Hafızalı metal alaşımı: Nitinol ;)
60 yıl önce bulunmuş olan Nitinol (veya Niti), Nickel ve Titanium’dan oluşan bir metal alaşımıdır. Bu alaşım 350-450 derece arası bir ısıda kalıcı bir şekil alır. Soğuduktan sonra şekli bozulduğunda tekrar az bir ısıyla aynı şekli alabilir.
Elastikliği ve darbelere dayanıklı olması en önde gelen özelliklerindendir. Bu sebeple, doku ve kemik kaynamaları ve diş teli gibi birçok tıbbi durumlarda kullanılır.
Bir metal alaşımına özenmek
İlginç olan bu alaşımın birçok hayatî durumda işe yarıyor olması. Kafatası kemiklerinin ve omurganın sabitleştirilmesinde, diş implantlarında, hatta daralan damarların açılmasında bile kullanılıyor.
İnsan da, bu alaşım gibi, tek hamlede “dönüşebilseydi” keşke… kötü alışkanlıklarını tek çırpıda atıverseydi. Fakat bu tel gibi her seferinde eski haline dönmek için sıcağa girme fikri pek hoş gelmiyor. Pişmanlığın acısı insana yetiyor. Doğru olanı ona hatırlatıyor.
Doğruyu hatırlatıcı pişmanlık
Hepimizin hatalarımızdan pişman olduğu yerler vardır. Yaptıktan sonra içimizi daraltan, “keşke yapmasaydım”, “demeseydim” dediğimiz durumlar vardır. Peki bizi sıcağa sokarcasına eski halimize döndürmek isteyen bu hal nedir?
İnsanda vicdan denen mekanizma vardır. Hata yaptığında doğruyu hatırlatır. Bir bilgisayar sistemine yanlış bir bilgi girildiğinde duraksaması gibi.
Baktığımızda o durumlar, hep çocukken öğretilen doğrular veya hayatta bedelini ağır ödeyerek aldığımız derslerdir. Mesela yoklukta büyüdüysek, bugün elimizdekilerin kıymetini biliyoruz. Veya büyüklere hürmeti öğrenmişsek, yetişkin olunca da yaşlılara hürmetli oluyoruz.
Ama buna rağmen hata yapabilir miyiz? Evet.
İnsan değişebilen varlık
Saksıda çiçek alırız fakat solabilir. Yoğurt mayalarız ama ekşiyebilir. Kıyafet alırız, yüksek ısıda yıkadıktan sonra daralabilir. Elimizin altındaki eşyalar gibi bizler de her an değişebiliyoruz. Alışkanlıklarımız farklılaşıyor.
İnsanoğlu da Nitinol gibi esnek aslında. Mayasında hata yapmak var. Her an bozulup, her an da toparlayabiliyor.
Ama, aynı zamanda Nitinol gibi acılara, baskılara dayanıklı olabiliyor insan. Bir zorluk ile karşılaştığında doğru tepki de verebilir. Deneyimsel Tasarım Öğretisi bu durumlara “baskı” veya "sınav" diyor.
Peki insan nasıl baskıya dayanıklı olabiliyor?
Baskıya karşı insan
Hayatta karşımıza çıkan her sınav bizi iki seçim arasında bırakıyor:
Yalan söylemek veya doğru söylemek,
Çalışmak veya tembellik yapmak,
Alttan almak veya kızmak,
Tutumlu olmak veya israf etmek...
İnsan eğer kolay kolay iyi bir davranışından vazgeçmiyorsa o konuda “baskıya dayanıklı” demektir.
İnsan nefes aldığı ilk andan son anına kadar hatasız kalacak değildir. Herkesin güçlü olduğu ve zayıf olduğu noktalar vardır. Buna göre de hayat devam ederken bizden bir hamle bekler. "Doğru mu yapacaksın yanlış mı?" diye bakar.
İnsan ne kadar bozulduysa o kadar zor toparlanır.
Ortaokulda bir çocuk düşünelim. Öğretmenine bir konuda yalan söylemiş. Sonra bundan dolayı huzursuz olmuş. Gitmiş, öğretmenine işin doğrusunu anlatmış, ve özür dilemiş. Ama ne kadar utanmış. O an yok olmak istemiş. Eğer yalan söylemeyi adet haline getirmiş olsaydı geri dönmesi daha zor olacaktı. Yalandan geri dönme, özür dileme ve utanç duyma bedelleri; çok daha ağır gelecekti. Çünkü kişi hatasını büyüttükçe geri dönüşü daha da zorlaşır ve bu ürkütücüdür. İnsan bunu bildiğinde, ona göre nerede frene basacağını ve geri döneceğini akıl edebilir. Yani, "baskıya dayanıklı" olur.
Bedel: İnsanın şifası
Peki, insan zaafına yenik düşüp hata yapıp pişman olduktan sonra nasıl hatasından geri döner? Yani, insan nasıl toparlanır?
İnsan, ancak vicdan denen mekanizmaya kulak verirse hatasından dönmek ister. Yaptığının hata olduğunu kabul ettiğinde acı duyar ve bir pişmanlık yaşar. Ardından o hatayı düzeltecek bedeli öderse toparlar. Tıpkı sıcak suya giren atacın düzelmesi gibi.
Yani, insan ancak dönüşümün tek yolu olan ”Bedel” ile toparlanır ve hedefi doğrultusunda dönüşmüş olur.
Peki sen ne kadar baskıya dayanıklısın?
Bozulduğunda ne kadar hızlı toparlanıyor ve dönüşüyorsun?
&
Vicdan denen mekanizma iyi ki var ve vicdana dokunan bilgiler ve insanlar da..
YanıtlaSilBedel insanın şifasıysa.. o zaman daha fazla bedel ödeyelim ve baskıya daha dayanıklı olalım :)
YanıtlaSilHayatta durağanlığın olmaması ne büyük bir lütuf avantajına odaklandığında. İnsan hata yapandır. Ama o hatada kalmama hakkı verilmiş olandırda. Vicdanını köreltmeyen her insan o hatasından döbebilir.
YanıtlaSilHatamdan dönmem neyi değiştirir? Veya Nasıl bu yanlıştan dönerim ? Gibi sorulara cevap veren çok güzel bir yazı olmuş👏🏻
YanıtlaSilİnsan bu hata yapar; ya hatasında ısrar eder, ya da hatasından döner. Mevzu sadece dönmek değil, hızlıca dönmek :) Sözünden dönen değil, hatasından dönenlere selam olsun 🙈
YanıtlaSilİnsanın gerçekliğini ortaya çıkaran bu baskılar galiba...
YanıtlaSilHakikaten de öyle değil mi?
YanıtlaSilİnsan az yedikçe açlığa dayanıklılığı artıyor,
Az uyudukça uykusuzluğa daha çok dayanabiliyor,
Sabrettikçe de zorluklara karşı tahammülü artıyor….
Vicdan ne kadar güzel bir mekanizma, inşaAllah vicdanımız sesini hiç bir zaman sessize almayız😉
YanıtlaSilTeşekkürler. Sayenizde yeni birşey öğrendim.Nitinol çok ilginçmiş doğrusu. Bir de böyle bakmak ... Düşüncenize sağlık 🙏
YanıtlaSilDoğrusu çok ümitvar bir yazı. İnsanın ümidi olduğunda toparlanma ve dönüşüm başlıyor. Teşekkürler
YanıtlaSilİnsan hata yapan bir canlı ama her hata yaptığında sanki belinde iple bir kuyunun içine iniyor gibi. Vicdan ise o belindeki ip. Hatası çoğaldıkça daha çok aşağı indikçe o ip kopabiliyor. O ip koptuktan sonra insanın o kuyudan yukarı çıkabilmesi çok zorlaşıyor. Vicdan çok önemli onu hiç bir zaman kaybedecek kadar hatan yapan olmamak dileğiyle...
YanıtlaSilPişmanlıklarımız ve vicdanımız bizi düştüğümüz kuyudan çıkarıcak olan ip, o ipe sıkı tutunmak lazım, yoksa o kuyudan nasıl çıkar insan... 😔
YanıtlaSilHer hatanın bir dönüşü var ne kadar ileri gidebildiysen o kadar geri donus hakkina da sahipsin.bunu ödemeye gücün var mi? yokuş aşağı hızla düştüğün yerden yokuş yukarı çıkabileceğin acıya dayanabilirmisin?
YanıtlaSilSınava ve baskıya doğru tepki verenlerden olalım inşaAllah
YanıtlaSilBir çay ile başladı konu nerelere geldi ☺️Maşallah yazanın ellerine sağlık
YanıtlaSilVicdanı nitinole benzetmek 🤩 Çok güzel bir yazıydı. Vicdan çok büyük bir nimet insanın asıl olması gereken halini hatırlatan… Olmasaydı diye düşünmek bile istemeyiz, çünkü “vicdansız” diye hakaret ederiz. Bu yazı ile ümidimi artırdınız. Teşekkürler…
YanıtlaSilGünümüzün problemi tüm hataların normalleştirilmiş olması. İnsanlar öbürü de yapıyor kıyasıyla ne kadar hata yaptığının, ne kadar bozulduğunun ve bu bozulmanın ona, ilişkilerine, işine ne kadar zarar verdiğinin farkında değil. Bunun için de bu işin gerçeği ne diye merak etmek gerekiyor. İşte bunun için bize daha geniş zamanlı işe yarar , deneyimlenmiş ve başarıya ulaşmış kurallar gerekiyor. Deneyimsel Tasarım Öğretisi'nin sağladığı konfor da bu. Elli defa kafamızı vura vura aynı hatayı tekrarlamadan; en baştan doğru seçimlerle ilerlememizi sağlıyor.
YanıtlaSilNitinol ilginçmis gerçekten :) Baskıya dayanıklılığımizin artması dileğiyle. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilİki kaygan zemin, iki yanılgı..insan mayasında hata olduğunu unutup ya kendisini toparlanamazsın diye gömüyor ya da sen kusursuzsun bozulmazsın diye yüceltiyor.. egonun oyunları..insan denilen canlıyı çok iyi tanımak gerek..her şey nihayetinde Kim Kimdir’e çıkıyor.
YanıtlaSilİnsan işte kafası karışır hata yapar, doğruyu bilir cesaret edemez, gözü kesmez… hatadan vazgeçip doğruları yapmak netliğimizi ortaya koymak… ben netim ne olursa olsun bu gerçekten vazgeçmiyorum dediği an sorular basitleşecek…
YanıtlaSilÖnemli olan doğruyu yapmakta kararlı olmak, net olmak… ne olursa olsun ben doğrudan vazgeçmiyorum dediğimizde sorunlarımız zayıflayacak ve biz güçleneceğiz
YanıtlaSilSınava ve baskıya doğru tepki verebilmek… Net olmak… güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık🌸
YanıtlaSilAmaç sıfır hata yapmak değil, hatadan çabuk dönebilmek diyebiliriz o zaman.. ama her hatayada düşmek değil, zorlayıcı anlarda sağlam durabilen olmak..
YanıtlaSilİnsan , bildiği kadar değil, baskıya dayanıklılığı kadar doğru tepki verebilir karşılaştığı olaylara..
YanıtlaSilHerkes bilir çalmanın , aldatmanın yanlış olduğunu.. ama hem çalar hem aldatır ..gücü yetmediği için..
Peki..her geçen gün miktarın giderek arttığı hayatın baskılarına karşı ne kadar dayanıklıyız acaba?
Allah’ım ne büyüksün, ne kadar affedicisin. Sen hata yaptığımızda bile hatamızdan dönme şansı veriyorsun. Şükürler olsun bu farkındalıklara ulaştırdığın için. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilSayenizde dometes'ten sonra Nitinol'i de özenir oldum 😃🤣
YanıtlaSilİnsanın kalbindeki de o baskı anında ortaya çıkıyor zaten… bıçak kemiğe dayandığında… hala ne kadar sabırlısın? Hala ne kadar iyisin? Ama en güzeli de yanlış bir tepki versek bile her zaman dönüş yolu var. O kullarına çok merhametli 🤍
YanıtlaSilÇok güzel bir metefor olmuş. Deneyimsel tasarım ögretisi sayesinde baskı ve bedeli bu kadar seveceğim aklıma gelmemişti. 🤗Kaleminize sağlık📍
YanıtlaSilBedel gerçekten şifa bir çok kez şahit oldum buna 🙂
YanıtlaSilHerkesin bir baskı eşiği var. Güçlendikçe insan, eşiğini de adım adım yükseltiyor. Toparlandıkça da güçleniyor...
YanıtlaSilPeki nasıl toparlanır insan? Nedir güçlendiren?
Bedel, bedel, bedel...
Doğru yere ödenmiş hedefe yönelik bedel...
İnsan sınav sorularını anlamak yerine sınavın formatını kendine göre değiştirmeye çalışıyor. Allah'tan öğretmenimiz çok merhametli :)
YanıtlaSilYeter ki reddetmeyelim hatamızı.
YanıtlaSilEvet yanlış yaptım. Nasıl düzeltebilirim?
Hatalarımızın bedelini ilk fırsatta ödeyip büyütmemek lazım
YanıtlaSil