“Hiç bilmiyorum.” dedi Nazan. “Yine kim bilir hangi deliğe saklanmış ne hayaller kuruyordur. Bütün gün hiç durmadan koşuyor, sonra da akşam pili bitmiş bebek gibi oluyor ama hayalleri hiç bitmiyor. Çayını tazeleyeyim mi?”, “Yok,” dedi Faruk “Ben şuna bir bakayım.”
Evin içini şöyle bir kolaçan etti. Evde olmadığını anlayınca “Nazan ben biraz dolaşacağım.” dedi. Kesin sahile gitmiştir diye düşündü. Özge akşamları sahildeki iskeleden denizi seyretmeye bayılırdı. Çok hareketli bir çocuktu normalde. Ama oturup manzara seyretmeye de doyamazdı.
Faruk sahile doğru gittiğinde yine onu o iskelenin ucunda tek başına oturmuş kafasını gökyüzüne kaldırmış bakarken buldu.
-Ne yapıyorsun kızım merak ettim seni?
-Buradayım baba, düşünüyorum.
-Neyi?
-Yıldızları baba. Ne kadar güzeller değil mi? Ve ne kadar çok parlaklar, sanki lamba gibiler.
-Doğru, kandil derlerdi eskiler.
-Evet evet duymuştum, babaannem demişti bir keresinde. Böyle kandiller asılı gibi, bütün gökyüzü süslenmiş gibi sanki. Çok merak ediyorum gökyüzünü. Çok muhteşem değil mi? Çok büyük, aklım almıyor. O kadar yıldız gezegen nasıl oluşmuş acaba? Dünyamız nasıl oluşmuş hep düşünüyorum.
Gezegenler Nasıl Çarpışmıyorlar?
-Baba, şimdi bu gezegenler hep dönüyor ya nasıl birbirine çarpmıyorlar? Ben olduğum yerde dönsem biraz sonra başım döner düşerim. Sersem gibi olurum. Bazen yapıyorum da annem kızıyor, “Düşeceksin, yapma!” diyor. Hayır bir de sadece kendi etrafında dönmüyorlar, güneşin etrafında da dönüyorlar. Öğretmenim dedi ki bütün gezegenlerin çekirdeği varmış ortasında. Meyvenin de çekirdeği var. Hatta biliyor musun baba, insan hücrelerden oluşuyor ya, o hücrelerin içinde de çekirdek varmış. Atomun içinde de çekirdek var. İnternetten baktım ben, atomun çekirdeğinin etrafında böyle nötronlar protonlar elektronlar denen bir şeyler dönüyormuş. Aynı gezegenlerin güneşin etrafında dönmesi gibi. Onları göremiyoruz, küçücükler. Gezegenler de çok büyük ama aynı şey sanki, çok garip. Aklım almıyor baba, bu nasıl oluyor?
-Yasalar var kızım.
-Yasalar mı?
-Evet herkes için her zaman ve her yerde geçerli. Gezegenler de dönerken aynı şey geçerli atomun etrafındaki nötronlar, protonlar, elektronlar dönerken de. Bunlara somut yasalar deniyor. Somut elle tutulan gözle görülen şeyler için geçerli.
-Fen dersinde öğretmenimin anlattığı gibi yani.
-Bir de soyut yasalar var biliyor musun? Onlar da gözle görmediğimiz elle tutamadığımız hayatın işleyiş yasaları. “Deneyimsel Tasarım Öğretisi” seminerlerine katılıyorum ya ben, biliyorsun. Orada anlatılıyor bize bu yasalar. Soyut yasaları bilmek çok kıymetli. İnsan soyut yasalara hakim olunca başına bir problem gelmeden öngörebilmeye başlıyor. Ya tedbir alabiliyorsun ya gelmesini engelleyebiliyorsun ya da gelse de hafif atlatabiliyorsun.
Ne yaşadığını, bu problemin çözümünün ne olduğunu iyi biliyorsun. Sahtenin, gerçeğin, her şeyin birbirine karışmış olduğu günümüzde ne kadar kıymetli değil mi? Keşke bu öğrendiğim bilgileri daha önce, hayata ilk atıldığım yıllarda öğrenseydim. Ergenlikte, iş hayatında, evlilikte... Sana ne tür problemlerle karşılaşacağının, nasıl tepki verirsen neler olacağının bilgisini kimse vermiyor. Ama Deneyim Tasarım Öğretisi seminerlerinde bunları ve daha nicelerini öğreniyorsun. Oysa ne kadar gerekli hayata dair bilgiler.
Örneğin “İnsan tanıma nedir?” onu öğreniyorsun. Karşındaki kişi doğuştan getirdiği özelliklere göre neye nasıl tepkiler veriyor? Aynı şekilde sen de öyle... Bunları bilince, insanın tahammül seviyesi de yükseliyor. Kızıp sinirlendiği bazı şeylere sinirlenmiyor. Karşı tarafın sırf onu sinirlendirmek için yapmadığını anlıyor. Hani sen şimdi çok hareketli, hızlı, yerinde duramayan bir çocuksun ya. Ben biliyorum mesela, senin böyle olmanın doğuştan getirdiğin hangi özelliğinden kaynaklandığını. Arkadaşın Nilsu’nun hareketleri çok yavaş diye sen de ona bazen kızıyorsun.
-Evet çok ağır hareket ediyor, dayanamıyorum baba, hızlı olsun istiyorum.
-İşte onun da neden öyle yavaş olduğunu biliyorum. “Kim Kimdir?” seminerinde bunları tanımlamayı öğreniyorsun. Farklı farklı yaratılmışız kızım. Hepimiz aynı olsaydık içinde sadece tek çeşit peynir olan başka hiçbir şey olmayan kahvaltı sofrasına benzerdik. Peki en güzel kahvaltı nasıl oluyor? Birbirinden farklı çeşitli kahvaltılıkların uyumu ile değil mi?
-Ne güzelmiş baba, ben de öğrenmek istiyorum. Öğretmenimiz dedi ki; insan yaşadıkça hep öğrenmeye açık olmalıymış. Yaşı ilerlese de ben biliyorum dememeliymiş. Dedem bile gidebilir belki bu seminere değil mi?
-Evet tabi ki kızım, insan her şeyi biliyorum derse çok yanılır. Her zaman bilmediklerimiz bildiklerimizden fazla olacak. İnsanın devamlı öğrenmeye açık olması çok kıymetli. Örneğin “insan nasıl algılar” hiç düşündün mü?
-Uzay üzerine düşünmeyi çok seviyorum. Belki ileride böyle büyüyünce astrofizikçi olabilirim. Ama bunu hiç düşünmemiştim.
-Hedefler yükseklerde yani, bak sen benim kızıma😀
Gülümsedi Özge gökyüzüne bakarak.
-Düşünmek çok önemli kızım. Bir şey hakkında düşünmek, irdelemek, ne olduğunu anlamaya çalışmak… Bunlar insanı geliştirir ve üzerinde düşündüğün konu hakkında gerçeğe yaklaştırır. Ama irdelemek başka, algılamak başka bir şey biliyor musun?
-Nasıl farklı baba?
-Bu detaylar için biraz daha büyümen lazım.
-Bir an önce büyümek istedim. Öğrenmek istediğim o kadar çok şey var ki…
Öğrenecek çok şey var gerçekten de. Yeter ki "ben biliyorum" diyerek kendini öğrenmeye kapatma...
&
.png)
insanin soyut yasalara hakim olup başına gelebilecek problemleri öngörebilmesi. ne kadar değerli
YanıtlaSilSoyut yasaların varlığını idrak edince, hayatta başıboşluk olmadığını anlıyor insan. Sonuçların sebeplerini düşünebiliyor. Ders çıkarabiliyor kendine. Ne kadar da kıymetli sonraki yaşayacakları için..
YanıtlaSilDeneyimsel tasarım öğretisi insana bu hayatın konforluda yaşanabileceğini gösteriyor bizlere🎈
Deneyimsel tasarım öğretisi anlaşılabilirdir. Her yaştan insanın kolayca anlayacağı şekilde bilgiler sunulur.
YanıtlaSilİnsan benim gibi olsun istiyor. benim gibi eğlensin, benim gibi düşünsün, benim gibi sevgisini ifade etsin, benim gibi hareket etsin istiyor. insan şunu kaçırıyor kimse bizim gibi olmak zorunda değil iyi olmak zorunda. peki neden o insan benim hayatımda? bunun sebeblerini öğrenmek için ve hayatımızda yaşadığımız daha nice sorunların gerçeğini görmek için kim kimdir eğitimi çok kıymetli. kaleminize sağlık farklılıklarımızı farkedenler oluruz inşAllah...
YanıtlaSilGökyüzü, evren, hücreler ve çekirdekleri, her şeyin birbiriyle ilişkili olduğunu nasıl da güzel anlatmış… İnsanlar da böyle hem ilişkili hem be birbirinden farklı farklı… Hayatı daha konforlu yaşamak İçin hakikaten kim kimdir bilmek… İnsanı daha yakından tanımak ve ömür boyu öğrenmeye açık olmak çok ama çok kıymetli…
YanıtlaSilöğrenme yolculuğu çok keyifli :) iyi ki deneyimsel tasarım öğretisi ❤
YanıtlaSilCocukken sordugumuz su sorulari sormayi hic birakmasak keske...
YanıtlaSilHayatta her şeyin bir yasası, kuralı var.
YanıtlaSilZamana , mekana göre değişmeyen.Sana göre bana olmayan ve tutarlı. Bu ipe tutunmak ve bu ipin sağladığı güvenle hayatın sarp yollarında ilerlemek ne büyük konfor.
İnsana verilen merak duygusu ne için verildi ve insanoğlu bu duyguyu nerde israf ediyor?
YanıtlaSilHer yaşın ayrı öğrenmesi olur, bilgisayarın işletim sistemi bile kendini update ederken, insanın kendini öğrenmeye kapatması ben zaten biliyorum demesiyle oluyor. Oysa hayat bilen değil öğrenebilenlerden yana, peki neyi? Ne ekersen ne biçersin, bunu bilebilmesi kişinin her yaşta attığı adımların doğru olacağı anlamına geliyor. İşte bu öğrenmeye değer bir öğrenme, kayıpları azaltan, kazançları çoğaltan. Bunu hatırlatan bu güzel yazı için teşekkürler.
YanıtlaSilİnsanın henüz gerçekleşmemiş olanı öngörebilmesi, ne yapacağını bilemediği yerde ona yol gösterene sahip olabilmesi çok değerli. Aynı zamanda da öğrendikçe bilmediğini farketme olgunluğuna erişmesi...
YanıtlaSilHer zaman bilmediklerimiz bildiklerimizden daha fazla!
Yasasını bilmediğimiz ne çok şey varmış. Normalleştirdiğimiz.
YanıtlaSilİnsan şehrin ışıklarından gökyüzündeki yıldızları görmeye fırsat bulamıyor.
YanıtlaSilAynı sahte olanın süsünden,gerçek olanı göremediği gibi..
Her seyin bir kullanım kılavuzu olduğu gibi hayatın ve ilişkilerin de bir kılavuzu var... yeter ki onu ara, yeter ki ögrenmek iste...
Sildaima soru soruyor olmak..
YanıtlaSildoru soru demek, doğru cevap demek..
İnsanın merak ettiği şeyler sorduğu sorular önemli demek
YanıtlaSilİnsanın insan olabilme serüveninde bu bilgilere sahip olup etrafındaki olup biteni algılayıp hiçbir şeyin başı boş olmadığını öğrenip tepkilerine yön verebilmesi ne kadar kıymetli
YanıtlaSilYasalardan herkes haberdar olsa geriye çok az problem kalırdı belki o zaman. İlişkide Usta olabilmek için bu eğitim eşsiz bir kaynak
YanıtlaSil7den 70e herkesin anlayabileceği, uygulayabileceği bilgiler... Merak varsa algi da var demek. Kendi dününe göre daha iyi olmak isteyenler için...
YanıtlaSilHerkes bazı konuların alimi bazı konularında cahilidir. O zaman öğrenecek bir şeyler her zaman var. Bilmiyorum demek bu yüzden çok kıymetli.
YanıtlaSilİnsan yasaları bildikçe, yaşantısındaki başarıları artıyor. Doğru sebepler oluşturduğu için sonuca, yani hedeflerine hızlı ulaşıyor. Yasaları bilen insan hem hayatında, hem de ilişkilerinde güçleniyor. Danışılan, sözü dinlenilen, yazdığı okunan, hep yanında olmak istenen insan oluyor. Albenileri artıyor ve iticilikleri azalıyor.
YanıtlaSilHayatın yasalarını algılayabilmek, irdelemek ve hayatını buna göre dizayn etmek… Bu uyum insanı çok yücelten bir stil… Hepimizin bu yolculuğa çıkması ümidiyle…
YanıtlaSilHer yeni bir gün, yeni bir başlangıç, yeni bir fırsat...Keşke sabah uyandığımızda bunun bilincinde ve şükründe olabilsek. Ne çok şey yapabileceğimizi bir düşünün.
YanıtlaSil"Öğrenecek çok şey var gerçekten de. Yeter ki "ben biliyorum" diyerek kendini öğrenmeye kapatma..."
Düşünmek... Ah düşünmek..
YanıtlaSilİnsanı yerden aya çıkarabilirken, düşünmemek ise insanı yerde süründürebiliyor..
Ve maalesef insanın en az yaptığı şey düşünmek..
Bir düşünebilse, bir düşünmeye başlasa.. kimbilir nerelere yükselebilecek...
insan her şeyi nasılda normalleştiriyor..
YanıtlaSilgörebilse her şey bir mucize..
Saf akılla sorulan sorular hayatimizda olsa ne guzel olur
YanıtlaSilÖğrenmek hiç bir zaman bitmiyor. Bir insan ben biliyorum deyip kendini yeni şeyleri öğrenmeye kapattığı zaman kaybediyor.
YanıtlaSilNe öğretici sorular sormuş Özge, sayesinde bizde öğrendik. Kaleminize sağlık 🌻
YanıtlaSilYasalar var, evet iyi ki yasalar var ve biz bu konfordan yararlanıyoruz. 😊
YanıtlaSilHer zaman bilmediklerimiz bildiklerimizden daha fazla!
YanıtlaSilÖğrenecek çok şey var :)
YanıtlaSilİyi ki yasalar var
YanıtlaSilBi ömür öğrenci olabilmek!
YanıtlaSilGelişime, kendini iyileştirmeye, güncellemeye açık olabilmek...
Kaleminize sağlık :)
Müthiş bir yazı, kaleminize sağlık👏
YanıtlaSilÖzge sayende bizde öğrendik 🙂
YanıtlaSilÖğrenmenin yaşı yoktur:)) biliyorum dediğin yerde öğrenme durur. Ne kilit bir bilgi 🙏 tşk
YanıtlaSilKaleminize sağlık👍
YanıtlaSilİnsan her an düşünüyor ama düşündüğü şeylerin gerçek düşünce olduğunu sanıyor. Ben bu eğitimde anladım düşüncenin önemini insanın dönüşümüne katkısını
YanıtlaSilİnsanların bu hayattaki işaretleri yakalayabilmesi, hayatın farkında olması ve gerçeği görebilmesi ne güzel. İyiki DTÖ 🥰
YanıtlaSilİnsan düşünmeye başladıkça ne kadar az düşündüğünün farkında varıyor. Düşünmenin kıymetini idrak ettirenlere çokça teşekkürler :)
YanıtlaSil"Soyut yasaları bilmek çok kıymetli. İnsan soyut yasalara hakim olunca başına bir problem gelmeden öngörebilmeye başlıyor. Ya tedbir alabiliyorsun ya gelmesini engelleyebiliyorsun ya da gelse de hafif atlatabiliyorsun". Biz gerçekten bize ne ikram edildiğinin farkındamıyız? Kaleminize sağlık 🌼
YanıtlaSilGördüğümüz şeylerden görmediklerimizi çıkarıyor olabilmek ne güzel 😍
YanıtlaSil