Ana içeriğe atla

Beni Bu İnsanlar Öfkelendiriyor

beni bu insanlar öfkelendiriyor
Neden sinirleniriz etrafımızdaki insanlara hiç düşündük mü? Neden görevlerini yerine getirmediklerinde daha bir artar öfkemiz?

Sahi insanların görevleri vardır bu hayatta değil mi?

Bir çocuğa göre babasının görevi onu parka götürmek ve kıyafet almaktır. Annesi ise onu doyurur, temizler, giydirir. Teyzesi güzel oyuncaklar getirir, amcası kucağında oturabilmesi için vardır. Ona göre insanların görevi onun isteklerini yerine getirmektir.

Bir çocuğun böyle zannetmesi doğaldır aslında. Hayatı ve onun içindeki insanları kendisi için yaratılmış zanneder. Problem ise bir çocuğun yetişkin olduktan sonra böyle zannetmeye devam etmesidir. Günümüzde neredeyse tüm insanların yaptığı gibi…

Irmak da artık çocuk değildi. En azından yetişkin denecek bir yaştaydı. Ama zihni henüz çocuktu. İnsanları hayatında konumlandırma biçimi ve onlardan beklentisi bir çocuktan çok da farklı değildi. 

Babasını kendisi için yaratılmış zannediyordu. Annesi onun çamaşırını yıkamak, yemeğini yapmak, çayını getirmek için vardı. 

Hayatındaki insanların ona bir “şey” olmaktan başka görevleri yoktu. Sanki babası sadece baba olmak için gelmişti bu dünyaya. Halbuki o aynı zamanda birilerinin çalışanı, birilerinin yöneticisiydi. Birisine eş, birisine evlat, birisine abiydi. 

İnsanların farklı sahalarda farklı kimlikleri vardır. Bu kimliklerin istediği görevler, hak ettiği karşılıklar, bir de insanların beklentileri vardır.

İnsan bekler; sevilmeyi, beğenilmeyi, ilgi görmeyi, saygı duyulmayı, ihtiyaçlarının giderilmesini... Karşısındakinin kendisi için yaratıldığını düşündüğünde ise beklentisi kontrol edilemez seviyeye gelir.

Kızgınlıklar, hayal kırıklıkları… Ne zaman olur?

İnsanların yapıp ettikleriyle bizim zihnimizde onlara atfettiğimiz görev tanımları uyuşmadığında. 

Onun görevi olarak gördüğü şey yerine getirilmediğinde insan öfkelenir.

Tıpkı onunla oyun oynamadığı için bir çocuğun teyzesine surat asması gibi…

Tıpkı onu gideceği yere bırakmadığı için Irmak’ın babasına surat asması gibi…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; beklenti eşiği gerçeklik eşiğinden büyüktür.

İnsan bekler. Bu beklenti çoğunlukla gerçek hayatta karşılaşacaklarından çok fazladır. 

Beklentisi karşılanmadıkça, insanların kendisi için yaratıldığını zannettikçe de öfkesi artar. 

Ne zaman sakinleşir insan?

Beklentisini doğru yönetebildiğinde…

Etrafındaki insanların onun için yaratılmadığını, hayatın içinde başka kimliklerle başka rolleri olduğunu idrak edebildiğinde…

Tıpkı bir çocuğun ödevlerini annesinin değil kendisinin yapacağını kabul etmesi gibi…

Tıpkı Irmak’ın bedel ödemeye başlayıp hayatta zorlanması gerektiğini kabul etmesi gibi…

Peki bizler ne kadar farkındayız?

Etrafımızdaki insanlar bizim için yaratıldı mı zannediyoruz, yoksa herkesin hayatta birçok sahası ve görevi olduğunun farkında mıyız?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi bireylerin hayattan beklentilerini yeniden dizayn edecekleri bilgiler aktarır. Çünkü beklentisini yöneten insan, hayatını yönetebilir.

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu




Yorumlar

  1. İnsanın mutluluğu, öfkesi, hisleri hep beklentiyle ilgili. Tüm problemler istek ve beklentiyle başlıyor. Bu yüzden, problemlerin çözülmesi için en büyük şart doğru yerden beklemek 🌟

    YanıtlaSil
  2. Beklentisi kendinden olanlara selâm olsun😊

    YanıtlaSil
  3. İnsan nin beklentisi kendinde olduğunu vakit problemleri çözme marifeti daha kolaylaşır.

    YanıtlaSil
  4. Hayat bir sınav ve zorlanacağız, bedel ödeyeceğiz, yorulacağız… Başkalarından bekledikçe olmayacak… İstekleri doğru konumlandırıp, doğru beklentilere girmek işin sırrı 😉

    YanıtlaSil
  5. "Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü'min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz."

    YanıtlaSil
  6. Beklenti insanın sorumluluklarını kabul etmesinin kilit noktası... İnsan yetiştirirken beklentisini yönetmesini o bireye öğretmek bunun farkındalığını ona katabilmek çok kıymetli.

    YanıtlaSil
  7. İnsana başkasının yapması kolaymış ne var ki bunu yapmakta gibisine geliyor
    Acaba böyle mi?
    Bize mi kolay geliyor ve her zaman kontrol altına alabiliyor muyuz?
    İstediğimiz olmayınca ne tepki veriyoruz?

    Peki doğru tepki verebilmem için ne yapmam gerekiyor?😊

    YanıtlaSil
  8. Hayatımız da ve mutluluğumuz da beklenti büyük bir etken. O yüzden beklentiyi yönetebilmek çok kıymetli. İnşALLAH bunun farkındalığını yaşantımıza geçirebiliriz.

    YanıtlaSil
  9. Mutlu olmanın sırrını içeren bir yazı.. Kaleminize sağlık, öfke probleminin çözümünü sade bir dille anlatmışsınız. Öfke problemi yoktur, yüksek beklenti vardır :))

    YanıtlaSil
  10. Dünyada problemsiz insan yok her insanın bir problemi var problemsiz bir sabaha uyanmanız mümkün değil. Problemlerin çoğunu ilişkilerimiz oluşturuyor. Bu da insanları doğru
    Tanımamaktan kaynaklanıyor. Bu farklı insanlar belki de benim için bir nimettir.

    YanıtlaSil
  11. Her şey zıttını var ediyor :) Yorulmamak için girdiği bu süreçte insanın, yorulan en çok da kendisi oluyor.

    YanıtlaSil
  12. Beklentilerimizi yönetmeden tartışmalardan, kırgınlıklardan kurtulmamız da mümkün değilmiş. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  13. Velhasıl insan haddini ve sınırlarını bilmiyor…

    YanıtlaSil
  14. İnsan beklentisi aslında ilişkilerinde ve mutluluğunda ne kadar kilit bir role sahip…

    YanıtlaSil
  15. İnsanların beklentilerini düşürüp beklemediği anda beklediğini verirseniz onları o zaman mutlu edersiniz🥰

    YanıtlaSil
  16. Travmalarımızın tek sebebi beklentilerimiz...
    O zaman tekrar tekrar bakmamız gereken yer:
    KİMDEN BEKLİYORUM...
    NE BEKLİYORUM...

    YanıtlaSil
  17. İnsan başkalarından beklemeye başlayınca odağı kendi yapması gerekenlerden kayıyor ve farkında olmadan nasıl da kaçırıyoruz hayatı.

    YanıtlaSil
  18. Gerçekten de tüm hayattaki mutluluğun sırrı şu beklenti. Ne kadar adil bir bakış açısı kazandırmaya çalışmışsınız yazıyla. Emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kim Kimdir Semineri

Dünya üzerinde yaşayan her canlı birbirinden farklı özellikler taşır. Bitkiler, hayvanlar değişik özellikleri ve yapıları vardır. Çiçekler , meyvesi yediğimiz, yemediğimiz değişik ağaçlar tükenmez çeşitlilik. Her birinin verdiği lezzet, fayda benzersizdir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

İnsan başarı lı olmak ister bu hayatta ve mutlu... Bir karar verdim artık… Ama ya yanlış bir kararsa? Ya reddettiğim seçenek benim için daha hayırlıysa? İçim içimi yiyiyor… Keşke anlamanın bir yolu olsaydı. İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? Kalbine sormalı... Peki, ya kalbim yanılıyorsa? Belki başka insanlara danışmalı... Peki, ya insanlar beni üzmemek için gerçeği değil de nefisimin hoşuna gidecek şeyi tavsiye ediyorsa? Belki de kıyas yapmalı; gelen teklif mevcuttan daha iyiyse değerlendirmeli... Ya daha iyi diye gördüğüm seçenek bir fırsat değil de hayatımın hatasıysa? Keşke anlamanın bir yolu olsaydı... İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? İnsanlar nasıl bu kadar kolay iş değiştirebiliyorlar? Ve nasıl emin olabiliyorlar? Eminlik için bir referans gerekmez mi oysa? Peki, onların referansı ne? İnsanlar nasıl bu kadar kolay istifa edebiliyor? Ya olumsuzluklarına rağmen orada kalması gitmesinden daha hayırlıysa? İnsan nasıl karar veriyor yurt dışın...

İlişkide Ustalık Bir İhtiyaçtır

Neden ilişkide ustalık?  Her canlının hayatını devam ettirmesi için gereksinimleri vardır.  Tohum, yeşermesi için toprağa ve suya ihtiyaç duyar. Yeşeren filiz ise, büyüdükçe daha fazla toprağa ve suya ihtiyaç duyar.