Çokluk yarışı insanları oyalar,
Ta ki o beklenen son gelene kadar…
Ah insan, nasıl da oyalanan!
Sanır ki ne kadar yersem o kadar doyacağım…
Sanır ki etrafım ne kadar kalabalık olursa o kadar iyi hissedeceğim…
Ne kadar sevilirsem o kadar mutlu olacağım…
Ne kadar övgü alırsam o kadar beğenileceğim…
Bakmaz onu kimin beğendiğine…
Bakmaz övgünün kimden geldiğine…
Bakmaz etrafındaki kalabalığın onu nereye sürüklediğine…
Çokluk yarışı insanları oyalar,
Ta ki o beklenen son gelene kadar…
İnsan bir bakar ki yaptığı her şey boşa gitmiş.
Harcadıkları kendisine hayır getirmemiş.
Aldığı kazaklarla kombin yapamamış, bir işe yaramamış.
Kazandığı parayı ağzının tadıyla harcayamamış.
Çok lüks bir tatil ama yüzler asık…
Çok güzel bir yazlık almış ama gitmek nasip olmamış.
Gitmiş ama kafasını bilgisayardan kaldıramamış…
Ah insan, nasıl da oyalanan!
Sanır ki ne kadar çalışırsam o kadar kazanacağım...
Sanır ki ne kadar harcarsam o kadar mutlu olacağım...
Ne kadar malım olursa o kadar güvende olacağım...
Oysa insan kazanır, harcayamaz…
Harcar, mutlu olmaz…
Çok kalabalıktır etrafı ama yalnız hisseder…
Çok çeşitlidir sofrası ama artık keyif alamaz…
Çünkü insanın aldığı tat arttıkça doyum becerisi azalır.
İnsan tatmin olmak için fazlasını yaptığı her günün ertesi,
Daha fazlasını yapmak zorunda kalır.
Bazen de az kazanıyormuş gibi gözükür,
Ama onun azla yaptığı şeyi, başkaları çokla yapamaz…
İki kazağı vardır, onları giydiği kadar giymemiştir kalan bir dolap kazağı…
Yüzüne karşı övgü dolu sözler söylenmez belki,
Ama insanlar ona hayır duasını eksiltmez dilinden…
Çok kalabalık değildir etrafı, tek başınadır belki,
Ama yalnız değildir asla…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; Bereketi getiren şey miktar değildir.
Doyumu getiren şey aldığım tat değil, bende olan doyum becerisidir.
&
Nasıl da illüzyona düşmüştür insanoğlu...
YanıtlaSilHer şeyini somuta ve miktara bağlayarak...
Dünya tuzlu bir su gibidir. İnsan içtikçe kanıcam sanır ama daha çok susar. İnsanı burda sanmaya götüren şey ; tat alma süresini uzatmaktır. Sakındığında kurtulur🌼
YanıtlaSilOyalandığın yeri anlamak için EN ÇOK sahip olduğuna bak...
YanıtlaSilZaman mı?
Mal mı?
Para mı?
Etrafın ilgisi mi?
SÖZLERİN EN GÜZELİNİ hatırlatan bir yazı olmuş 🙏
İnsan, oyalandıkça aldatılan, fitneye düşen, yanılan… bedel ödedikçe yükselen, temizlenen, amacına uyumlanan…
YanıtlaSilBu yazı vesilesiyle oyalanmak yerine uyananlardan olalım ve azın bereketini yaşamak nasip olsun…
YanıtlaSilOyalana oyalana bir bakıyoruz ne çok şey kaybetmişiz. Bir hedefi olmayan insan ne kadar çok oyalanıyor...
YanıtlaSil"Mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan" atalarsözü nasıl da özetliyor insanın durumunu...
YanıtlaSilBu cümlelerin insana sağladığı farkındalık öyle kıymetli ki…
YanıtlaSilOnun azla yaptığını başkaları çokla yapamaz…. İçim ısındı….
YanıtlaSilInsan az ve helal kazandığı zamanlardaki harcayınca aldığı lezzeti, sonrasında alamıyor...
YanıtlaSilNe kadar kazandığından ziyade ne kadar kazandığımız ve nasıl harcadığımız mesele...
Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibaretse, Sınavda uyuyan öğrenciler gibi mi olalım
YanıtlaSilBu hayatta insan başarılı olmak istiyor. Başarıyı ise miktarda araması ise anlamsız.. Anlam katmadığımız hayatımıza çoklukla anlam bulmaya çalışmamız garip geliyor.
YanıtlaSilÇoku bereket sanmak ne büyük yanılgı
YanıtlaSilOyalanmak düşmanımızın bizi düşürdüğü tuzak...
YanıtlaSilHep daha fazlasını isteyen bir canlı var saraylarda olsa eksiği hiç bitmeyecek olan 😊
YanıtlaSilİnsan oyalanır ve farkında olmaz..
YanıtlaSilNihayetinde sınırlı canlılarız ve aslında hayatımızı sürdürmek için çok küçük alanlar, çok az eşya, çok az gıda yetiyor. Yattığın yatak belli, midenin büyüklüğü belli, akşam eve gelince oturduğun koltuk belli... Ama insan sanki tüketebilecekmiş gibi alıyor da alıyor. Keyfi kaybettikçe daha fazla alıyor, kısır döngüye giriyor. Gerçekten tam bir oyalanma...
YanıtlaSil