“Cevap verin lütfen. Adınız ne? Beni duyabiliyor musunuz?” Uğultu gibi gelen soruların ardından yavaş yavaş gözlerini açmaya başlamıştı. Geçmiş beş dakikayı hatırlamıyordu bile ama "Adınız ne?" sorusunu duyduğunda tekrar bilinci yerine gelmişti. Sahi kimdi o? Tanıyor muydu bu insanı? Stresten, anlamlandıramadığı olaylardan ve bir türlü tanımlayamadığı davranışlardan dolayı bugün panik atak yaşar hale gelmişti. Filiz uluslararası bir şirkette strateji ve iş geliştirme departmanında çalışıyordu. Arkadaşları tarafından sevilir, ailesinin neşesi olarak adlandırılırdı. Alımlı bir kızdı. İyi eğitim almış, tek çocuk büyümüş, memur olan bir ailenin kızıydı. Hayat ona güzel bir imkân sunsa da o da çabası ile bunların üstüne koymuştu. Yönetemediği ilişkileri ise onun en büyük sınavıydı. Evet hayatın sunduğu imkânlar vardı ama adı üstünde imkândı. İmkânlar insanın kendi bedeli ile elde ettiği şeyler değildi, imkânlara rağmen vereceği tepkiyi görmek istiyordu hayat. “İyi bir ailede büyüm...
Deneyimsel Tasarım Öğretisi
Dününden daha iyi olmak isteyen, gerçekle sahteyi ayırt ederek doğru kararlar vermek isteyen, daha mutlu ve daha başarılı olmak isteyen, ne kadar bilirse bilsin öğrenmeye açık olan herkes için...