Ana içeriğe atla

Arı Gibi Olmak

Arı gibi olmak

Zeynep yaklaşık beş dakikadır hareketsiz, bakışları sabit ama meraklı şekilde mutfak masasına bakıyordu. Dakikada ortalama iki kez yer değiştirdiği için bu beş dakika onun için anormaldi. Annesi de Zeynep’in bu duruşunu fark etti ve anlamak için onun arkasına geçerek incelediği yere baktı. Masada duran, bir tabak petek baldı. 

- Zeynep, canın bal mı istedi kızım, sana bal ekmek yapmamı ister misin? 

- Iııhhıhh, istemem. 

- Peki o zaman ballı süt ister misin? 

- Onu da istemem? 

- Pekiiiiii, balla olan bu bakışmanı neye borçluyuz? 

Tam bu cümleden sonra Zeynep heyecanlı ve meraklı bir şekilde annesine döndü;

- Anne, petek balları petekli arılar, süzme balları süzme arılar mı yapıyor? 

Annesinin kahkahası mutfakta yankılandı. Zeynep de onun gülmesine bakıp kikirdemeye başladı. 
- Bence söylediğim çok mantıklı iki balın da görüntüsü çok farklı, nasıl aynı arılar yapsın?
- Aynı arılar yapıyor kızım. Hatta biliyor musun petek bal süzme balın bir önceki hali. Arılar önce petekleri yapıyorlar, sonra o peteklerin içerisine balını yapıyorlar, sonra çiftçiler o peteklerden balları süzerek alıyorlar. Bu yüzden de peteksiz balın adı süzme bal oluyor, süzme arılar olduğu için değil.  
- Nasıl yani petekleri arılar mı yapıyor? Bal çok yumuşak petek ise ondan sert. Arılar hem peteği hem de balını mı yapıyorlar?
Zeynep’in merakı iyice artmıştı. Bu arı, bal, petek konusunun ucunu bir süre daha bırakacak gibi görünmüyordu. Düşünceli bir şekilde odasına gitti önce kitaplarından sonra bilgisayardan arıları araştırmaya başladı. En son odasından “Arı vız vız, arı vız vız diye bağırır.” şarkısını söylerken sesi geliyordu. 
Ertesi gün okulda öğretmenini görür görmez peteklerin nasıl oluştuğunu sordu. Arıların yaptığı tüm peteklerin her zaman aynı açı ve aynı yükseklikte yapıldığını öğrenince çok şaşırdı. 
- Öğretmenim bu arılar tam bir matematik ustası. Nasıl oluyor da tüm petekleri hepsi aynı açıda aynı yükseklikte yapıyorlar? Bunların arasında hiç mi tembel çıkmıyor biraz açıyı bozan?

- Zeynepcim sen hiç “Arı gibi çalışmak.” deyimini duymadın mı? 
- Duymuştum ama neden olduğunu sanırım şimdi anladım. Bu arılar harika. 
Zeynep arıların çıkardığı bu işe hem hayranlık duymuş hem de biraz üzülmüştü. Çünkü aklına bir sürü soru hücum ediyordu. 
Neden aklı varken insanlar böyle değildi. Neden biz başarılı olmak için bu kadar çalışmıyorduk? Arılar küçücük bedenleri ile bu kadar işi yapıyor hedeflerini planlıyorlar ve bunun için düzenli çalışıyorlardı…
Peki benim hedefim neydi, ben ne yapmak istiyordum? 
Onlara bu çalışma azminin nereden geldiğini bulmak istiyordu. Hiç sıkılmıyorlar mıydı?
- “Arı gibi olmak, nasıl olurdu acaba?” dedi öğretmenine,
- “Hadi birlikte başlayalım düşünmeye Zeynep’cim.” dedi öğretmeni.
İnsan ne kadar çevresine fayda veriyor? Eğlenirken iyi ama komşusunun, arkadaşının, ailesinin ne kadar faydasına?…
Doğanın yeniden canlanmasında taşıma görevi yapan arıdan ne kadar farklı? Etrafındaki insanların ihtiyacını gözetebiliyor mu? Mutluluğun çoğalması için ne yapıyor? Sadece kendi çıkarının peşinden koşan etrafındakilerden ne kadar haberdar? O gelince bir canlılık bir değişim oluyor mu mesela… Halbuki arılar gelince çiçekler canlanıyor ve çoğalıyor değil mi? Bir dönüşüme sebep oluyorlar…
Çünkü ihtiyaç görüyorlar…
Sanırım hepimiz unuttuk insanoğlu olarak, ihtiyaç görenin ihtiyacının giderildiğini…
Sen mutluluk verdikçe mutlu olacağını…
Sen etrafına fayda verdikçe kendin fayda alacağını…
Aslında doğada örnek alacak o kadar çok deneyim var ki. Hatırlıyor musun daha önce sana aldığım seminerlerden bahsetmiştim? 
- “Evet, öğretmenim hatırlıyorum. Hatta o seminerlerden bana bahsettiğiniz ertelenen her şey büyür diye bir cümleyi bile hatırlıyorum.” dedi ışıl ışıl gözlerle öğretmenine. 
- “Ahh bak iyi ki hatırlattın arıların bir diğer özelliği de işlerini ertelememeleri. Petek, kovan, bal hangi sırayla ne zaman yapılacaksa o zaman yapıyorlar. Düşünsene ya erteleselerdi ne olurdu?”
- “Hiiiii, balımız olmaz mıydı?” dedi Zeynep biraz tedirginlikle. 
- “Muhtemelen olurdu Zeynepcim ama aynı kalitede olmazdı ve bu sefer ki balı yapmak için arılar çok yorulmuş olurlardı ayrıca her zamankinden daha az bal üretirlerdi. Biz de daha az bal yemek durumunda kalırdık. 
Çünkü zamanında çiçeklerden polenleri toplamaya gitmedikleri için onlar bal yapmak istediklerinde yeterli sayıda çiçek kalmamış olur hatta kalanlar sönmek üzere olurdu. Kendi ormanlarında yeterli sayıda çiçek olmadığı için diğer ormanlara giderler bu onları çok yorar, oradan kovanlarına taşırken bazılarını kaldıramaz düşürürler. Bu yüzden de daha az bal üretirler ve çok daha fazla yorulurlar. Kısacası yapacakları işleri ertelemeye görsünler kucaklarında daha fazla işi bulurlar. Aynı sizin ödevlerinizi son dakikaya bırakmanız gibi.” dedi öğretmeni.
Zeynep son cümleyi duymazdan gelmeye çalışsa da ilgiyle dinlemeye devam ediyordu. Öğretmeni devam etti. 
- O zaman sana Deneyimsel Tasarım Öğretisi'nden bir bilgi daha; “İhtiyaç giderenin ihtiyacı giderilir.” Sen bu bilginin arılar üzerindeki yansımasını keşfettin bugün. Arılar insanlar için bal yaparken aynı zamanda kendi hayati ihtiyaçlarını da görüyor. Bal üretme ihtiyaçlarını karşılamalarının yolu insanların ihtiyacını gidermekten geçiyor.  Yani bir taşla iki kuş vuruyor karşıdakinin faydasını düşünürken kendisi de fayda görüyor. Bu aslında karşılıklı kazançlı bir alışveriş ve insan bunu hayatının her alanında uygulayabilir. Önünde bazen menekşe, bazen domates, bazen de arı olur. Yeter ki onlara bakmasını bilelim ve senin gibi stratejileri fark edelim. Biz bu sefer arılardan, yaptığın işte herkesin faydasına odaklanma stratejisini öğrenmekle başlayalım. Arı gibi çalışkan olalım ama sadece kendimizi düşünmeden.

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu


Yorumlar

  1. İnsanlar arıların ihtiyacını düşünmediği için floralar bozuldu, taşam alanları daraldı. Lehimize olan bir çok hayvanın, bitkinin ihtiyacı olan yaşam şartlarını istila ediyor, olumsuz etkiliyor insan. Sonra da ineklerin gazı havayı kirletiyor diyorlar. Sadece kendi ihtiyacına konsantre olduğunda insan, çok zararlı bir varlığa dönüşmüyor mu?

    YanıtlaSil
  2. Arı Gibi çalışkan olmayı kimi zaman başkalarını ezerek ilerlemek olduğunu zannettik. Oysaki her bir arının bağlı olduğu bir kovan vardı, birlikte ve uyum içinde çalışmanın ihtiyaç gidermenin en iyi örneklerinden.

    YanıtlaSil
  3. Her yaratılan şey, hem hizmet ediyor verdiği imkan ile, hem de bir şey öğretiyor stili ile. Öğrenebilmek dileği ile...

    YanıtlaSil
  4. Arııı vız vız, evin içinde Zeynep'i düşünürken bir yandan da bu şarkıyı söyler buldum kendimi , teşekkürler 👏

    YanıtlaSil
  5. “İhtiyaç giderenin ihtiyacı giderilir.” bunu bir benimseyebilsek. 😍Çoğumuz önce ben derdinde olunca pek çok işimiz de rast gitmiyor. Önceliğimiz karşı tarafın ihtiyacı olursa bunu yaptığımızda bir bakmışız ki hiç umadığımız bir anda bizim ihtiyacımız da giderilmiş. Kaleminize sağlık🍃

    YanıtlaSil
  6. Arı gibi hedefine konsantre olabilmek, bir kez polen taşıdı diye koca bir petek bal oluşmasını beklememek, tekrar tekrar çabalamak ve mücadele etmek… nasip olsun🐝🐝

    YanıtlaSil
  7. İhtiyaç görenin, ihtiyacı görülür. Herkes bunun farkında olsa yeryüzü cennet olurdu heralde…

    YanıtlaSil
  8. Hiçbirşey boşuna değil. Hayatta tesadüf yok. Bir arının ömrünce verdiği faydayı düşünüyorum bir de kendi ömrümü. İbretlik bir durum.

    YanıtlaSil
  9. İnsan yapması gereken şeyleri ertelediğinde kendine olan faydasını ertelediği gibi başkasının fayda görmesini ertelemiş oluyor.

    Nitekim o kişiyle de fayda vereceklerdi ve ertelemiş oldular…..

    YanıtlaSil
  10. Doğa her zaman öğretir, görmesini bilene...:)) Emeğenize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  11. Arılar çok sistemli canlılar..kısa ömürleri var ama ne çok üretiyorlar...liderlerini takip ediyor ve kovandan uzaklaşmıyorlar...öğrenecek çok şey var...kovanı korumak için etrafını propolis ile sırlıyorlar. Mahremleri sınırlarını iyi koruyorlar.

    YanıtlaSil
  12. Yaratılan her şey nasıl da hedefe yönelik...
    Bir tek ınsan unutuyor bunu...

    YanıtlaSil
  13. Arıyı görenler korkabilirler, arıya bakanlar ise ne çok ders alabilirlermiş hayatına.. Allah basiretmizi artırsın.

    YanıtlaSil
  14. Çalışkan birini model mi almak istiyorsunuz, ? arılar tamda aranan kişi☺️

    YanıtlaSil
  15. Ne güzelmiş arı gibi çalışkan olmak 🐝

    YanıtlaSil
  16. Kısacık ömründe bir çay kaşığin 12/1 bal üretebilmek ve tohumlanmayi saglayabilmek icin hiç vazgecmeden çalışıyor. Hedefinden şaşmıyor, bugün çok çalıştim, yoruldum demiyor. Gercekten.ögrenecek çok şey var

    YanıtlaSil
  17. Arıdaki azim ve sabır insanda olsa ne guzel olurdu... Guzel bir örnek seçmiş Zeynep :)

    YanıtlaSil
  18. 'Sana yaptığım her şeyi kendime yapmış sayarım.' :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin iyiliğin benim iyiliğim, çünkü bana pay var :)

      Sil
  19. Sadece kendini düşünmek bir o kadar isteğinden uzaklaştırıyor.

    YanıtlaSil
  20. Hayattan öğrenecek ne kadar çok şey var. Sadece Arı’ya bakarak ne kadar çok deneyim çıkarabiliyoruz.

    YanıtlaSil
  21. Sanırım hepimiz unuttuk insanoğlu olarak, ihtiyaç görenin ihtiyacının giderildiğini…
    Sen mutluluk verdikçe mutlu olacağını…
    Sen etrafına fayda verdikçe kendin fayda alacağını… Ah bir bilebilse. Kaleminize sağlık🌼

    YanıtlaSil
  22. Bakmak, fark etmek ve strateji geliştirmek 👏🏻

    YanıtlaSil
  23. İhtiyaç gidermek… Hayatta seni ne toparlar? Sorusunun yegane cevabı… 🌸

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kim Kimdir Semineri

Dünya üzerinde yaşayan her canlı birbirinden farklı özellikler taşır. Bitkiler, hayvanlar değişik özellikleri ve yapıları vardır. Çiçekler , meyvesi yediğimiz, yemediğimiz değişik ağaçlar tükenmez çeşitlilik. Her birinin verdiği lezzet, fayda benzersizdir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

İnsan başarı lı olmak ister bu hayatta ve mutlu... Bir karar verdim artık… Ama ya yanlış bir kararsa? Ya reddettiğim seçenek benim için daha hayırlıysa? İçim içimi yiyiyor… Keşke anlamanın bir yolu olsaydı. İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? Kalbine sormalı... Peki, ya kalbim yanılıyorsa? Belki başka insanlara danışmalı... Peki, ya insanlar beni üzmemek için gerçeği değil de nefisimin hoşuna gidecek şeyi tavsiye ediyorsa? Belki de kıyas yapmalı; gelen teklif mevcuttan daha iyiyse değerlendirmeli... Ya daha iyi diye gördüğüm seçenek bir fırsat değil de hayatımın hatasıysa? Keşke anlamanın bir yolu olsaydı... İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? İnsanlar nasıl bu kadar kolay iş değiştirebiliyorlar? Ve nasıl emin olabiliyorlar? Eminlik için bir referans gerekmez mi oysa? Peki, onların referansı ne? İnsanlar nasıl bu kadar kolay istifa edebiliyor? Ya olumsuzluklarına rağmen orada kalması gitmesinden daha hayırlıysa? İnsan nasıl karar veriyor yurt dışın...

İlişkide Ustalık Bir İhtiyaçtır

Neden ilişkide ustalık?  Her canlının hayatını devam ettirmesi için gereksinimleri vardır.  Tohum, yeşermesi için toprağa ve suya ihtiyaç duyar. Yeşeren filiz ise, büyüdükçe daha fazla toprağa ve suya ihtiyaç duyar.