Ana içeriğe atla

Bence Yani Aslında Belki

Yahya Hamurcu

Bir günde kaç kere “sence?”

"Bence" diye girdi insan nice cümlelere

Bence şöyle yapılmalı.

Bence böyle söylenmeli.

Bence şu alınmalı.

Bence bu olmadı.

Bence de olmadı...


Oysa ki

Aslında sorulmayan tek şey fikriydi. 

Bunu çözmeye bir hayat yeter miydi?

Kim bilir belki de problem o sandığı şey değildi.


Yani hiç bitmez miydi ki şu endişe. 

Öyle geliyordu insana lanet gibi çökünce insanın üstüne.

“O ne dedi, bu ne düşündü?"

Herkes yani hiç kimseydi.


Belki de sorun algıda, 

Başkalarındaki eksiklikleri görmekten, kendine bakamamakta

Başkalarının sonuçlarına bakıp hayıflanmakta

Başkalarının görüşlerine göre yaşamaya çalışmakta...

Veya 

Belki de kendimizi iyi tanımamakta...


O halde şu "bence"leri bırakalım mı artık kenara...

Ki 

Zihnimizi açabilelim gerçeğin saflığına...

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir: Mutlu ve başarılı olmak…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi; Kim Kimdir, İlişkilerde Ustalık, Başarı Psikolojisi, Sakınmada Ustalık programlarını sunar. Böylece insanların mutlu ve başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 






Yorumlar

  1. Çok şükür ki gerçeğin ölçüsünde “bence”, “sence” yok. Herbirimizin illüzyonları, büyüttüğü meseleleri, gereksiz gerginlikleri… Değil midir suçlusu hep o benceler…
    Biz susalım da gerçek konuşsun ;)
    Bizceler sussun da bizdeki gerçekler dinlensin artık :)
    Kaleminize sağlık 🌾

    YanıtlaSil
  2. gerçekte sana göre bana göre yok, tek bir gerçek var.

    YanıtlaSil
  3. Bence de yanii...

    YanıtlaSil
  4. Önce problemin ne demek olduğunu ve sonra da ne olduğunu deşifre edebilmek... buradan başlamak gerek 🫠 elinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  6. Gemiden ilk atılması gerek yük "Ben"

    YanıtlaSil
  7. Zihnimizi gerçekliğin saflığına açabilmek…
    Belkide bu mümkündür…

    Hayatın yalnızca bir kısımını gördüğüm bu “bence” penceresinin önünden kalkarak…
    Ve yeni pencereler arayarak…

    Sonuçta gece olacak, gün kararacak ve görünen her şey bir gün görünmez olacak…
    Hala vakit varken…
    “sence” nasıl, sen nasıl görüyorsun hayatı?

    YanıtlaSil
  8. Ne kadar çok zaman kaybettik BENCELERLE…
    Her insan hayatının başrolü…
    İnsan sahnesindeyken yüzünde tebessüm, kalbinde huzur, ayakları yere sağlam basarken oynamak istemez mi bu rolü?
    Sahne çok kaygan…
    İnsanı sabit tutan şeyse eminliği.. Netliği…
    Bunu da ancak Soyut Yasaların farkında olan insan yapabilir…
    İlişkilerin, hayatın yasalarını bilince Benceler ortadan kalkıyor ve insanın zihni rahatlıyor…
    Bir kere geldiğimiz şu hayat Bencelerle, rastgele yaşanamayacak kadar kıymetli…
    Emeğinize, kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  9. Evet bırakalım artık şu “bence”leri bir kenara
    Çıkarıp kendimizi aradan, bakalım cesurca gerçekte olup bitene
    Hatta koyalım mümkünse “sence” diye onay istemelerimizin yanına
    Sonra da dinleyelim sessizce kulağımıza gelen o dost sesini:
    Sadece başkalarını memnun etmek üzerine kurarsan hayatını,
    Hele bir de herkesin seni onaylaması ve sevmesi olursa ölçütün,
    Senin işin çok zor be kardeşim!
    Nerede görülmüştür herkesi memnun edebilen bir insan?
    Hem herkesi memnun ediyorum diyen de,
    Ne kadar memnundur ki kendinden?


    YanıtlaSil
  10. Zihnimizi açabilelim gerçeğin saflığına... 🙏🏻

    YanıtlaSil
  11. Kaç milyon insan hayatı bence diyerek yaşadığında nasıl bir üretim yapabilecek. Bir araya nasıl gelecek…

    YanıtlaSil
  12. Ne hoş bir anlatımdı.. İnsanın takıldığı şeylerin aslında bir hiç olması.. "benceler, senceler ne gereksizdi aslında.."

    YanıtlaSil
  13. Bir de yanlış anlamayın lütfen var, beni benden alan... :)

    YanıtlaSil
  14. Bence diye girilen hiç bir tartışma bitmiyor bitemiyor bir de... Yani bence 😄

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kim Kimdir Semineri

Dünya üzerinde yaşayan her canlı birbirinden farklı özellikler taşır. Bitkiler, hayvanlar değişik özellikleri ve yapıları vardır. Çiçekler , meyvesi yediğimiz, yemediğimiz değişik ağaçlar tükenmez çeşitlilik. Her birinin verdiği lezzet, fayda benzersizdir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

İnsan başarı lı olmak ister bu hayatta ve mutlu... Bir karar verdim artık… Ama ya yanlış bir kararsa? Ya reddettiğim seçenek benim için daha hayırlıysa? İçim içimi yiyiyor… Keşke anlamanın bir yolu olsaydı. İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? Kalbine sormalı... Peki, ya kalbim yanılıyorsa? Belki başka insanlara danışmalı... Peki, ya insanlar beni üzmemek için gerçeği değil de nefisimin hoşuna gidecek şeyi tavsiye ediyorsa? Belki de kıyas yapmalı; gelen teklif mevcuttan daha iyiyse değerlendirmeli... Ya daha iyi diye gördüğüm seçenek bir fırsat değil de hayatımın hatasıysa? Keşke anlamanın bir yolu olsaydı... İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? İnsanlar nasıl bu kadar kolay iş değiştirebiliyorlar? Ve nasıl emin olabiliyorlar? Eminlik için bir referans gerekmez mi oysa? Peki, onların referansı ne? İnsanlar nasıl bu kadar kolay istifa edebiliyor? Ya olumsuzluklarına rağmen orada kalması gitmesinden daha hayırlıysa? İnsan nasıl karar veriyor yurt dışın...

Sakınmak

Yaklaşmamak... Sakınmak; Belki biraz korumak, “Gözü gibi sakınmak...” derler ya hani, Çok iyi muhafaza etmek niyetimizi, samimiyetimizi, hedefimizi, Onlara zararı olabilecek her şeyden uzak durabilmek… Sakınmak; Belki biraz da saklanmak. Çok göz önünde bulunmamak. Herkese her şeyimizi anlatmak, göstermek değil de, İyiliklerimizi, yaşantımızı, güzelliklerimizi saklamak… Sakınmak; Belki biraz da sınırlandırmak. Her şeyi yemek değil de, iyi ve temiz yemek… Her şeyi konuşmak değil de, doğru şeyi doğru zamanda ve doğru miktarda konuşmak… Sakınmak; Belki de son hatayı yapmamaya çalışmak değil de, o ilk adımı hiç atmamak, yaklaşmamak, merak etmemek. Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; İnsanın merakı neredeyse algısı ve konsantrasyonu oradadır. Meyve yememek değil de, ağaca hiç yaklaşmamak, algıdan çıkarmak. Aldatmamak değil de, o kişiye ikinci kere bakmamak.  Adını, işini, yaşını merak etmemek. Kötülük yapmamak değil de, düşüncesini bile aklımızdan geçirmemek. Dolandırmamak değil de, yala...