Ana içeriğe atla

İyilik ve Kötülük

İyilik ve kötülük yapmak

İyilik yapayım derken kötülük yapmışım... Aslı ve eşi; akşam yemeğini yemek için, her zaman gittikleri restorana gitmeye karar verdiler. Kapıdan girer girmez, restoran sahipleri Kezban Hanımla, Mustafa Bey  “Hoşgeldiniz.”  deyip uygun bir masaya yönlendirdiler. Onlar masaya oturur oturmaz, Mustafa Bey ve pide ustası Zafer Bey gelip yanlarına oturdu. Hal hatır sorup sohbete koyuldular, belli ki özlemişler. Başladılar hayatın içerisinden konuşmaya.
Biri çocuklarından bahsederken, diğeri de restoranın işleyişi hakkında kendi düşüncelerini paylaşıyordu.

Restorana müşteriler gelmeye başlayıp restoran kalabalıklaşınca, kalkıp işlerinin başlarına döndüler. O sırada sipariş edilen yemekler de gelmişti. Bir an Aslı ve Kezban Hanım göz göze geldiler. Aslı, Kezban Hanımın surat ifadesinden bir şeylerin iyi gitmediğini anladı, "ne oluyor?" der gibi Kezban Hanıma göz kırptı. O yemeğini yerken, Kezban Hanım da çayını alıp yanına oturdu. Nasılsın, iyi misin derken içini dökmeye başladı.

-Aslı biliyor musun, ben insanlara ne kadar iyi davransam da onlara ihtiyacım olduğunda, benim arkamda durmadılar.

Gözleri hafif sulanmış, kaşları düşmüş bir şekilde gözlüğünün üstünden bakıyordu.

-Yıllarca kayınvalidem bana demediğini, yapmadığını bırakmadı. Ben ona rağmen sesimi çıkarmadım, saygıda kusur etmedim, her istediğini yaptım. Bu sebepten eşimle de çok kavga ettik. Beni hiç savunmadı. Her seferinde biz kötü olduk, kayınvalidemin de istediği oldu. Eşim çok suçlu bu konuda, çok kızıyorum ona. 

Aslı onu dinlerken anlattığı bazı şeylerde kendisinin yaşadığı durumları gördü ve sordu.

-Kezban abla sence sadece eşin mi suçlu? 

-Evet! Bana kötü davranmalarına rağmen ben hep sustum, onlara bir saygısızlık yapmadım. O ise beni savunmadı.

-Belki de dedi susuyor olmak, sınır koymamak, karşı tarafın bize bu şekilde kötü davranmasına izin veriyor olamaz mı?

Kezban ablası gözlerini yukarı kaldırıp şöyle biraz düşündü. Evet, kabul etmek istemese de Aslı haklıydı. 

-Belki de ben buna izin verdiğim için bu davranışları yaşadım, haklısın. Ama iyilik yapmak istedim, tatsızlık çıksın istemedim. Kötü bir niyetim yoktu ki! 

-Peki sence şu an ki durumunuz iyi mi? 

Kezban Hanım birden kambur duran vücudunu düzeltti. Sanki fark etmiş gibi hemen dik oturdu.

-O zaman aslında ben iyilik yapayım derken hem kendime hem de karşı tarafa kötülük mü yapıyormuşum?

Mesela biz oğlumuza bir sürü imkan verdik dükkanı onun üzerine yaptık. Bir dediğini iki etmedik. Yeter ki halinden memnun olsun dedik. Restoranda çalışmamasına rağmen çalışıyormuş gibi bir de her ay eline yüklü miktarda para da verdik. Şimdi ne beni ne de babasını beğenmiyor. Devamlı bizi suçluyor, her şeyi var ama çok mutsuz. Bu davranışlarının sebebi bizim yaptıklarımız mı? Halbuki biz iyilik yapmak istemiştik. O günden bu güne daha iyi olsun diye bu kadar alttan almak, her istediğini yapmak, susmak iyi değil miymiş?  Ben kayınvalidem de iyi olsun, mutlu olsun diye hep yaptıklarımın daha fazlasını yaptım. Suç muymuş şimdi bu? 

Aslı, Kezban ablasına gülümseyerek baktı;

-Hayır suç değil tabi ki.😊 Sadece bir hata. Kezban ablacığım, bu hayatta hiçbir şeyin sebeplerini değiştirmeden, sonuçlarını da değiştiremezsin.

-Nasıl yani anlamadım?

-İnsan bu hayatta davranış değişikliği yapmadığı sürece, karşı tarafın davranışlarının da değişmediğini görür. Aynı şekilde davranıp başka bir sonuç bekleyemeyiz. Çünkü sen değişmeden karşı tarafın davranışları da değişmeyecek. 

Kenarları birbirine geçmiş, karşılıklı çalışan iki dişli düşün. Birisi sağa doğru dönmeye başladığında, ikincisi sola doğru dönüyor. Birincisi sağa doğru dönmeye devam ederken, ikincisinden sağa doğru dönmesini bekleyemez. O sağa doğru dönsün diye dönüş hızını arttırır. Bu sefer de ikincisi hızlı bir şekilde sola dönmeye başlar. Yönün değişmesi ancak birincinin sola doğru dönmesiyle olur. Yani sebebini değiştirdiği zaman. Sen ancak sebeplerini değiştirdiğin zaman farklı sonuçlarla karşılaşabilirsin.

- Şimdi anladım Aslı’m, şimdi anladım da geç anladım sanki. 

- Hayır, olur mu öyle şey... Geç değil, hala sebeplerini değiştirmen için vaktin var. 

-Var değil mi? Biliyor musun, garip bir şekilde içim ferahladı. iyi ki seninle konuşmuşum. Peki sen hayata böyle bakmayı nereden öğrendin Aslıcığım? 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kezban ablacığım. İlişkilerde Ustalık Semineri'nde öğrendim.

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu



Yorumlar

  1. Hayatta hep aynı şeyi yaparak farklı sonuçları elde edemeyiz. Önce sebeplere bakıp sebeplerini değiştirmeliyiz. Sebepleri değiştirmeden sonuçların aynı olmasından da başkalarını suçlamayın yeni bir hataya sebep oluyor. Ellerinize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Emeğinize sağlık. Farkeden olabilmek dûasıyla 🤲🏻🌼

    YanıtlaSil
  3. Insan bazen sebeplerini değiştirdiğini zannederken ayni sebebin miktarını arttırır ve bu bizi daha çıkmaza sokar.
    Aynı şeyi yaparak sonuçların farklı olmasını bekleyemeyiz..
    Kaleminize saglik..

    YanıtlaSil
  4. Ancak doğru sebeplerle istenilen sonuçlara ulaşabiliyor insan. Doğru sebepler oluşturabildigimiz bir yaşantı dileğiyle, elinize sağlık ☘

    YanıtlaSil
  5. En iyi sen misin bir daha düşün 🙂

    YanıtlaSil
  6. İyilik yapalım derken kötülüğe sebep olmak... Malesef iyi niyetliyim derken zayıf olduğumuzu kabul edemiyoruz. Dış dünyayı suçluyoruz. insanların marifetlenmesine engel oluyoruz. Yanlış bedeller ödüyoruz. Veeee hayatta boşluk yok. Bir yerde fayda vermiyorsak orada mutlaka zarar veriyoruz demektir. Kaleminize sağlık👌

    YanıtlaSil
  7. Sen değiştikçe, insanların sana davranışları değişir'i ne güzel anlatmış dişliler örneği :) Kaleminize sağlık!

    YanıtlaSil
  8. İyilik yapmanın da miktarı kıvamı ne kadar da önemli.. İyi niyetle yanlış yaptığımızda ne güzel de toparlanma fırsatı çıkartıyor Rabbim.. =)

    YanıtlaSil
  9. Aman bir tatsızlık olmasın, kavga çıkmasın diye yapılanlar hep bizim aleyhimizde olmadı mı? İyilik yapıyorum sanarken en büyük kötülüğü kendine yapmış olmak… çok güzel anlatılmış👏🏻

    YanıtlaSil
  10. İyi niyetle yaptığımız ne çok hatayla dolu hayatımız. İnsan bir şey atılınca yere düşeceğini bilmese de yasa işlemem demiyor. Merdiven kullanmak yerine camdan atlarsa düşüyor. Ama niyetim iyiydi diyemiyor. Yasayı bilince camdan atlamıyor. Ne kadar önemli bu hayatta ilişkilerimizde hata yapmamak için soyut yasaları biliyor olmak onlara göre davranmak...

    YanıtlaSil
  11. Biz hayattaki sonuçlardan mutsuz oluyoruz ama sebeplere bakmayı düşünmüyoruz. Sebeplerimizi değiştirdiğimiz zaman farklı sonuçlarla karşılaşabileceğimizi fark ettiğimizde çok şey değişecek belki de

    YanıtlaSil
  12. Bu yazıyı okuyupta insanın kendini görmemesi mümkün değil

    YanıtlaSil
  13. Ne kadar güzel özetlenmiş... sadece bir yasayı bilmek insanın hayatında neleri değiştirmez ki. Deneyimsel Tasarım öğretisi iyi ki var... Gönlünüze sağlık..

    YanıtlaSil
  14. İnsan farkında olmadan en sevdiigid olsa iyilik yapayım derken ona zarar verebiliyor ama ilişkilerin yasalarını bilince neyin neden olduğu çok kolaylaşıyor. Gorebilenlerden olmak umuduyla....

    YanıtlaSil
  15. İyi olacağım derken kötü duruma düştüğün durumun sebebi... Pek çoğumuzun yaptığı hata. Fark ettikten sonra toparlamak da nasip olsun.

    YanıtlaSil
  16. sebeplere odaklanmak onları değiştirmeye çalışmak zor geliyor ve şikayete başlıyoruz ne yazık ki. Şikayet de bizi tatmin etmiyor sonucumuz daha da istemediğimiz tahammül edemediğimiz bir hal alıyor:(

    YanıtlaSil
  17. Dogru tepki vermedigi her yerde zara gorur insan....
    Sustukca tekrar ediyorsa problem...
    Hep susmak doğru tepki degilmis o zaman

    YanıtlaSil
  18. "Delilik aynı sebepleri olusturup farkli sonuc beklemektir..."
    Sonuc degissin istiyorsan sebeplerini degistirmelisin :)

    YanıtlaSil
  19. "sebeplerini değiştirmeden sonuçlarını değiştiremezsin".

    YanıtlaSil
  20. İstediğimiz sonuç için yapacağımız en önemli şey sebeplere odaklanıyor olmak..

    YanıtlaSil
  21. İyilik yapacağım derken meğerse insan kendi nankörünü yetiştiriyormuş..

    YanıtlaSil
  22. Zannediyordum ki yaptığım şeyleri daha fazla yaparak olumlu sonuca ulaşabilirim. Ah bu zannettiklerim ahh..

    YanıtlaSil
  23. İnsan ancak kendi sebeplerini değiştirdiği zaman karşılaştığı sonuç değişir ve bunu anlamak için hiçbir zaman geç değil🤍

    YanıtlaSil
  24. Bir şeyi beğenmeyince değişsin istiyoruz ama bunu karşı taraf yapsın istiyoruz, olmayınca da onları suçluyoruz.

    Peki sonuç değişiyor mu?

    YanıtlaSil
  25. Çok güzel bir yazı yazılanların eline sağlık

    YanıtlaSil
  26. Nasıl ki her ülkenin turistlerine karşı girişte belli kuralları var ve bu o ülkenin iç düzeni ve yaşamın kalitesi ile ilgili ise... Aynı öyle de insanlara çizdiğimiz sınırlar bizimle beraber geçirdikleri her süreçteki kaliteye yansıyor...
    Sınır koymak, bir insanı dışlamak veya sevmemek değildir. Sınır koymak aksine benimle ilişkisi olan insanla daha kaliteli ilişki kurabilmenin ana çözümlerinden biridir.

    YanıtlaSil
  27. Sebeplerle ilgilenmedigimiz müddetçe hayatta beklediğimiz mucizeler gerçekleşmiyor...

    YanıtlaSil
  28. İyilik yaptığını zannederken aslında tersini yapmış olmak... Bunu nasıl anlayacaksın ki bir bilen ve bunu sana açıklayan olmadan iyiki seminerler var

    YanıtlaSil
  29. Yasayı bilmeyince maalesef kaş yapayım derken göz çıkarabiliyor insan

    YanıtlaSil
  30. Sadece iyiliği yapmanın iyi sonuç için yeterli olduğunu sanıyoruz.

    YanıtlaSil
  31. İyilik döner tavize, adına da derler merhamet...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kim Kimdir Semineri

Dünya üzerinde yaşayan her canlı birbirinden farklı özellikler taşır. Bitkiler, hayvanlar değişik özellikleri ve yapıları vardır. Çiçekler , meyvesi yediğimiz, yemediğimiz değişik ağaçlar tükenmez çeşitlilik. Her birinin verdiği lezzet, fayda benzersizdir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

İnsan başarı lı olmak ister bu hayatta ve mutlu... Bir karar verdim artık… Ama ya yanlış bir kararsa? Ya reddettiğim seçenek benim için daha hayırlıysa? İçim içimi yiyiyor… Keşke anlamanın bir yolu olsaydı. İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? Kalbine sormalı... Peki, ya kalbim yanılıyorsa? Belki başka insanlara danışmalı... Peki, ya insanlar beni üzmemek için gerçeği değil de nefisimin hoşuna gidecek şeyi tavsiye ediyorsa? Belki de kıyas yapmalı; gelen teklif mevcuttan daha iyiyse değerlendirmeli... Ya daha iyi diye gördüğüm seçenek bir fırsat değil de hayatımın hatasıysa? Keşke anlamanın bir yolu olsaydı... İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? İnsanlar nasıl bu kadar kolay iş değiştirebiliyorlar? Ve nasıl emin olabiliyorlar? Eminlik için bir referans gerekmez mi oysa? Peki, onların referansı ne? İnsanlar nasıl bu kadar kolay istifa edebiliyor? Ya olumsuzluklarına rağmen orada kalması gitmesinden daha hayırlıysa? İnsan nasıl karar veriyor yurt dışın...

Bayram

Bu öykü İbrahim’in öyküsü… Bu öykü, İbrahim’in kurbanını müjdeye çevirdiği öykü… Vazgeçebilmenin mücadelesini verdiği, Vazgeçtikten sonraki mükafatın öyküsüdür kurban. Biri baba ki sınavı; evladını kurban vermek, Ve verdiği sözü tutabilmek. Diğeri evlat ki sınavı; teslim olmak, Kime ve niye teslim olduğunu bilerek. O İsmail ki, teslimiyetin adı… Bıçağın kemiğe dayandığı anları vardır insanın Eşiyle, Evladıyla, Çocuğuyla, İşiyle... Baskıda hissettiği, zorlandığı an… İbrahim’in öyküsü gelsin aklına. Neydi, kimdi insanın hayatındaki vazgeçemediği İsmail’i? “Hangi İsmail’i versem daha iyilerden olurdum?” demeli insan, Sosyal medya hesabı, Ya da uzun uzun uyumaktan vazgeçemediği uykusu, “Kalkar kalkmaz içmesem olmaz!” dediği kahvesi, Belki işindeki aşırılıktan kurtuluşu… Vazgeçtiğinde kuş gibi özgürleşeceği şey neydi? Çünkü insan, ancak vazgeçebildiğinin sahibi olurdu… Yoksa her vazgeçemediğinin kölesi olmaya mahkumdu.  Veren vermiş olur mu hayatta? İbrahim de verdi ve çok zordu, En sev...