Ana içeriğe atla

Çarşıdan Aldım Bir Tane

Nar gibi problemlerim oldu

Problemim nar oldu... “Her yere dökmüş” diye bir çığlık attı Aysel. Arkadaşına misafirliğe gitmişti. Arkadaşı Suna koşarak geldi mutfağa. “Korkuttun beni n'oldu Aysel” dedi. 

- Mutfağın halini görmüyor musun Suna!

- Ne varmış ki halinde?

- Her yer savaş alanı gibi inanamıyorum sana, küçücük çocuğun eline nar mı verilir?

- Ben de bir şey var sandım, her gün böyleyiz biz. Elleriyle kendisi hissederek yemeyi öğreniyor. Zorlandığı yerde yardım istemeyi biliyor. Bir de doyunca kalkıyor sofradan. Epey uğraştık bu dereceye gelene kadar. Başı çok zorladı bizi. Bir müddet elimden bez düşmedi ama şimdi onu bir şeyler başarırken görmek çok keyifli...

- Nasıl da sabrın yetiyor. Alp dört yaşında, ben yemek döküntülerini temizlememek için hala kaşıkla kendim veriyorum. Yoksa halılar mahvoluyor. Doyduğunu da ben anlıyorum zaten, o bilemez ki daha çok küçük...

Aysel, Suna'ya çok da prim vermemişti ama bu durum aklına da takılmıştı. Suna’nın çocuğu bir yaşında olmasına rağmen kendi dört yaşındaki oğluna göre okula gitmeye daha hazır görünüyordu. “Bize de zor çocuk düştü.” diye aklından geçse de, “Acaba yanlış bir şeyler mi yapıyorum?” diye düşünmüyor değildi. “Kim temizleyecek bunu şimdi?” deyip ertelemişti oğluna yemek yemeyi öğretmeyi. Hep ayağına dolanıyordu bu durum. İşi olduğunda bir yere bırakmak hem bakan için zor oluyordu hem de Aysel çekiniyordu. Okula gönderecekti bu sene ama öğretmeninin bu konudaki tavrını gözünde canlandırabiliyordu…

Suna’nın çocuğunun döktüğü nar taneleri Aysel’in gözünde canlandı bir an... Hayatıyla ilişkilendirmişti... Hayat ona bir tane problem vermişti. “Çocuğunun yemeğini kim yedirecekti?” Şimdi ise birçok problem karşısındaydı.

Nerede yanlış yapıyordu acaba? Keşke o ilk ek besin vermeye başladığında ev kirlenseydi, bunun bedelini göze alabilseydi. Ne kadar kirlenebilirdi ki? Şimdi oğluyla bu şekilde uğraşmaktan daha iyiydi. Her şeyi geri alabilseydi keşke. O güne geri dönebilseydi…

Peki çok mu geçti?

Alp yaşıtları gibi yemek yiyemez miydi artık?

Nefes alıyorsak hiçbir zaman geç değildi.

Peki buna gücü var mıydı Aysel’in?

İşte biz de Aysel gibi her gün birtakım problemlerle karşılaşıyoruz.

İnsana tek bir soru geliyor aslında, zorlayıcı görünen ama cevabı o kadar net ve ortada... Zorun arkası ise ferah...

O tek soru geldiğinde zor olan doğru cevabı verebilmek insanın üzerindeki yükü nasıl da alıyor. Üstüne üstlük bir de güçleniyor insan.

O soru geldiğinde onu görmezden gelmek, ertelemek ise nara benzetiyor problemimizi...

Çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane şekline dönüştürüyor. Uzatıyor, büyütüyor... Yoruyor... Oyalıyor... İnsanın hedefini şaşırtıyor...

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: Üzerine güneş doğan her insanın problemi vardır.

Problemimizin bedeline razı olarak onu çözmek ya da problemimizi ertelemek ise bize sunulan şıklardır…

Doğru şıkkı seçebilmek dileğiyle…😊

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. Sahte problem; Çarşıdan aldım.bir tane, eve geldim bin tane. Ilk soruya yanlıs cevap verince çoğalan sahte problemler. ilk soruya doğru yanit verebilenlerden olabilmek inşaALLAH

    YanıtlaSil
  2. İnsana tek bir soru geliyor aslında, zorlayıcı görünen ama cevabı o kadar net ve ortada. Zorun arkası ise ferah...
    Ne kadar dogru..
    Zor görünen o ferahlığı seçip güçlenebilenlerden olmak dileğiyle. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  3. O kadar doğru ki deneyimsel tasarim öğretisi gözümü açtı artık büyüttüğüm ertelediğim yanıtını geciktirdiğim için pişmanlık duyduğum problemlerimi görebilmek acı verse de çok güzel!

    YanıtlaSil
  4. Keşke insan karşısına çıkan soruyu ilkinde anlasa ve doğru cevaplasa.. Hayat çok daha kolay olurdu.. :)) Kaleminize sağlık 🌿

    YanıtlaSil
  5. Keşke hayatta herkes sahte problem ve gerçek problemi ayrıştıracak bilgiye sahip olsa. Kaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş🌺

    YanıtlaSil
  6. Hayatın bize sorduğu soruyu soruna dönüşmeden doğru cevabı verebilmek dileğiyle :)

    YanıtlaSil
  7. “Nefes alıyorsak hiçbir zaman geç değil.”
    İnsanın sıklıkla kendine hatırlatması gerek :)

    YanıtlaSil
  8. İnsanın seçim yaparken doğruyu bulması için önünde kılavuz olması büyük konfor. İnsan maalesef yanlışların çoğunu doğru yaptığını sanarak yapıyor

    YanıtlaSil
  9. Ne büyük bir zulüm yetiştirmeden büyütmek... Bize yetiştirilmek üzere verilen bir canlıyı, nasıl da sorumluluk vermeden marifetsizleştiriyoruz. Ve bu çocuk 30 yaşında da sadece büyümüş, ama yetişememiş oluyor. Sonuç mu? Hayatında yaşadığı problemleri çözme marifeti olmadığı için, mutsuz ve antidepresana başlayan bir dolu genç...

    YanıtlaSil
  10. Rahatlık tuzağındaki her insan zoluklarla mücadele etmeyi sevmiyor. "Amaann canım şimdi kim uğraşacak o problemi çözmeye belki ilerde her şey düzelir" der problemin üzerini kaparız ama öyle olmuyo kapanmiyo o problem.

    YanıtlaSil
  11. Her hayrıdaki o ilk baştaki zorluğu anlık acıyı hiç ertelemesek ne güzel olurdu😅

    YanıtlaSil
  12. Problem çözdükçe marifetlenir insan... çocuk da öyle... o zaman yetistirmek icin onu... kendi çözmesine izin ver... destek ol ama koltuk değneği olma...

    YanıtlaSil
  13. Başta zorluğa göğüs gerenlerin yolu hep ferah 💪😊

    YanıtlaSil
  14. Çocuk yetiştirirken dahi rahatlık tuzağındayız. Zora gelemiyoruz. Kötü anne ve baba olmak istemiyoruz. Peki her düştüklerinde elinden tutarsak o çocuklarımız nasıl marifetlenecek? Varsın evin her yeri nar olsun. Çocuğum kendi başına yemeyi öğrenmiş ya daha ne isterim🤗

    YanıtlaSil
  15. Öyle ya, "ne kadar kirlenebilirdi ki ev? Şu an bukadar uğraşmaktan iyidir."
    İnsan anda kalınca anı kurtarmak ister, sıklıkla geleceği düşünerek tepki verdiğinde ise bu gibi cümleler pek de gündeminde olmaz.
    ...
    Karşımıza çıkan her şey verdiğimiz tepkilerle bize geri döner.

    YanıtlaSil
  16. Az ve oz anlatim ve etkisi fazla
    Kaleminize saglik✏

    YanıtlaSil
  17. Çok güzel anlatmış

    YanıtlaSil
  18. Nehiri geçmeden diğer tarafa geçemiyoruz
    Şu anki problemimizi çözmeden de o rahatlığa geçiş hakkı verilmiyor

    Seçim bize sunulmuş
    Baştaki acıya katlanıp sonrası rahatlamak mı
    Yoksa
    Başında rahat edip sonrası acı çekmek mi?

    Unutmayalım mı ACI öykünün bir parçası
    Sadece yerini belirlemek bizim tercihimize sunulmuş ve sınavımızı kazanmamıza veya kaybetmemize vesile edilmiş🌺

    YanıtlaSil
  19. Gerçekten de bedel ödemeden yetişme, yetiştirme olmuyor. Zorluğu öne çekmek gerek mutlulukta süreklilik için

    YanıtlaSil
  20. Başında ödememiz gereken bedeli ödesek, karşılaştığımız zorluğu kabul edip azmetsek sonu feraha çıkacak aslında. Hepimizin problemi farklı. Önemli olan önce onu kabul etmekte. Ellerinize sağlık😊

    YanıtlaSil
  21. Nefes alıyorsak hiçbir zaman geç değildi. Cok sevdim bu ifadeyi.

    YanıtlaSil
  22. Kaleminize sağlık. Sahte problem ve sahte çözümü ne güzel anlatmışsınız. Bir probleme doğru cevap veremediğimizde kendi problemimizi büyütürken çocuğumuzu da marifetsizleştiriyoruz. Hayata dayanıksız hale getiriyoruz.

    YanıtlaSil
  23. İnsan, kendi isteğine göre ebeveyn olmaya caliştıkca gerçekleri kaçırabiliyor malesef. Ama Güzel haber var☺️İnsana kaçırdığı yerden gerceği yakalabilme ve toparlanabilme hakkı verilmiş. Yeteki gerçeğe uyumlu yaşa🙏🙏🍃

    YanıtlaSil
  24. Ah sabırsız aceleci insan. Bedelini doğru yere yerleştirmediğin de yanlış bedellerine düşkünleşen ve problemlerini büyüten insan…

    YanıtlaSil
  25. Nuray Kryğl4 Ocak 2023 10:13

    En başta hiç zorlanmayacağı yerde insan ne kadar gözünde büyütüyor problemini. Ya sonra?

    YanıtlaSil
  26. Problemin çözümü için andaki acıya sabretmek gerekir. Sonrası çok güzel olacak

    YanıtlaSil
  27. Problemimizin bedeline razı olarak onu çözmek ya da problemimizi ertelemek ise bize sunulan şıklardır…kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  28. Bir kitapta okuduğum cümleyi hatırlattı bana:

    “Balık tutup vermek mi yoksa balık tutmayı öğretmek mi?”

    YanıtlaSil
  29. Çok güzel bir yazı (:

    YanıtlaSil
  30. Çocuk öğrenene kadar bişeylere katlanmak mı, yoksa ömür boyu arkasını toplamak mı? İşte bütün mesele bu 😮‍💨

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kim Kimdir Semineri

Dünya üzerinde yaşayan her canlı birbirinden farklı özellikler taşır. Bitkiler, hayvanlar değişik özellikleri ve yapıları vardır. Çiçekler , meyvesi yediğimiz, yemediğimiz değişik ağaçlar tükenmez çeşitlilik. Her birinin verdiği lezzet, fayda benzersizdir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

İnsan başarı lı olmak ister bu hayatta ve mutlu... Bir karar verdim artık… Ama ya yanlış bir kararsa? Ya reddettiğim seçenek benim için daha hayırlıysa? İçim içimi yiyiyor… Keşke anlamanın bir yolu olsaydı. İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? Kalbine sormalı... Peki, ya kalbim yanılıyorsa? Belki başka insanlara danışmalı... Peki, ya insanlar beni üzmemek için gerçeği değil de nefisimin hoşuna gidecek şeyi tavsiye ediyorsa? Belki de kıyas yapmalı; gelen teklif mevcuttan daha iyiyse değerlendirmeli... Ya daha iyi diye gördüğüm seçenek bir fırsat değil de hayatımın hatasıysa? Keşke anlamanın bir yolu olsaydı... İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? İnsanlar nasıl bu kadar kolay iş değiştirebiliyorlar? Ve nasıl emin olabiliyorlar? Eminlik için bir referans gerekmez mi oysa? Peki, onların referansı ne? İnsanlar nasıl bu kadar kolay istifa edebiliyor? Ya olumsuzluklarına rağmen orada kalması gitmesinden daha hayırlıysa? İnsan nasıl karar veriyor yurt dışın...

İlişkide Ustalık Bir İhtiyaçtır

Neden ilişkide ustalık?  Her canlının hayatını devam ettirmesi için gereksinimleri vardır.  Tohum, yeşermesi için toprağa ve suya ihtiyaç duyar. Yeşeren filiz ise, büyüdükçe daha fazla toprağa ve suya ihtiyaç duyar.