Bir anket yapılıp insanlara sorulsa:
• Mutlu musunuz? Ne kadar?
• Başarılı mısınız? Ölçünüz ne?
• Bir amacınız, bir hedefiniz var mı hayatın içinde?
• Ne derece sabır lazım, ne kadar azmetmek lazım problemlerinizi çözerken?
Kolay görünen düşündürücü sorular.
Problemsiz insan yoktur hayatta. Bazı problemlerin cevapları ise zorlar insanı. Hedefiyle ilgili bedeller öderken, bir aşamadan bir aşamaya geçiş yaparken, sanki bir cenderenin içindeymiş gibi hisseder.
Cendere ilginç bir kelime. Hem somut karşılığı var, hem soyut. Somutta “bir şeyi ezmek, sıkmak gibi işlerde kullanılan araç” anlamına gelirken, soyutta “manevi baskı” anlamına geliyor.
Cendere; basıncı ve baskıyı temsil ediyor.
Cendere ve Şükür
Adıyaman’da Cendere Köprüsü vardır. Cendere çayı üzerinde yer alan ve dünyanın hâlen kullanılmakta olan en eski köprülerinden biri olarak anılan tarihi bir köprü… Eskikale isimli antik yerleşim bölgesinde bulunuyor. Kahta ve Sincik’i birbirine bağlıyor. Romalıların yaptığı ikinci en geniş kemerli köprü olarak biliniyor. Her biri 10 ton ağırlığında 92 kayadan meydana gelen bir köprü. Baskıya bakın… Her biri 10 ton ağırlığında 92 kaya nereden, nasıl bulunur sene 200’de?...
Köprünün üstündeki Latince kitabeye göre Roma İmparatoru Septimius Severus (193-211), karısı ve oğulları adına yaptırmış. Orijinalinde dört sütun bulunan köprünün her sütunu bir kişiyi temsil ediyor. Kahta tarafındaki ikisi Septimius ve eşini, Sincik tarafındaki ikisi de oğullarını…
Ancak oğullardan Caracalla, kıskandığı kardeşi Geta’ı öldürüp onu temsil eden sütunu da yıktırmış. O yüzden şu anda üç sütunlu köprü. Öldürmek yetmemiş, ona ait olan her şeyi yok etmek istemiş… Hırsını alamamış demek…
Başkasının sonucunu istemek, insanı bozar der Deneyimsel Öğreti. Bazı baskılar hayatta insanı ileri taşırken bazı baskılar geriye atar. Hasedin hasedliği tuttuğunda kendine de çevresine de zarar vermesi gibi. Neden başkasının sonucunu ister insan? 10 tonluk 92 kaya bir araya gelmiş köprü olmuş, iki yaka birleşmiş ama iki kardeşin kalbi birleşmemiş. Hasetlik ne kötü bir baskıdır. Şükrü olmayan insanın geldiği nokta... Şükür, insanın kıskançlığını alır, hasedliğini alır, gereksiz yere girdiği baskıdan çıkış anahtarıdır.
Cendere ve Başarı
Cendere, farklı bir baskıyı daha temsil ediyor Adıyaman için. Adıyaman Üniversitesi (ADYÜ) Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği, Makine Mühendisliği ve Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümlerinin akademisyenleri ve öğrencilerinden oluşan 20 kişilik bir ekip; elektrikli yarış arabası “Cendere” yi üretmişler. Ülkemizin kendi arabasını üretmeyle ilgili üzerindeki baskıya gönderme olması yönünden, bir araç için ilgi çekici bir isim: “Cendere”?…
Neredeyse 80 yıldır kendi otomobilini üretme hayali oldu bu ülkenin. İmkansızlık denilmiş geçilmiş, bazen o imkansızlıklar zorlanmış, bazen yarı yolda pes edilmiş. Bedelde süreklilik olmalı der Deneyimsel Öğreti. Ancak bedelde süreklilikle o çuval delinir ve imkansız görünen başarılar edilebilir.
Cendere ve Samimiyet
Bir de cendere bezi var. Peynir üretiminde, peynir mayalandıktan sonra oluşan pıhtıları peynir altı suyundan ayrıştırmak için kullanılır. Mayalanan peynir, içinde cendere bezi sarılı olan kaplara koyulur ve üzerine baskı uygulanır. Bu baskı ile peynirin içindeki su süzülerek peynir elde edilir.
İnsanların da hedefe giden yolda samimiyetlerine göre ayrıştırılmasındaki araç baskıdır. Baskı altında insanın özü açığa çıkar der Deneyimsel Öğreti.
Yüksek baskı, insanların samimiyetlerini açığa çıkarır. Samimi olan ile olmayan ayrışır.
Cendere ve Dönüşüm
Bir de su cenderesi vardır. Küçük bir baskıdan büyük bir kuvvet nasıl elde edilir? Doğru kanalda oluşturulacak küçük bir baskı diğer uçta büyük bir etkiye dönüşür. Beklenenden çok daha yüksek bir kuvvet doğar.
Doğru tasarlanmış ve disipline edilmiş basit bir baskı, kişinin yaşamında büyük bir dönüşüme sebep olma potansiyeli taşır. Sabah erken saatte kalkmak, spor yapmadan güne başlamamak, yatağını düzeltmeden çıkmamakla insanın dönüşümü arasında bir ilişki vardır. Başarılı ve mutlu biri olmakla sabah erken saatte tatlı uykudan uyanmanın ne ilgisi mi var? Su cenderesine bir de bu nazarla yeniden bakalım o halde.
Cendere ve Dirayet
Metal levhaya şekil vermek için de cendere kullanılır. Buna pres de deniyor. Basit delme ve form verme işlemleri için düşük tonajlı pres yeterlidir. Göz açıp kapama süresinde basılır kalıpta. Bununla birlikte sıra dışı şekillendirme, derin sıvama yapılacaksa yani düz levha mesela tencereye dönüştürülecekse; yüksek tonajı, yavaş yavaş uygulamak gerekir. Yoksa metal plaka yırtılır. Tıpkı bir insanın, dönüşüm sürecinde dirayetinin yetmediği yerde yılması, sürecini delmesi gibi.
Yırtılanı toparlamak da zordur. Deneyimsel öğreti bu nedenle önce dirayeti arttırmayla ilgilenir. Dirayeti güçlenen insan, büyük bir dönüşümde süreci delmeden yol alabilir.
Fizik ne ilginç değil mi?
“Fiziki şartlar” denir. Fizik insanlara somutu çağrıştırır. Kimya daha içeriksel, fizik daha biçimsel gelir. Oysa detayında bir basınç konusu, o konunun öznesi olan bir cendere, nerden nereye ilişkilenebiliyor. Tıpkı Deneyimsel Tasarım Öğretisi gibi.
Deneyimsel Öğreti de baskı ile ilgilenir ve hayatın bir çok konusuyla ilişkilendirir. Doğru baskıyı doğru zamanda doğru şekilde uyguladığında hedefsiz bir insandan, hedefine uygun şekil almış insana dönüşmek mümkündür mesela. Bir çocuğun yetiştirilmesi, bir insanın meslek edinmesi, bir ilişkinin rayına girmesi gibi, bir ağacın meyve vermesi, bir kalorifer peteği tasarımı… Yeter ki baskıyı, basıncı yönetmeyi bilelim.
Fizikte basıncı yönetmeyi bildiğinde, birçok alanda birçok şey yapabilir insan.
Örneğin basınçlı kaplar… Bunlar; kazanlar, kompresörler, buhar ve sıcak su kapları, basınçlı asit tankları, gaz tankları, sıvılaştırılmış petrol gazı tankları ve tüpleri, asetilen tankları ve tüpleri, içinde zehirli ve zararlı gazların bulunduğu kaplardır.
Hava basıncını yönetmeyi bildiğinde jet uçurursun mesela.
E tabii, baskıyla birleştirmeyi de baskıyla test etmeyi de bilmek gerekir. Baskıyla birleşen sağlam birleşir. Baskıyla test etmeyi bildiğinde birleşenlerin ne kadar sağlam birleştiğini anlarsın.
Baskıyla birleştirme nasıl yapılır?
Birleştirmek için ya bağlarsınız ya eritip kaynaştırırsınız ya da yapıştırırsınız.
Bağlama yöntemi, en zayıf olanıdır. Bağlantı elemanları kullanılır. Eklem, rulman, cıvata vb. Karmaşıklık ve bağlantı sayısı arttıkça da dayanıklılık azalır, bağlantı noktalarında sorun olur. Bunun ilişkilerde karşılığı el ele olmak gibidir. İki insan şimdilik el eleler ama basit bir baskıda biri bir tarafa biri bir tarafa kaçabilir. Kolay çözülebilirler.
Eritip kaynaştırmada ısı kullanmak gerekir. Kaynak gibi… İlişkilerde karşılığı istek, kalplerin ısınması ile olur. Isınan kalpler kolay ayrışmaz. Isı ortadan kalktığında anlaşılır ne kadar sağlam olduğu.
Yapıştırma da etkili bir birleştirme yöntemidir. Günümüzde sanayide çokça kullanılır ve çok kendine özgü bir ilmi vardır. İki parçanın birbirine en uyumlu olduğu yerden, en uygun yapıştırıcı ile doğru uygulama yapılarak yapışması... Ortak bir fikirde, amaçta, hedefte, niyette yapışıverir insanlar. Aradaki o yapıştırıcı bozulmadığı sürece, devam eder ilişki. Deneyimsel öğreti, ortak amaçta birleşmenin ilişkilerdeki önemini anlatır. Bu güçlü bağların nasıl kurulabileceğinin stratejilerini verir.
Baskıyla nasıl test edilir birleşenler?
Somutta;
Bükerek… Tork testi derler, çevirerek büker ve belli bir kuvvet uygulanır. Bakalım kopacak mı birleşen parçalar?
Çekerek… İki uçtan, çekme kuvveti uygulanır. En zayıf yerinden kopacaktır, eğer varsa…
Eğerek… Belli bir kuvvetle bir o yana, bir bu yana eğilir, yeterince tekrarlandığında kat yerinden kırılıp ayrışır parçalar. Bakır bir telle kolayca denenebilir.
Darbeyle… Bazen de belli bir kuvvetle darbe uygulanır. Darbeye dayanıklılık önemlidir. Çok sertse kopar, çok esnekse şekli bozulur.
Çentikle… Bir yerinden çentik açarsınız ve oradan baskıyı verirsiniz. Çentik etkisi diye de bilinir. Malzemenin direkt mukavemetini düşürür.
İnsan ilişkileri de hayatta baskı ile test edilir bazen…
Bazen ilişkiler darbe yer, beklemediği yerden. İlişki darbe yediğinde taraflar ne kadar tepkisel davranırsa o kadar çabuk kopar bağlar. İnsan duyguları aktifleştiğinde tepkiselleşir der Deneyimsel Öğreti. Beklentinin dışında bir durumla karşılaştığında duygularını nasıl kontrol altına alabilir insan? O yüksek baskı karşısında nasıl bilinci açık kalabilir?
Bazen çekmek gereken meseleler olur. Yokluk gibi, hastalık gibi, kıtlık gibi, yoğunluk gibi… Kimisi çekemez ve çeker gider.
Bazen aynı o metaldeki gibi çentik açılır ilişkilerde. Bu da fitne ile olur çoğu zaman. Bir gerçeklikte şüpheye kapılarak, ilişkinin bütün mukavemeti düşebilir. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir.
Evet DTÖ, Fizik İle İlgilenir
Bu kadar hayatın içinden, bu kadar ilişkilerimizle ilgili, bu kadar insanla ilgili bir ana bilim dalı doğal olarak Deneyimsel Öğretinin ilgi alanındadır. Fizik somuttur, bununla birlikte somutu anlamazsak soyuta çıkamayız. O somuttaki soyutluğu görebildiğimizde iş çok başka yerlere gider. Ve evet Deneyimsel Öğreti o konuyu alır, amacıyla uyumlu şekilde sanki alakasızmış gibi görünen yerlere götürür. Bir cendereyi, uçları başarı ve mutluluğa bağlanan kaç başlıkla ilişkilendirir.
Peki acaba büyük başarılar için nasıl bir cendere tasarlamak gerekir? Öyle bir cendere ki tazyik etkisi oluştursun…
&
Okuması çok keyifli ve öğretici besleyen bir yazıydı. Ellerinize kaleminize sağlık.
YanıtlaSilBir "cendere" den nerelere nereler gidiyor işler. Gerçek, birbiriyle nasıl da ilişkili. Guzel bir yazı olmuş, kaleminize sağlık
YanıtlaSilBilgiyi sevenlerin gözlerinde kalpler yıldızlar çıkartan türde bir yazı olmuş çok güzel😍🤩 kaleminize sağlık
YanıtlaSilÇok farklı konular birbirleriyle ilişkilendirilmiş, çok güzel bir yazı
YanıtlaSilyanından geçip gittiğimiz şeyler üzerine hiç düşünmediğimizde anlamsız gibi, ama irdelemeye başlayınca neler neler varmış diyorsun ve daha farketmediğimiz niceleri... Kaleminize sağlık
YanıtlaSilUzun bir yazı olmasına rağmen keyifle okudum, cendere zihnimde Kurtlar Vadisinde heyecan (yani baskı aslında) arttığında çalan müzikti benim için :) insana derin düşünmeye özendiren bir yazı. Umarım başarabiliriz.
YanıtlaSilÇentik aklıma atar damardaki çentikle kumsaldaki çentik farkını getirdi. Atar damarda baskı çok bir çentik damar yırtılmasına ve iç kanamaya sebep olabilirken, kılcalda birşey olmuyor. Buradan ilişkiye de gidiliyor olması çok etkileyici değil mi? Hayattaki tutarlılık kalp ben ☺
YanıtlaSilBir köprüden bir bezden bile deneyim çıkabiliyor olması çok etkileyici...
YanıtlaSilOkullarda keşke gerçek hayatta bu ne işimize yarayacak dediğimizde bunu bi anlatan olsaydı, hiç de sıkıcı değilmiş... sıkıcı geliyormuş çünkü hayattaki karşılığını bilmiyormuşuz
YanıtlaSilbir konu nerelere nerelere gider :) Ufuk açıcı oldu kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilFiziğin bu kadar her şeyle ilişkilendirilebilmesi gözlerimi yaşarttı. Bravo hakikaten.
YanıtlaSilGörüp de duyup da geçtiğimiz şeylerin nedenini düşünmek ne kadar da önemli.. Hatırlattığınız için teşekkür ederim :)
YanıtlaSilBilgiye doyurucu bir yazı, teşekkür ederiz 👏🏼
YanıtlaSilÇok keyifli bir anlatım👏🏼
YanıtlaSilUzun olmasına rağmen çok akıcı bir yazı keyifle okudum teşekkürler
YanıtlaSilFiziğin deneyimsel hali :)
YanıtlaSilİnsan aynı insan ilk günden bu güne hala hasetlik devam ediyor, iki kardeş dükkanları yan yana ama konuşmuyorlar birbirleriyle. Daha bugün uğradım. Kardeşlerin arasında olması sanki zoru başarmak gibi, Allah korusun...
YanıtlaSilCendere… Sıkışma… Elinize sağlık çok güzel açılımlar oldu.
YanıtlaSilUzun bir yazı ama acaba başka acaba başka derken sonuna geldik… kaleminize sağlık👏🏻📝
YanıtlaSilHer şey her şeyle ilişkili
YanıtlaSilİnsan gerçeğe ulaştığında birde o bilgiyi ilimle kullanabildiğinde iş nerelere varıyor şahit ettiniz bizleri de, emeklerinize sağlık 🌸
YanıtlaSilÇok güzel... Dolu dolu bir yazı
YanıtlaSilNerelerden... nerelere... aslında nasıl da her şey her şeyle ilişkili... çok keyifli ve öğretici bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık 🌷
YanıtlaSilBuralarda da işleri rast gitmeyenlere bir delik taş bul da içinden geç derler :) Acaba o da bir cendereden geçmekti de sonra içerik gitti biçim mi kaldı :) Mümkündür... Yazı amacına ulaştı, irdelemeye devam etti zihnim okuduktan sonra :)
YanıtlaSilBaskısız dönüşüm olmuyor, aynı değirmen taşı gibi, sadece döndüğü için değil, baskı uygulayarak döndüğü için dönüştürüyor...
YanıtlaSilElinize sağlık çok emek verilmiş belli, okuması çok keyifliydi 👏🏼
YanıtlaSilİlişkilerin nasıl cendereden geçtiğini güzelce özetlemiş emeğinize sağlık…
YanıtlaSilNe kadar bilgi dolu bir yazıydı kaleminize sağlık..
YanıtlaSilBaskıyı doğru yerde ve doğru miktarda kullanınca nelerde işe yarayacağının delilleri.. kendimizi geliştirmek için ihtiyacımız olan baskıyı keşfetmek dileğiyle..