaya çalışmak ilişkilerimizde de daha doğru davranmamızı sağlayacaktır. Teşekkürler . 🍃
Emeğinize sağlık, çok faydalı bir yazı olmuş ❤️
YanıtlaSilSoru varsa cevap var. Soru yoksa çatlasakta öyküye girmek yok. Çok zor evet ama Sen kolaylaştır Rabbim🤲🏻🌼
YanıtlaSilİnsanın çoğunlukla anlayamadığı ve zorlandığı yer. Yardım ediyordum duygusuyla yapılan yanlış. Ne güzel anlattınız.
YanıtlaSilAyşe bunu yaptığında, etrafında bazı kişiler ''Beni düşünerek iyi niyetle yapıyor aslında.'', ''O beni düşünüyor ben nankörlük mü yapıyorum acaba?'' diye düşünüyor, bir şey demeye çekiniyor ama çok rahatsız oluyor. Kişinin iyiliği için bile olsa, yaptığı şey tam da ihtiyacı bile olsa, 'sınır ihlali' yaptığı gerçeği değişmiyor. Kimse sınırlarının çiğnenmesinden hoşlanmıyor...
YanıtlaSilKontrolumuzde olan durumlarda bazen susmak daha iyi olabilir.Kisi hatasını fark edip pişmanlık yaşayabilir.Süre vermek iki tarafa da kazandırır.
YanıtlaSilKarşımda ki Soru sormadan anllatma derdine düşmek , Bu hatanın çok kere farketmeden Yapıldığını gözlemek Ve yapmak ve sonucundaki pişmanlık . Oysa ne güzel bir farkındalık oluşturan ve bilinç açan bir yazı olmuş . Soru yok cevap yok .kaleminize sağlık .
YanıtlaSil