Ana içeriğe atla

Adaletin Bu Mu Dünya?

Yahya Hamurcu

Adalet...

Nedir?

Ne zannederiz?

Kim sağlar? 

Kimden bekleriz?


İnsan yanılır...

Hayatın gösterdiklerinde arar adaleti, sağlanmadığını görünce de şikayet eder.

Torpille yükselene bakar da kendi çabasına üzülür,

Kolay yoldan zengin olanı görür, emeklerine acıyıp pes edesi gelir.

Yanlışa ödül veren hayatı anlayamaz bir türlü,

“Neden?” der. Neden kötüler daha iyi sonuç alır ki? 

Adaletin bu mu dünya?


İnsan yanılır...

“Şu an” a bakar anlamak için,

Dünyadaki sistemi kendince yorumlarken,

Bir kendi hayatına bakar, bir de diğerlerine,

Kıyaslar yapmaya başlar, başkasının tezgahı gündeminde olur artık.

Olana değil de olmayana odaklandırır kendisini. 

Tatmini azalır böylece hayattan, şükrünün azalmasıyla beraber.

Oysa şu an yanıltıcıdır, panikletir insanı, yanlış noktayı işaret eder,

Göstermez gerçeği, toz bulutuyla gizler hakikati

Ancak gerçeğe odaklananlar görür kendisini,

Kimin, ne zaman, nasıl verdiğini.


İnsan yanılır...

Hemen bekler sonucunu,

İçinde hissettiği verdiği emeklerin yorgunluğu,

Halbuki sebeplerine bir bakan vardır,

Kendisinin bile bakmadığı ölçüde,

İncelikle, titizlikle, merhametle...

“Her nasip vaktinin esiridir” derler,

Duydunuz mu siz de?

İşte insan vakti anlamakta yanılır,

En doğru en güzelidir de aslında aynı zamanda,

Sonucun vaktinin lehinde olduğunu anladığında...


Sahi, neydi adalet?

Kim sağlardı?

“Hakkımı istiyorum” der ya insan,

Sahi, hak ne demekti?

Hakkın sahibi hak olan değil midir?

Bilemedi insanoğlu,

Bundandır araması bir insanda veya olayda,

Bu da sürüklemez mi onu kaygı ile telaşa?


İnsan...

Oysa çok rahat olmalı değil miydi?

Denizin derinliklerindekine bakmadı mı hiç?

Peki ya kanat çırpan canlılara?

Hangisi diğerinin imkanına bakıp da şikayet etti?

Hangisi “Neden ondaki bende yok?” dedi?

Hangisi kendindeki gediğe baktı da varlığından göz çekti?

Oysa her gedik varlığımızın da sebebiydi.


İnsan şurada yanıldı en çok da,

Merhameti adaletinin yanındadır sandı,

Göremedi mi? 

Şahit olmadı mı hiç?

Hissetmedi mi iliklerine kadar?

En kusursuz tartı ile sağlanan adaleti

Oysa çoktan geçmişti merhameti adaletini...


Bilemedi insan,

Bazen çok iyi olduğu için verilmediğini ona,

Onun adına daha güzelleri hazırlanıyordu oysa

Bazen çok çalıştığın için kazanamazsın hedefindeki yeri,

Bazen çok iyi olduğun için yaşlı eşek düşmüştür payına,

Sütannelik için çıktığın yolda...

Bazen bir taht hazırlandığı için kardeşlerin atar seni kuyuya,

Haksızlık görürsün, kelimelerin düğümlenir boğazda...


Adalet...

Tahmin edemeyeceğimiz kadar var olan...

Olduktan sonra “iyi ki” hissiyatı uyandıran...

O zamana kadar emin olabilmektir kazandıran...


Ey insan...

Telaş etme, gerilme bu kadar.

Seni senden daha iyi düşünen var

Sana senden daha yakın olan,

Senin...

Hiç olmadığın kadar lehinde olan...

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir: Mutlu ve başarılı olmak…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi; Kim Kimdir, İlişkilerde Ustalık, Başarı Psikolojisi, Sakınmada Ustalık programlarını sunar. Böylece insanların mutlu ve başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 


Yorumlar

  1. Adaleti sağlayana güvenmeyince insan gerginlikten kurtulamıyor. Yanlış kapıdan girmişsin bir kere...

    YanıtlaSil
  2. İnsan adaleti kendi sağlamaya çalıştığında kendini hırpalayıp duruyor. Oysa payına düşene razı olup, hak aramak yerine hak etmeye çalışmak ne konforlu…

    YanıtlaSil
  3. İnsan gerçekten de tanımlarken kendince bakıyor sonuca.. adaleti görmek için.. Oysa her zerresine şahit olan var 🤍

    YanıtlaSil
  4. Bazen bir taht hazırlandığı için kardeşlerin atar seni kuyuya..Bazen çok iyi olduğun için yaşlı eşek düşmüştür payına.. cok anlamlı...

    YanıtlaSil
  5. “En kusursuz tartı ile sağlanan adaleti“ geniş bir perspektiften baktıran yazınız için çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  6. aklıma takılan bir kaç soru ve canımı sıkan bir kaç konu... ben düşünedurayım, can sıkıntısıyla da gelip bir şeyler okuyayım ve bana cevaplar verilsin. "Tatmini azalır böylece hayattan, şükrünün azalmasıyla beraber."

    YanıtlaSil
  7. “Ey insan...

    Telaş etme, gerilme bu kadar.

    Seni senden daha iyi düşünen var“
    Bu satırları okurken burnumun direği sızladı. Gerçekten beni benden daha iyi düşünen var. Çok şükür.

    YanıtlaSil
  8. Çoğunluğun sürekli sonuçlardan şikayet ettiği, adaleti yanlış noktalardan beklediği bir dönemde; çok doğru noktalara işaret edilen, problemin içine çözümün de serpiştirildiği bir yazı olmuş.. Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  9. Bu kadar hassas bir tartı ile sağlanan adaletin de anda baktığında hiç yokmuş gibi görünmesi ama sonra bütüne bakınca kendine hayran bıraktırması hiç değişmiyor...

    YanıtlaSil
  10. Adaleti ne zaman ki doğru yerden bekleriz.. İşte o zaman sekine de gelir huzur da 🤍

    YanıtlaSil
  11. Adalet sağlayana güvenmek gerekiyor, insan o zaman işlerin nasıl döndüğünü görebilmeye de başlıyor

    YanıtlaSil
  12. Elif Özdoğan9 Ocak 2025 22:03

    “başkasının tezgahı gündeminde olur artık.” ne güzel bir tarif.

    YanıtlaSil
  13. "Senin hiç olmadığın kadar lehinde olan." Bu çok rahatlatıcı...

    YanıtlaSil
  14. Kaleminize sağlık, ne güzel yazmışsınız..

    YanıtlaSil
  15. Adalet bu dünyada da var gerçekten, söylemek yetmiyor şahit olunca insan teslim olabiliyor.

    YanıtlaSil
  16. Bazen çok iyi olduğun için o çok istediğin işe giremezsin... İnsan bu detayları öğrenince öyle rahatlıyor ki, yıllarca süren kazıklandım kafası bitiyor bir kere...

    YanıtlaSil
  17. Zaten var olan kusursuz bir sistem ve içinde yaptıklarımızla adaleti kendimizin sağladığını sanmamız... keşke insan bilebilse hakkın kimsede kalmadığını ve hakedişin arttığını...

    YanıtlaSil
  18. Dünyanın bize bizim sandığımız şekilde adalet borcu yok. Artık sürekli bize borçluymuş gibi hissedip öyle bir beklentiye girmeyi bırakmalı insan

    YanıtlaSil
  19. ‘’Onun adına daha güzelleri hazırlanıyordu oysa‘’ ne güzel, insan umutla doluyor🙌🏻

    YanıtlaSil
  20. Ellerinize sağlık..

    YanıtlaSil
  21. İnsan baktı ve yanıldı.
    Baktı ama göremedi sandı..

    İnsan acele olanı istiyor dedi Rab. Acele olanı ve kendi nefsinde olanı.
    Oysa en iyisi işleniyordu ilmek ilmek göremedi..

    Baktı ama göremedi sandı.
    Göremediysem orda yok diye hayıflandı..

    YanıtlaSil
  22. Rabbinden ne kadar eminsin?
    Onun adaletinden, Habir oluşundan, rezzaklığından, merhametinden…
    Ah insan… çok aceleci insan… Anda sonuç beklerken yanıldı ve unuttu O’nun her şeyi gözettiğini…

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kim Kimdir Semineri

Dünya üzerinde yaşayan her canlı birbirinden farklı özellikler taşır. Bitkiler, hayvanlar değişik özellikleri ve yapıları vardır. Çiçekler , meyvesi yediğimiz, yemediğimiz değişik ağaçlar tükenmez çeşitlilik. Her birinin verdiği lezzet, fayda benzersizdir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

İnsan başarı lı olmak ister bu hayatta ve mutlu... Bir karar verdim artık… Ama ya yanlış bir kararsa? Ya reddettiğim seçenek benim için daha hayırlıysa? İçim içimi yiyiyor… Keşke anlamanın bir yolu olsaydı. İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? Kalbine sormalı... Peki, ya kalbim yanılıyorsa? Belki başka insanlara danışmalı... Peki, ya insanlar beni üzmemek için gerçeği değil de nefisimin hoşuna gidecek şeyi tavsiye ediyorsa? Belki de kıyas yapmalı; gelen teklif mevcuttan daha iyiyse değerlendirmeli... Ya daha iyi diye gördüğüm seçenek bir fırsat değil de hayatımın hatasıysa? Keşke anlamanın bir yolu olsaydı... İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? İnsanlar nasıl bu kadar kolay iş değiştirebiliyorlar? Ve nasıl emin olabiliyorlar? Eminlik için bir referans gerekmez mi oysa? Peki, onların referansı ne? İnsanlar nasıl bu kadar kolay istifa edebiliyor? Ya olumsuzluklarına rağmen orada kalması gitmesinden daha hayırlıysa? İnsan nasıl karar veriyor yurt dışın...

Sakınmak

Yaklaşmamak... Sakınmak; Belki biraz korumak, “Gözü gibi sakınmak...” derler ya hani, Çok iyi muhafaza etmek niyetimizi, samimiyetimizi, hedefimizi, Onlara zararı olabilecek her şeyden uzak durabilmek… Sakınmak; Belki biraz da saklanmak. Çok göz önünde bulunmamak. Herkese her şeyimizi anlatmak, göstermek değil de, İyiliklerimizi, yaşantımızı, güzelliklerimizi saklamak… Sakınmak; Belki biraz da sınırlandırmak. Her şeyi yemek değil de, iyi ve temiz yemek… Her şeyi konuşmak değil de, doğru şeyi doğru zamanda ve doğru miktarda konuşmak… Sakınmak; Belki de son hatayı yapmamaya çalışmak değil de, o ilk adımı hiç atmamak, yaklaşmamak, merak etmemek. Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; İnsanın merakı neredeyse algısı ve konsantrasyonu oradadır. Meyve yememek değil de, ağaca hiç yaklaşmamak, algıdan çıkarmak. Aldatmamak değil de, o kişiye ikinci kere bakmamak.  Adını, işini, yaşını merak etmemek. Kötülük yapmamak değil de, düşüncesini bile aklımızdan geçirmemek. Dolandırmamak değil de, yala...