“Annelik” herkes için aynı anlamı mı taşır?
Nermin bir yandan paltosunu çıkartıp yerleşirken, Gülten “Anne olmak her canlıda aynı” cümlesini düşünüyordu. Hakikaten böyle mi, her anne aynı mıydı? Ya da anne olmak için sadece doğurmak yeterli miydi? Sonra sesli bir şekilde bunu Nermin’e sordu.
- Gerçekten öyle mi dersin Nermin, anne olmak için doğurmak yeterli mi?
- Bilmem, yeterlidir herhalde. Niye bu kadar düşündün bakalım sen bu cümleyi?
- Birkaç yıl önce annem hastanedeyken ben de yanında refakatçiydim, hatırlarsın. Odayı paylaştığımız motosiklet kazası geçiren genç geldi aklıma. Onu düşündüm..
Gülten anlatmaya devam etti…
Hastanede hemen annemin yan yatağında yatan en fazla 20 yaşında bir genç vardı. Motosiklet kazasıyla ağır yaralanmış, hastaneye kaldırılmış. Kaburgaları kırılmış, bir dizi parçalanmış, ayakları kırılmış. Bir süre yürüyemeyeceği bile konuşuluyordu. Kalın kalın kabuk tutmuş yaralarla doluydu her yanı. Boynu incinmiş, kaşı patlamış derken insan tanımasa bile bakınca üzülüyordu.
- Eyvah! Annesi ne fena olmuştur, ne üzülmüştür?
- Dur dinle asıl şaşıracağın yere geliyorum. Çocuğa, el bebek gül bebek günlerce uyumadan babaannesi baktı biliyor musun?
- E annesi? Ya babası?
- Annesi ile babası çok önce ayrılmışlar. Baba yıllarca bakmamış, görmemiş, ilgilenmemiş merak bile etmemiş çocuklarını. Babaanne de oğlunun yaptığı hatanın mahcubiyetiyle kapısını, gelinine torunlarına açmış bu yaşa kadar beraber gelmişler. Anneleri dışarıda çalışmış, babaanne hem evden el işi yapıp satmış hem de çocukların bakımıyla ilgilenmiş. O yaşlı haliyle derslerini bile takip edip öğretmenleriyle iletişim halindeymiş. Yani 3 çocuğu yedirmişler, giydirmişler, okutmuşlar. En büyük çocuk avukat, ortanca doktor olmuş. En küçük çocuk ise abisi gibi avukat olacakmış ama bu kaza gelmiş başına. Okula ara vermek zorunda kalacak diye ağlıyordu babaanne…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; İnsan bedel ödediği şeye değer verir.
Günler geçti… Bekledim ki babaanne eve gidip dinlenecek, anne onun yerine gelip bakacak. Kazanın ilk günleri her gün geldi anne. Sonra bir gün, mesaisi oldu gelemedi. Sonra trafik yoğundu gelemedi. Sonra halletmesi gereken bir iş çıktı gelemedi. Sonra alışveriş yapması gerekti gelemedi. Sonra sadece telefonla hal hatır sormaya döndü iş... Sonra sonra sonra…. Bir baktım aramalar da azaldı. Fark ettim ki anne benim gibi izin gününü çocuğuna ayırmayı, babaanneyi dinlendirmeyi düşünmüyor. Çocuğunun okula ara vermek zorunda olması, babaanne kadar onu üzmüyor. Babaanneyle biraz sohbet edince annenin çocuklarına çok da düşkün olmadığını anladım. Ama babaanneyi görmelisin, gözler şiş, kıpkırmızı, yüreği param parça torunu için çırpınıyor, koşturuyor, dualar ediyor…
Hani geçen kahve buluşmamızda sana uzun uzun anlatmıştım ya “İnsan bedel ödediğine değer verir.” diye. Herkes ödediği bedel kadar düşkün olmuş çocuklara. Sonuçta yasa yine işlemiş, herkes bedeli kadar var olmuş kendisinin ve başkalarının hayatında….
&
Hakikaten "anne" kelimesi doğurmakla biten bir şey değil, başlayan bi şey. Kim üstlenirse artık. Yetiştiren olabilmek... Doğru bedeller ödeyebilmek... Çok kıymetli... Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilEbeveyn olmak başka bir şey. Yetiştirmek, sahip çıkmak, ilgilenmek, derdiyle dertlenmek için sırf doğurmak yetmiyor. Babaanne ebeveyn olmuş ama o kadın olamamış.
YanıtlaSilİnsanın hayatına damga vuran kilit nokta bedel. İnşALLAH bedelden kaçan değil de doğru bedel ödeyenlerden oluruz.
YanıtlaSilİnşallah 🤲
SilAhhh ! BEDEL ah ! Etimle kemiğimle kanımla canımla herkese değerin, kıymetin, anlamanın, anlaşılmanın Bedel ile ilgili olduğunu haykırabilsem :(
YanıtlaSilBaskasina da kendimize de verdigimiz kiymet odedigimiz bedel kadar.
YanıtlaSilHer insan anne/baba olabilir, ama her insan yetiştiren olmaz.. Ellerinizi sağlık 💕
YanıtlaSilBizler bedel ödediğimize düşkün oluyoruz da, onlar bizden uzaklaşıyorlar biz dengeleri bozdukça...
YanıtlaSilMesele kıvamı iyi ayarlayabilmek.
Bir anne için 9 ay bebeği karnında taşımakta sonrasında o doğumu yaşamakta bir bedel ama anne eşinden ayrıldığı için ve belkide eşine kızdığı için çocuğuna gerçek degeri vermemiş. Yoksa bir anne bu bahanelere sığınamazdı. Sonuçta gerçekten bedel ödeyen bedel ödediğine değer veriyormuş. Buna bir kez daha şahit olmuş olduk😊
YanıtlaSilİnsan bedelini sever......
YanıtlaSilHakikaten de her iş bedele çıkıyor, her kapının anahtarı 🔑
YanıtlaSilYazının ana mesajı, hiç de alışkın oluğumuz, kabul ettiğimiz bir şey değil. Ama bu hikayedeki gibi güzel bir sebep ve sonuç analizi ile insan gerçeği çok net görebiliyor. Teşekkürler
YanıtlaSil9 ay karnında bakmakta yetmiyor bedel olarak. Bedeli kestiğin yerde değerde azalıyor yavaş yavaş...
YanıtlaSilAnneye sorsalardı heralde “ben onlar için çalışıyorum, babasız çocuk büyütmek ne kadar zor” diyebilirdi.. Ne yazıkki çocuk büyütmeyle yetiştirmeyi ayırt edemeyebiliyoruz.. Maddi ihtiyaçlarını karşılamayı yeterli bulabiliyoruz.
YanıtlaSilBir sıfatı hak etmek, bir kimliğe erişmek...
YanıtlaSilZannettiğimiz gibi doğuştan değil, her şey bedel, emek ister.
😃aradığım cevabı buldum… ben de yıllardır annem beni niye pek de sevmiyor ki diye düşünüyorum… ben çok uslu bir çocukmuşum hep , kimseye yük olmaz kendi işimi de kendim görürmüşüm…ya ben ondan ümidi kesip kendi işimi kendim gördüm çünkü o hep hasta olduğundan yakınıp uyurdu…ya da ben nasılsa hallediyorum her ihtiyacımı diye gerek duymadı o da haliyle galiba bedel ödemeye ….35 yaşındayım ve annem hasta olduğu için beni suçlar hale geldi …
YanıtlaSilAhhh bedel sen nelere kadirsin. Gerçekten de öyle. Bedel ödedikçe insan bedel ödediğine kıymet veriyor.
YanıtlaSilAnladık ki büyütmek ve yetiştirmek farklı kavramlarmış…
YanıtlaSilAnne olabilmek; yetiştirebildiysen hayata, kendi ayaklari uzerinde durabiliyorsa, muhtaç degilse sana ve dış dunyaya, bir o.kadar da sevgi baģi varsa ne mutlu anneye de yetiştirdigine de.. Sırrı bedel.miş :)
YanıtlaSilBana merhametle baktığı gibi sende ona merhametinle bak...
YanıtlaSilAnne demek güç, Anne demek merhametin vücut bulmuş hali demek...
Kaleminize saglik
Bize verilen emanetlere ne kadar sahip çıkıyoruz? O rollerin hakkını inşallah verebilenlerden oluruz.
YanıtlaSilMeger bedel insanin fitratina uygun davranabilmesi, annenin bile anne olabilmesi icin ne de gerekli ne de onemliy birseymis...
YanıtlaSilKadını anne yapan şey bedel olduğu gibi insanı yücelten şey de bedel…
YanıtlaSilİnsanları bağlayan şey bedel ve bedeli anlamadan ilişkileri anlamak ne kadar zormuş
YanıtlaSilAnne olmak… Büyük sorumluluk ama hayatta hep o sorumluluğun bedelini ödeyene verilir yetkiler, makam ve mevkiler.
YanıtlaSilAdımın ‘anne’ olması yetmiyor gerçekten soyutta ve somutta anne olabilmek için o bedeli ödemek gerekiyor.
Başkası ödediğinde o bedeli anne demiyorlar belki ama cenneti Yaradan ona nasip ediyor.
Yazıyı okuyunca benim de aklıma adı anne olmayan ama anneliğin tüm sorumluluklarını almış birkaç insan geldi. Allah onlardan razı olsun.
Neye kime emek verirsen kıymeti sende artar. Demisti ananem . Aslinda bu yasayı anlatmış. ..
YanıtlaSil
YanıtlaSilHayatta güçlü kendi ayaklarının üstünde durabilen olmanın, yetiştirebilmenin yolu bedelden geçiyor.
Bazen insan bir kişiye, bir yere kendini yakın hissedemeyebiliyor
YanıtlaSilAhhhh ne yapıcam ben şimdi?
İstemeyerek, mutsuz bir şekilde bu hayat çekilmez ki?
Dediğimiz zamanlar oluyor ama bedel ödemeye başladığımızda ilk düşünen, ilk giden biz oluyoruz😊
Bedel ne kadar kıymetli bir şey. Bedelin kadar varsın ve karşındaki o kadar var. Sıfatlar önemli değil. Anne, baba, kardeş, dede babaanne…
YanıtlaSilNe kadar bedel, o kadar değer.
İnsanın bedelidir değerli olan...değerli yapan..
YanıtlaSilBu hayatın anlamı bedel, bedel bir insanın harcı, insan istediğine değil bedeline sahip olur
YanıtlaSilHer yol her kapı BEDEL e çıkıyor… Bedelin kadar anne olabiliyorsun…
YanıtlaSil👏👏👏👏
YanıtlaSilİnsan bedel ödemediğinde yavrusuna karşı bile nasıl nankörleşebiliyor, nasıl öylece bırakabiliyor.. Hayret doğrusu! Vay be ‘bedel’ sen nelere kadirsin ve sensizlik nelere sebep!
YanıtlaSilİnsan bedelini seviyor 😶
YanıtlaSil