Ertesi gün yine koloninin dışındaydık. Dışarıda bir hayatımız vardı. Çalışıyor, koşturuyor, kesiyor parçalıyor ve içeri taşıyorduk. Bizden öncekiler, kendimiz ve bizden sonrakiler için hazırlık yapıyorduk. Bir yandan ihtiyaçlarımızı gidermek için mücadele ederken diğer yandan toprakta tarım yapıyorduk. Her birimizin görevleri vardı. Çenemiz yardımı ile kopardığımız yaprakları toprak altında saklıyorduk. Onları çiğneyip lapa haline getirip ve kuru yaprakların üzerinde mantar yetiştiriyorduk. Toprağın hava almasına ve humus yönünden zenginleşmesine sebep oluyorduk. Ormandaki ağaçlara zarar veren böcekleri avlayıp doğanın dengesinin bozulmasını önlüyorduk. Tohumları toprak altına taşıyarak, onların filizlenmesine ve çoğalmasına katkı sağlıyorduk. Sanki ne yapacağımızı doğduğumuz andan itibaren biliyorduk. Tüm bunlar bizim meylimizdi. Toprağın üzerinde şöyle bir durdum. Birkaç saniye çevremi seyrettim. Şu anda milyonlarca karınca etrafımda koşuşturuyordu. Kahverengi bir zeminde duruyorduk.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi
Dününden daha iyi olmak isteyen, gerçekle sahteyi ayırt ederek doğru kararlar vermek isteyen, daha mutlu ve daha başarılı olmak isteyen, ne kadar bilirse bilsin öğrenmeye açık olan herkes için...