- Tek sorum var; çocuğumun %100 mutluluğunu garanti eder misiniz?
- "Siz eder misiniz?" diye sordu kurum sorumlusu.
- Evet tabii ki, ben onun annesiyim.
- Peki ne zamana kadar?
- Üniversiteye kadar.
- Sonra?
- Sonra kendisi mutlu olmayı öğrenmiş olur.
- Sizce mutluluk, hiç mutsuz olmayarak öğrenilen bir şey mi?
- Biz %100 mutluluk garantisi vermiyoruz, bu yüzden kaydı alamayacağız. Bununla birlikte siz de lütfen şunu düşünün; yarın ölmeyeceğinizi %100 garanti ediyor musunuz çocuğunuza?
....
Sağlıklı her anne baba, tabii ki çocuğu her zaman mutlu ve başarılı olsun ister. İşte bu istek çok fazla iyi niyet barındırırken bir o kadar da çocuğun hayatını karartma riski taşıyabiliyor. Mutlu olabilme marifetini elinden alabiliyor.
Bir çocuk düşünün ki hiç mutlu olmak için çabalamamış. Birileri onun yerine bunu yapıyor. En basit mutsuzlukla karşılaştığında, o duyguyla nasıl baş edebileceğini bilemiyor. Hiç antrenmanı olmamış çünkü. Hiç o kası gelişmemiş. Nasıl mutlu olunur öğrenmemiş. Kendisini ya da bir başkasını mutlu etmek için hiç çabalamamış.
Mutluluk kasını geliştiren şey, mutsuzluğa verdiğimiz tepkilerdir. Nasıl tepki vereceğini bilemediğinde bocalıyor insan. O kız hayır dediğinde, o erkek kendisiyle ilgilenmediğinde, o aferini alamadığında, parası çıkışmadığında, oraya davet edilmediğinde, sözü dinlenmediğinde…
Hayatta birçok olumsuzluk yaşar insan ve çocuğu bunları yaşamasın ister. Ben üzüldüm o üzülmesin, ben giyemedim o giysin, ben alamadım o alsın, ben gidemedim o gitsin….. Bu ‘ben yapamadım o yapsın’ cümleleri uzar gider. Problem, tüm olumsuz koşulları çocuk fark etmeden önce toparladığında başlıyor. Aslında çocuğunu mutsuzluğa hazırladığını bilmeden…
Tam da bu yüzden; yaşam becerisi düşük, sorunlarla mücadele etmekte zorlanan, mutluluk kası zayıf, çabuk bunalan, çabuk pes eden insanlar yetişiyor.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; Her şey zıddını var eder.
Mutlu edeyim derken mutsuz edilmiş bireyler. Kaş yapayım derken göz çıkarılan durumlar.
“Çocuğum hayatı göğüslemeyi öğrensin. Yüke gelsin, problem olan değil problem çözen olsun, ayaklarının üstünde durabilsin. Gittiği yeri canlandıran, fayda veren, iş bitiren bir insan olsun. Hem mutlu hem başarılı olsun. Hem de bunu kimseden beklemeden kendisi yapsın.”
Peki ama nasıl?
Çözüm zıddında diyor Deneyimsel Tasarım Öğretisi. Mutlu etmek için çocuğunun her istediğini yerine getirmeye çalışıp, her seferinde daha mutsuzlaştığını görmek, hem maddi hem manevi olarak çok maliyetli. Ebeveyni mutlu etmeye çalıştıkça mutsuz olacak. Ebeveyni mutlu olması için ekstra çaba sarf etmedikçe kendisi mutlu olmayı öğrenecek.
Kimse ona %100 mutluluk garantisi veremez ama nasıl mutlu olabileceğini öğretebilir. Böylece garanti süresi dolmayacak garanti belgesini, cebinde bulundurur. Mutlulukla...
&
Çoğumuz çocuğunu etrafındakileri mutlu etmek ister ama davranışları ile mutsuz ettiğinin farkına varmıyor. İlişkide ustalık tan sonra ne kadar yanlış yaptığımın farkına vardım. Vesile olan herkese teşekkür ediyorum. Kaleminize sağlık 💐
YanıtlaSilBilince her şey çok kolay aslında
YanıtlaSilÇocuk güzel bir yazı olmuş elinize sağlık 🌺, Deneyimsel Tasarım Öğretisine vesile olan kardeşimden Allah razı olsun 🤲🤲🤲
YanıtlaSilBir başkasinin seni mutlu etmesi degil,
YanıtlaSilBir ömür; Mutlu ve başarılı olmanin stratejilerini ogreten bu ögretiye omur boyu teşekkür edilse yeterli gelir mi? 🥀
Mutluluk başta olmak üzere hayatta güzel olan hiçbir şey kolay olmuyor en çok bana bunu hatırlattı çok güzel bir içerik💚👏🏻
YanıtlaSilMutluluk kasını geliştiren şey , mutsuzluğa verdiğimiz tepkilerdir ... ne güzel bir ifadeymiş.
YanıtlaSil% 100 garantimi bilmem ama mutluluğun formülü deneyimsel tasarım öğretisinde var. İyi ki deneyimsel tasarım ögretisi var🤗
YanıtlaSilMutluluğun sırrı hep merak etmişizdir. Bunun için pek çok yöntem denemişizdir.
YanıtlaSilAncak mutluluğun sırrı hiç de bakmadığım yerde , kendimde olabilir mi?
Deneyimsel Öğreti mutluluğun ne olduğunu tanımlarken nasıl mutlu olunur ile ilgili stratejiler veriyor… iyi ki 🌼
YanıtlaSilMutluluk en çok ihtiyacımız olan şey olmadığında yoksunluğunu çok hissediyoruz. İmkanların mutluluğumuzu yediğinden habersizce yaşıyoruz imkan edinmeye çalışarak
YanıtlaSil%100 mutluluk garanti değil bence. Mutluluğu öğrenmemiş biri, ve bunun çözümünün kendinde olduğunu bile red eden biri mutluluğun fotoğrafını nasıl görebilir ?
YanıtlaSilNe kadar doğru bir yazııı
YanıtlaSilHer halükarda insana bir seçim hakkı verilmiş. Hayat da imkanları sunuyor iyi ya da kötü ve her insan da kendi seçimini yapıyor. Hayat da seçimlere göre dizayn oluyor. O nedenle belli bir seviyeye gelinceye kadar çocuğu yetiştirebiliyoruz ama sonrası için o da seçimleri ve hayata verdiği tepkiler ile bir yerlere geliyor... Ana babanın istediği ya da istemediği...
YanıtlaSilDtö yasalarına uygun yaşamak %100 mutluluk garantili denilebilir😅
YanıtlaSilProblem, tüm olumsuz koşulları çocuk fark etmeden önce toparladığında başlıyor. Aslında çocuğunu mutsuzluğa hazırladığını bilmeden…
YanıtlaSilTam da bu yüzden; yaşam becerisi düşük, sorunlarla mücadele etmekte zorlanan, mutluluk kası zayıf, çabuk bunalan, çabuk pes eden insanlar yetişiyor.
Hayatımın en vurucu cümlelerinde biriydi "Sen etrafındaki insanların bütün beklentilerini karşılayarak onları mutlu edeceğini mi zannediyorsun? Malesef yanılıyorsun". Hakikaten de zıttını var ediyor. Tam tersi oluyor...
YanıtlaSilAnne baba olarak çocuğum çekmesin diyoruz ama biz nasıl bu konuma geldik?
YanıtlaSilİyi ki zahmet çekmişiz, iyi ki eksikliğini hissedip çabalamışız ve güçlenip marifetlenmişiz😊
Ne güzel anlatılmış tebrik ederim
YanıtlaSilRahatlık tuzağına düşürülmüş çocuklar sadece somutta bedelsiz olmuyor. Bu bedelsizlik ruhunu kasıp kavuruyor. Somutta marifetsiz,soyutta mutsuz çocuklar Kaleminize sağlık 🌼
YanıtlaSilNasıl mutlu olunacağını bilen nesiller yetiştiririz umarım 🌿
YanıtlaSilNasıl mutlu olunacağını bilen nesiller yetiştiririz umarım🌿
YanıtlaSil👏👏👏👏👏
YanıtlaSil