Ana içeriğe atla

Burnumun Direği Sızlarken

Yahya Hamurcu

Gözümüzü açtığımız andan itibaren seçimlerde bulunmamızı ister hayat...

Bizi diğer canlılardan ayıran şey de bu değil mi zaten?

Bize verilen bir “seçim hakkı” yani iradenin olması…

Bu seçimlerin çoğunluğu güncel hayata dair seçimlerden oluşur

Kahvaltıyı yapıp mı evden çıksam yoksa arada bir şeyler mi atıştırsam...

Yeşil kazağımı mı giysem kırmızı kazağımı mı giysem...

Metroya yürüyerek mi gitsem yoksa minübüse mi binsem..


Bazen de hayatıyla ilgili dönüm noktası olacak seçimlerde bulunur insan…

Okumak istediği bölümü, uğraşacağı mesleği seçerken

İlişkiyi başlatmayı ya da yolları ayırmayı seçerken

Ortaklık yaparken  ya da şirketten ayrılmayı seçerken

Ya da yeni bir şehirde  hayata atılmayı seçerken

Peki insan nasıl emin olabilir doğru bir tercihte bulunduğunu?


İnsanın seçimlerinden emin olması için elinde seçim kriterlerinin, ölçüsünün ve netliğinin olması gerekir… 


Sahi nasıl vermesi gerekir insanın böyle önemli kararları…

Görüştüğü kişi ile ciddi bir ilişki başlatabilir mi?

Bu kişiyle ortak iş yapabilir miydi?

Mutlu olacağı çalışma ortamı burası mı?


Bu kararları verebilmesi için seçim kriterleri olmalı insanın.

İhtiyacını doğru  tespit eden kişi, seçim kriterini de belirlemiş olur hayatta. Yani seçim kriterlerini  belirlemesi için ihtiyacını doğru tespit etmeli insan..

Benim ihtiyacım olan ilişki ne? Bende olmayanı bana kim verebilir? Ve ben ilişki kuracağım insanlara ne verebilirim?

Sürdürülebilir sağlıklı bir ilişki kurmak, doğru seçimlerde bulunmak için ihtiyacı doğru tespit etmek gerek. İhtiyacını doğru tespit etmeden girdiği her süreçte mutsuz olur insan. O adam,  kadın, okul, arkadaş,  kurs,  iş yeri günün sonunda ihtiyacını karşılıyor mu? Ve sen o ilişkide, ortamda   ihtiyaç karşılayabiliyor musun? Yoksa hoş geldin tartışmalar, kendini anlatmaya çalışmalar, karşıyı ikna etme çabaları,  eksiklik hissi ve kocaman mutsuzluk…


Ancak seçim kriteri olan insan kiminle ilişki kurup kiminle ayrışacağını bilir...


İhtiyacını tespit eden, seçim kriterleri olan insan, neyi seçmesi gerektiğini belirlediği gibi nelerden vazgeçmesi gerektiğini de belirler.

Çünkü insan sadece ilişkiyi başlatarak veya ilişkide kalarak değil, vazgeçerek de bir seçimde bulunmuş olur..

Yoksa “Burnunun direği sızlarken” nasıl vazgeçişlerde bulunabilir  insan?

Uzun zamandır ilişki yaşamayı isteyip beyaz atlı prensini beklerken… 

Tam da karşısında, ellerinde  çiçekler, kapında sırılsıklam, gözlerinin içine bakarak “seninle hayatımı birleştirmek istiyorum” diyen bir adam… 

Evet her şey çok romantik, birlikte çok güzel vakit geçiriyorsunuz…

Ama o ilk heyecanlı anlar gidip birbirinizi tanımaya başlayınca hayata bakışınızda ortak hassasiyetleriniz, ortak açlıklarınızın olmadığını görüyorsun…

Senin için önemli olan bu sınırlar, seni sen yapan değerler karşı taraf için çok  anlamsız…

Kalbin pıt pıt devam etmek istiyor ama elindeki kriterler, ölçüler de sana “bip bip” dur sinyalleri veriyor… Aradığın, ihtiyacın olan ilişki bu değil, bir de bu ölçülerle bak “bip bip”…

Anda hazla yapılan seçimler insanı toplamda zarara uğratır.


Elinde seçim kriteri, sınırları olmayınca kalbinin sesini dinleyerek bir ömür mutsuzluğuna  da EV-VET deyip yanılabilir insan.. Boşuna dememişler aşkın gözü kördür diye.. O an heyecanına yenik düşerek aldığı bir kararın onun senelerce mutsuzluğuna sebep olacağını bilse, durup düşünmez mi insan seçimleri üzerine… 


Elindeki kriterleri olan insan duyar, uyarı sinyallerini. 

Burnunun direği sızlasa da canı acısa da doğru seçimlerde bulunur…Vazgeçebilir…

Şimdi elinde ölçülerinle “hayır” derken sızlar burnunun direği… Ama sadece şimdi…

Şimdi acı gelecek belki vazgeçişi… Ama her anlık acı, toplamda faydaya götürür insanı… Ancak o vazgeçişi yaparak kendine iyi gelecek ilişkiler kurabilir insan…

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir: Mutlu ve başarılı olmak…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi; Kim Kimdir, İlişkilerde Ustalık, Başarı Psikolojisi, Sakınmada Ustalık programlarını sunar. Böylece insanların mutlu ve başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kim Kimdir Semineri

Dünya üzerinde yaşayan her canlı birbirinden farklı özellikler taşır. Bitkiler, hayvanlar değişik özellikleri ve yapıları vardır. Çiçekler , meyvesi yediğimiz, yemediğimiz değişik ağaçlar tükenmez çeşitlilik. Her birinin verdiği lezzet, fayda benzersizdir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

İnsan başarı lı olmak ister bu hayatta ve mutlu... Bir karar verdim artık… Ama ya yanlış bir kararsa? Ya reddettiğim seçenek benim için daha hayırlıysa? İçim içimi yiyiyor… Keşke anlamanın bir yolu olsaydı. İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? Kalbine sormalı... Peki, ya kalbim yanılıyorsa? Belki başka insanlara danışmalı... Peki, ya insanlar beni üzmemek için gerçeği değil de nefisimin hoşuna gidecek şeyi tavsiye ediyorsa? Belki de kıyas yapmalı; gelen teklif mevcuttan daha iyiyse değerlendirmeli... Ya daha iyi diye gördüğüm seçenek bir fırsat değil de hayatımın hatasıysa? Keşke anlamanın bir yolu olsaydı... İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? İnsanlar nasıl bu kadar kolay iş değiştirebiliyorlar? Ve nasıl emin olabiliyorlar? Eminlik için bir referans gerekmez mi oysa? Peki, onların referansı ne? İnsanlar nasıl bu kadar kolay istifa edebiliyor? Ya olumsuzluklarına rağmen orada kalması gitmesinden daha hayırlıysa? İnsan nasıl karar veriyor yurt dışın...

Sakınmak

Yaklaşmamak... Sakınmak; Belki biraz korumak, “Gözü gibi sakınmak...” derler ya hani, Çok iyi muhafaza etmek niyetimizi, samimiyetimizi, hedefimizi, Onlara zararı olabilecek her şeyden uzak durabilmek… Sakınmak; Belki biraz da saklanmak. Çok göz önünde bulunmamak. Herkese her şeyimizi anlatmak, göstermek değil de, İyiliklerimizi, yaşantımızı, güzelliklerimizi saklamak… Sakınmak; Belki biraz da sınırlandırmak. Her şeyi yemek değil de, iyi ve temiz yemek… Her şeyi konuşmak değil de, doğru şeyi doğru zamanda ve doğru miktarda konuşmak… Sakınmak; Belki de son hatayı yapmamaya çalışmak değil de, o ilk adımı hiç atmamak, yaklaşmamak, merak etmemek. Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; İnsanın merakı neredeyse algısı ve konsantrasyonu oradadır. Meyve yememek değil de, ağaca hiç yaklaşmamak, algıdan çıkarmak. Aldatmamak değil de, o kişiye ikinci kere bakmamak.  Adını, işini, yaşını merak etmemek. Kötülük yapmamak değil de, düşüncesini bile aklımızdan geçirmemek. Dolandırmamak değil de, yala...