Ana içeriğe atla

Hayatı Zorlaştırmayalım

Denemeyip Ne Yapalım?
Denemeyip ne yapalım? İnsanı diğer canlılardan ayıran bir çok özelliği vardır. Bunlardan bir tanesi de  öğrenen bir canlı olmasıdır. İnsan doğumdan ölümüne kadar hep bir şeyleri öğrenir. İnsan öğrenebildiği müddetçe başarılı olur. Hayatını da daha konforlu yaşar.  

Peki, insan nasıl öğrenir ?  

Bir bebeğe karnını doyurmak için emebilme özelliği verilmiş. Doğduğunda  annesinin yardımıyla bunu gerçekleştirir. Bebek gün geçtikçe bu konuda daha marifetlenir. Bu olay zamanla anne bebek için de daha kolay olmaya başlar.

Konuşmayı çevresindeki kişileri algılayıp kendi iç dünyasında anlamlandırma yaparak öğrenir. Sonra bir iki ses çıkardığında geri bildirim alır. 

- Bu, bu, bu 

- Aman yavrum su mu istiyormuş? Yerim ben o su isteyen dillerini ... 

Haaa demek ki o ‘’Bu’’ değilmiş. İçinden tekrar eder su, su, su sonra ağzından çıkarmaya çalışır.  

- ‘’Bu’’ yine ‘’su’’ çıkmadı neyse ben biraz daha çalışayım. 

Çevresindekilerin alkışlayarak onayladığına ilk başta bir anlam veremese de ‘’Evet doğru yoldayım’ diye düşünür. Daha çok alkış almak için de sesleri çıkarmaya devam eder. Böyle böyle çevresindekilerin etkisi ile konuşmayı öğrenmeye çalışır. Bulunduğu yerde hangi dil konuşuluyorsa o dili öğrenir çünkü çevresi hep o şekilde aktarır. 

Kemik ve kas yapısı gelişen çocuğun merakı da artar. Etrafındaki şeylere kendi ulaşıp keşfetmek ister. Aslında bir ömür boyu kucakta yaşayıp, yemeği ağzına verilsin... Oyun oynayarak hayat geçsin... Ondan da kimse bir şey istemesin boyutundadır. İç dünyası böyle olsa da hayat insanı orada bırakmaz. Bir yerlerden hareket etme güdüsü verir. 

Emeklemeye başlayan bebeğimiz yeni keşiflere yelken açar. Bakar annesi koltukta oturuyor. O da koltuğa çıkmak ister. Ama her çıkma hamlesinde annesi kucağına alıp koltuğa oturtur. Önce sevinse de bu işe, sonra bozulmaya başlar. 

Ben beceriksiz miyim? Ne yapayım kendim çıkacağım işte...

Annenin yokluğunu bekler. Uzun çıkma denemeleri sonunda başarılı olur da şimdi bir de inmesi vardır. İnmeye çalışır. 

Nasıl yapıyordu annem? Ayağını yere doğru uzatıp hop ayağa kalkıyordu. 

Ama bunu denerken, hop kendini yerde bulur. O acıya kim dayanır basar yaygarayı.

-Annneeeee!

Anne kızar tabii... 

‘’Bu, bu, bu derken alkış vardı şimdi ne oldu kızıyorsun bana.”

- Ah evladım bir yerlerin kırılacak ben sana kaç defa dedim çıkma diye...

“Haa, demek ki bir yerlerim kırılacak ‘bu’ derken bir şey olmuyor ama şimdi canım acıdı.”

Dedesinin köydeki evine gittiğinde görmediği bir çok şeyle karşılaşır. 

“Şimdi bunların hepsini bir ellemek bir koklamak bir tadına bakmak gerekir değil mi? Odada köşede duran şey ney ki? İçinden de çatır, çatır ses geliyor. Bunu daha önce duymamıştım.  Gideyim bir bakayım bakalım... O tarafa doğru meyil ederken annemin çığlığını duydum.”

- Sakın oraya gitme ‘’Cıs’’ olursun. 

‘’Cıs mı olurum? O ne demek? Bu büyüklerde ne kadar acayip oluyor. Gitsem ne olur ki herkes gidip yanında elini ovuşturmasını biliyor ama. Yine kollayım bakalım elbet yalnız kalacağım. Şimdi tam zamanı herkes çekildi. Elledim işte... Elledim de elim niye böyle oldu bu acıya dayanamayacağım aaaaaaanneeeeeee” 

- Ah, evladım sana gitme demedim mi? 

“Elimin acısına mı annemin tepkisine mi? Tövbe bu koltuktan düşmeden beter bir şeymiş... Şimdi apalamak da yok...”

İnsan tıpkı çocukluğunda olduğu gibi yaşamı boyunca öğrenmeye devam eder. İşte kimi zaman ona aktarılana göre hareket ederken bazen de kendi isteğine göre hareket ederek öğrenir. 

Deneyimlenmiş bilgileri alarak öğrenme, deneyimsel transfer ile öğrenmedir. Kendi isteğime göre hareket edeyim, ben kendim bir deneyeyim kısmı da deneme yanılmadır. 

Hayat insana eylem sonucunun doğru mu yanlış mı olduğunu elbet gösterir. Çünkü hayat sistemi nasıl işliyorsa  öyle sonuç alırız. Kendimizi bir yerden boşluğa bırakırsak düşeriz. Boyumuzdan büyük işlere kalkışırsak zarar görürüz. Elimizi sıcağa değirirsek yanarız. 

Eğer insan gerçekten değerlendirme yapıyorsa bunun çıkarımını yapabilir. Evet sobaya gittim elim yandı. ‘’Bilmediğim bir şeye o kadar bodoslama dalmamam gerekir’’ diye sonuç çıkarabilir. Ya da bu olaydan ders çıkaramaz. Yeni bir olayda ‘’Neymiş bu?’’ deyip, çamaşır suyunu da içebilir. Yerde bulduğu leblebiyi burnuna da sokabilir. 

İnsan çocukken yaptığı bu hareketleri ömür boyunca devam ettirir. Sadece konu değişir, biraz daha hemen karşılığı alamadığı olaylar gelir. ‘’Ya hep mi böyle olur?’’ sorusunu sorduğu noktaya gelmeden birçok badireler atlatılmış, küslükler, barışmalar, kazançlar, kayıplar, öfkeler, krizler yaşanmış olur.  

İnsan karşı cinsle ilişkisinde ticaretinde çocuğu yetiştirirken de hayatın bir sisteminin olduğunu bilmez. Bu da kafasının karışmasına sebep olur.  İnsanların isteklerine doğru gittiği yollar da çeşitlenince de her şey daha anlamsız hale gelir. 

İnsan dert içine girdiğinde söylediği şey çoğunlukla ‘’Ne yapayım kaderim böyle imiş’’ diyebilir. Problemini sanki yokmuş gibi görmezden gelip orada öylece bırakabilir. Ya da o konu ile alakalı çevresinden şikayet eder. Çözümü dış dünyadan bekler. Sinirli kızgın öfkeli bir kişi haline dönüşebilir.

Hayatın her aşamasında bir sistem işliyor. Yaptığımız her hamlenin bir karşılığı var. Her insanın hayatta yapması, yapmaması gerekenler var. Oluşturduğumuz sebeplerin sonuçlarını yaşıyoruz. İnsan sebebi değiştirebilir ama o sebebin getirdiği sonucu değiştiremez. İnsan ise hep sonucu değiştirmek ister ama hangi sebepleri değiştireceğini anlayamaz. Bunları deneyerek bulmak ise oldukça maliyetlidir. İnsan bu hayatı daha konforlu geçirmek istiyorsa ya deneyim çıkarmalı ya da deneyim transferi yapabilmeli... Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insana bunu öğretir.

İnsanın dününden daha mutlu ve başarılı olması, problemlerini çözebilmesi için deneyip yanılmadan, yara almadan öğrenmeye ihtiyacı var. O zaman daha doğru tepkilerle, doğru yöntemlerle hedefe ulaşabilir. Hayatı zorlaştırmak yerine işleri kolaylaştırabilir.

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu


Yorumlar

  1. En pahalı öğrenmedir deneme ve yanılma...

    YanıtlaSil
  2. Yüzüme yakişan saç modelini deneyerek bulabilirim ama gerçekten yapmak istediğim mesleği bulana dek denemek için zamanim var mı? Kaleminize saglik

    YanıtlaSil
  3. Deneyip yanıldığımızda sonuç tekrar tekrar olumsuz olunca bu sefer başkalarını suçlamaya başlıyoruz
    Öyle ya benden kaynaklı olamaz diyoruz

    Peki ya Trakya’ya gidicem derken Ankara yolunda isek ve bunun farkında değilsek ?

    YanıtlaSil
  4. Kısacık ömürde en pahalı öğrenme şeklidir deneme yanılma... hedefe yakınlaşacağız sanırken daha da uzaklastırır bizi ☹

    YanıtlaSil
  5. deneyimsel öğreti der ki deneME-yanılMA :) ve hep sonuca oynarız biz. sonucu değiştirmek isteriz, sonuçla ilgileniriz. o sonuca giden yola bakmak aklımıza gelmez. hangi yoldan gittim, neler yaptım, neyi iyi yaptım neyi kötü yaptım, sonuç değerlendirmesi yapamıyor insan çünkü sonucu çok istiyor.. kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Bir musibet bin nasihatten iyidir derler ya, gerçekten insan deneyip yanıldığında kendisinden o acı çıktığı için iyi öğrenebiliyor… ama o acıyı yaşamasan da öğrenmek mümkün.. Deneyimsel Öğreti diyor ki: deneyim transferi yap, birkaç gömlek üstte yaşa 😌

    YanıtlaSil
  7. Deneme ve yanılma! Birileri senden önce yapmış denemiş. Bunu kabullenmek zor olan. İnsan her zaman en iyisini kendisinin bulacağını zannediyor. Olaylardan zararsız çıkabilmek için deneyim transferi çok kıymetli gerçekten 🌱

    YanıtlaSil
  8. Benim bir ömrüm var ve herşeyi denemeyi bu ömre sığdıracak kadar zamanım yok. İşte o yüzden deneyimi transfer etmeliyiz ve bu konforu tatmalıyız☺️

    YanıtlaSil
  9. Deneyim transferi yapınca insan bir ömre on ömür sığdırabiliyor. Her şeyi deneme yanılma ile öğrenmeye çalışmak “durun Amerika’yı bir de ben keşfedicem” demek gibi oluyor aslında :)

    YanıtlaSil
  10. Deneme yanılma yaparak bi ömür geçirmek, daha çok yıpranmak demek... Bizden önce yapan var ve bu çok kıymetli.Her yönden kazanç.

    YanıtlaSil
  11. Deneyim elde ettikten sonra denersek bir anlamı var. O zaman hayat kolaylaşır. "Ben bilirim, ben denerim, ben yaparım" dediğinde insan dünyaya yeni gelmiş bebeğin ahvaline dönüyor. Ancak verilen süre o kadar da uzun değil. Ayrılık, mutluluk, kariyer... Her bir probleminin bir yaşanmışı vardır elbet. Önemli olan gerçekten "deneyimli" olanı bulmak.

    YanıtlaSil
  12. Denemeye gerek kalmadan öğrenebilme seneğinin olması insan için gerçekten bir konfor

    YanıtlaSil
  13. Kurulan benzerlikler ve anlatım çok güzel ve ogretici. Kaleminize sağlık.. 🌸

    YanıtlaSil
  14. Hayatın bu sistemini anlatan, anlamamıza sebep olan tüm hocalarıma sonsuz teşekkürler...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kim Kimdir Semineri

Dünya üzerinde yaşayan her canlı birbirinden farklı özellikler taşır. Bitkiler, hayvanlar değişik özellikleri ve yapıları vardır. Çiçekler , meyvesi yediğimiz, yemediğimiz değişik ağaçlar tükenmez çeşitlilik. Her birinin verdiği lezzet, fayda benzersizdir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

İnsan başarı lı olmak ister bu hayatta ve mutlu... Bir karar verdim artık… Ama ya yanlış bir kararsa? Ya reddettiğim seçenek benim için daha hayırlıysa? İçim içimi yiyiyor… Keşke anlamanın bir yolu olsaydı. İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? Kalbine sormalı... Peki, ya kalbim yanılıyorsa? Belki başka insanlara danışmalı... Peki, ya insanlar beni üzmemek için gerçeği değil de nefisimin hoşuna gidecek şeyi tavsiye ediyorsa? Belki de kıyas yapmalı; gelen teklif mevcuttan daha iyiyse değerlendirmeli... Ya daha iyi diye gördüğüm seçenek bir fırsat değil de hayatımın hatasıysa? Keşke anlamanın bir yolu olsaydı... İnsan nasıl emin olur verdiği kararın doğruluğundan? İnsanlar nasıl bu kadar kolay iş değiştirebiliyorlar? Ve nasıl emin olabiliyorlar? Eminlik için bir referans gerekmez mi oysa? Peki, onların referansı ne? İnsanlar nasıl bu kadar kolay istifa edebiliyor? Ya olumsuzluklarına rağmen orada kalması gitmesinden daha hayırlıysa? İnsan nasıl karar veriyor yurt dışın...

İlişkide Ustalık Bir İhtiyaçtır

Neden ilişkide ustalık?  Her canlının hayatını devam ettirmesi için gereksinimleri vardır.  Tohum, yeşermesi için toprağa ve suya ihtiyaç duyar. Yeşeren filiz ise, büyüdükçe daha fazla toprağa ve suya ihtiyaç duyar.