Sahnede adı geçmeyen ama başrol oyuncusunu hemen tanıdınız sanırım. Çünkü sıcak yaz gecelerinde çoğumuzun sahnesinde kimimizle iletişim, kimimizle ise ilişki halinde 😃
- Sen bizi tanımadan neden öyle önyargılı davranıyorsun ki? Çok gücendik gerçekten sana. Bir kere bizim seni üzmek, canını yakmak gibi bir derdimiz yok! Aramızda kalsın ama biz özel olarak görevlendirildik. Kimse duymasın şşştt 🙊
Diyordu Leyla’nın karşısındaki...
- Hııı! Mutlaka öyledir.
Deyip dalga geçer gibi sözlerine devam etti Leyla;
- Haberlerde duydum üstelik. İnsanlar sizin yüzünüzden hastalanıp ölüyorlarmış ne görev, ne görev?
- Eğer sıtmadan bahsediyorsan evet, o görevi üstlenen benim uzaktan akrabam, anofel. Ben de ona çok kızıyorum ama onun görevi de o. Ayrıca görev dedim ya. Orda çok detay var Leylacığım, büyüyünce kendin araştır bul isterim.
- Görev görev… Dalga mı geçiyorsun sen benimle, senin görevin benim canımı yakmak, çıldırtmak mı?
- Yok yook niyetim yalnızca ihtiyacım olan proteini almak, üstelik sadece insanları değil hayvanları da sokuyorum. Bunu da eğlence olsun diye değil yumurtlayabilmek için kullanıyorum. Üstelik sokmadan önce de canınız yanmasın diye lokal anestezi yapıyorum.
Bunları derken bir yandan da bıyık altından; ay pardon anten altından gülüyordu😃
- Leylacığım insanlar anestezide kullanılan maddeleri nerden esinlenerek yaptı zannediyorsun biliyor musun?
- Nasıl yani? İçinde bayıltıcı madde taşıyorsun ama seni etkilemiyor öyle mi? Kafam karıştı. Şey sana nasıl hitap etmemi istersin? Peki neden o kadar çok kaşınıyoruz ve canımız yanıyor?
- Yalnız bu kadar da değil. İçeri girdikten sonra yüze yakın enzim salgılıyoruz. Nedenini sen sormadan söyleyeyim, çünkü kanın pıhtılaşmasını engelleyip, hızlandırmamız gerek süreci. Malum can güvenliğimiz yok bu işte 😃 3 dakika içinde olay mahallinden ayrılmamız gerekiyor.
Leyla gözlerini faltaşı gibi açmıştı. Nasıl yani, onlarca enzim mi? Ben sana hangi isimle hitap edeceğimi hala bilmiyorum! Hem kanı çekiyorsunuz hem içinizde bir sürü enzim taşıyorsunuz, birbirine karıştırmadan, zarar görmeden... Çok şaşırdım gerçekten.
- Evet Leylacım! Bizi bu göreve atayan aynı zamanda ihtiyacımız olan şeyleri de bizim yanımıza verdi. Neyse! Nerede kalmıştık? Ben bu kanı size zulüm olsun diye emmiyorum demiştim. Çünkü yumurtlayabilmem için ve yumurtamın gelişebilmesi için kandaki proteine ihtiyacım var.
Hemen sözünü kesti Leyla:
-Peki o küçük hortumun o kadar sert derileri nasıl deliyor?
- Ben sana söylemeyi unuttum. Keskin bıçağımız var, böylece hem kesebiliyoruz, hem anestezi, hem de kanın pıhtılaşmasına engel olabiliyoruz ve tam da damarı bulabiliyoruz.
Leyla daha da heyecanlanmıştı:
- Nasıl yani tam isabet mi? Biz geçen gün kan aldırmak için hastaneye gitmiştik. Hemşire abla benim damarımı hemen bulamadığı için farklı farklı yerleri denemişti. Canım da çok yanmıştı. Ama sen bir kerede damarı nasıl bulabiliyorsun?
Onun sırrı da bizde kalsın dedi ve konuşmaya devam etti davetsiz misafir.
- Üstelik bütün bunları senin balık yiyebilmen için yapıyoruz.
Leyla şaşkın şaşkın bakmaya devam ediyordu.
- Hani babanla birlikte gidip derede balık avlayıp sonrasında da eve getiriyorsunuz ve annen de sana bir güzel pişiriyor. Hani sen de afiyetle yiyorsun ya. İşte o balıklarda benim de payım var.
Deyip konuşmasına devam etti;
- Dedim ya önce yumurtluyorum sonra da onlar larva haline geliyor. O larvalar da suyun içindeki alglarle, parazitler ve mikroorganizmalarla besleniyor. Balıklar da o larvalarla beslenerek büyüyorlar. Biz yaşlanınca da bizimle kurbağa ve yarasalar besleniyor. Çünkü her canlı, bir hedef üzerine hareket eder. Hedefi doğrultusunda, başka canlıların ihtiyaçlarını karşılar. Bu arada unutmadan söyleyeyim kan emmek ve yumurtlamak dişilerin görevi. Erkeklerimiz de bitki ve çiçeklerin tozlaşmasında görevli. Senin anlayacağın, hem karnını doyuruyor hem de çiçeklerin tozlaşmasına katkı sağlıyor. Dedim ya, her canlı hedefi doğrultusunda önce ilişki kurduğu canlının ihtiyacını karşılar, sonra kendi ihtiyacı karşılanır yaşam döngüsü içinde... Benden çok bahsettik, sen nelerle ilgileniyorsun Leyla?
- Benim drone'lara ilgim var. Nasıl yapıyorlar bilmiyorum ama çok hayranım ve onu yapanların hayal gücüne şaşıyorum, nereden geliyor akıllarına hayret!
- Hayal gücüyle alakası yok Leylacığım, övünmek gibi olmasın ama orada da bizim payımız var. Bacak yapımıza ve kanat yapımıza bakarak drone'ları icat ettiklerini biliyor muydun?
- Yok artık! Bu kadar da olamaz dedikten sonra birdenbire hıçkırıklara boğuldu Leyla.
- Neden ağlıyorsun, şimdi seni üzecek ne söyledim?
- Yok yok sen bir şey söylemedin yalnızca geçen gece arkadaşımla konuşurken söylediğim cümleyi hatırladım da çok utandım 😔
- Ne demiştin ki?
- Artık gözümde sinek kadar değerin yok dedim ama yanlış bir cümle kullanmışım. Oysa değer, bir şeyin küçük olmasında değilmiş. Bir şeyin değeri ne kadar fayda sağladığı ile alakalıymış. Beni affedebilecek misiniz? Üstelik sana nasıl hitap edeceğimi de buldum, “hünerli minik hemşire”
Bir yandan ağlıyor bir yandan tekrarlıyordu minik hemşire minik hemşire. Annesi zor uyandırdı Leyla'yı.
- Leyla, Leyla uyan kızım, ne oldu sana?
Leyla gözlerini açtı ama onun tabiriyle “minik hemşire” yoktu. Çünkü gördüğü rüyaydı. Gerçeklerin konuşulduğu bir rüya. O sırada da televizyonda "Sivrisinek bize ne anlatıyor?" programında spiker şöyle diyordu:
- Evet sayın seyirciler, her canlının olduğu gibi sivrisineklerin de yaşam döngüsü içinde bir yerleri var. Yap-bozdaki minik parçalar gibi fayda ve zararı var. Mesele faydasını görüp hayata deneyim transferi yapabilmek, zararlı yanlarına karşı da tedbir alabilmek... Her ikisi de biz insanların gelişmesine katkı sağlar.
Evet tabii ki rüya görmemize gerek yok gerçekleri öğrenmek için... Doğaya, canlılara bakıp, oradan hayatımıza pek çok konuda deneyim transferi yapabiliriz. Bu hayatta her canlının bir hedefi var ve her biri bir ihtiyaç karşılıyor.
Deneyimsel Öğreti der ki; İhtiyaç karşılayanın ihtiyacı karşılanır.
Peki bizler hedefimize giden yolda ne kadar ihtiyaç karşılayan taraftayız?
&
Hedefsiz olanlarımızın sadece bir sivrisineğe bakıp hayatına modellemesi gerek 🌱 Kaleminize sağlık…
YanıtlaSilÇok güzel ve düşündürücü bir yazı olmuş. Küçük ve önemsiz sandığımız her bir şeyin bir anlamı var aslında. Hiç bir şey boşuna yaratılmamış.
YanıtlaSilKaleminize sağlık. Yaratılan herşeyin bir hedefi bir amacı vardır. Harika bir döngü , kusursuz bir denge...
YanıtlaSilPeki bizler hedefimize giden yolda ne kadar ihtiyaç karşılayan taraftayız? Ne kadar ihtiyaç karşılayan bir eş, bir ebeveyn, bir evlat, bir çalışan, bir yönetici, bir komşu, bir akrabayız? Derdimiz ihtiyacımızın karşılanması iken... İhtiyaç karşıladıkça ihtiyacımızın karşılanacağını öğrenmek çok güzel bir tokat olmuştu ilk duyduğumda...
YanıtlaSilHer yaratılan şey fayda üzerine ve yaşam döngüsünde bir ihtiyaç karşılıyor...
YanıtlaSilne muhteşem bir dizayn, ne muhtesem bir sistem...
Çok güzel anlatmış, elinize sağlık 🌹. Bu hayatta her canlının bir hedefi var ve her biri bir ihtiyaç karşılıyor. Bizler de ihtiyaç karşılayan tarafta mıyız peki???
YanıtlaSilHayatta küçüğü önemsemek çok önemli. Seçim hakkı olmayan her canlı faydaya hizmet ediyor. Kaleminize sağlık🌷
YanıtlaSilBu detayda faydasini bilmiyordum cok guzel bir anlatim olmus, teşekkürler 🌸
YanıtlaSilHer şeyin bir sebebi gerçekleştirmek için var olduğuna bir kez daha şahit olmak 🙏
YanıtlaSilBir de hiç bir işe yaramamayı kendine düstur edinenler var hayatta. Hiçbir işe yaramamayı kar sayanlar... Aslında en çok o yüzden zarar ettiklerini bilmeyen....
YanıtlaSilÇok küçük bir canlı bile insandan daha kaliteli hedefe yönelik ihtiyaç karşılayabiliyor.
YanıtlaSilİnsanın yaptığı ise onu küçümsemek oluyor.
Halbuki Leyla'nın dediği gibi... "oysa değer, bir şeyin küçük olmasında değilmiş. Bir şeyin değeri ne kadar fayda sağladığı ile alakalıymış."...
Her yaratılan bir hedef doğrultusunda ihtiyaç görüyor. Deneyimsel Öğreti bu müthiş dizaynı fark edebilmemizi sağlıyor 😊
YanıtlaSilYaratılan hiç bir sey yok ki bir amacı, hedefi olmasın.. bir sinek bir bocek bir solucan, senin sahnen de sana yardımci, senin ihtiyacın, ve senin faydana... peki o zaman benim.amacım ne? Faydam ne? Nasıl bir ihtiyaç goruyorum diye sorgulayası geliyor insanın
YanıtlaSilBu hayatta sineğin bile faydası var. Bir amaç uğruna yapıyor ne yapıyorsa. Peki insan gerçek amacı için ne yapıyor
YanıtlaSilBilenle bilmeyen bir olmuyor.. sivrisineğe bakışımız artık bir başka yani hünerli minik hemşireye😅 her konudaki gerçeği öğrenebilmek duasıyla:)
YanıtlaSilÇoook keyifli bir yazı olmuş kaleminize sağlık
YanıtlaSilVardığımız sonuç bir sebebin karşılığı oluyor
YanıtlaSilYemek yemeden yaşamımızı sürdürebilir miyiz?
Sürdürendeyiz ama öncesinde yemek yapacağımız malzemeleri satın alıp onlara para kazandırıp fayda veriyoruz 🌺
Hayatta yaratılan herşey bir mucize değil midir? Sivrisinek ilaçları kullanır dururuz ama o da faydaya yönelikmiş demek ki dünyada :)
YanıtlaSilDüşünmeye sevk edici, bir o kadar da ilgi çekici bir yazı :)
YanıtlaSilHıc bu detayı düşünmemiştim🤗
YanıtlaSilGerçekten dünya da herşey ihtiyaç üzerine yaratılmış faydasız hiç bir şey yok herşey olması gerektiği gibi. Zararlı deyip kurtulmak istediğimiz şeylerin dahi...
YanıtlaSilEn küçük gereksiz gördüğümüz şeyler de bile ne kadar fayda veya ihtiyaç giderme var. Çoook şükür 💕
YanıtlaSilHerkes hedefi doğrultusunda hareket eder… 🤍🌸
YanıtlaSilİhtiyaç karşılayanın ihtiyacı karşılanır. Çok güzel bir anlatım olmuş .Emeğinize sağlık.
YanıtlaSil