Evin merdivenlerini hızlı hızlı çıkıp kapıyı tekmelediğinde annesi telaşla kapıyı açtı. Kapının açılmasıyla annesini itip doğru banyoya gitti. Banyonun kapısını arkadan kilitledi. Hüngür hüngür ağlıyordu. Annesi çok telaşlanmıştı telaşlanmasına ama bu sahneye pek yabancı değildi. Son zamanlarda Emir’in bu durumuna defalarca şahit olmuştu. Telaşla kapıya doğru koştu: “Oğlum neyin var, ne oldu, söylesene, bak korkutma beni, aç kapıyı lütfen!?” diye yalvardı ama Emir kapıyı açmamakta ısrarlıydı. Bir yandan ağlıyor bir yandan da “’Kimse artık beni sevmiyor, kimse eskisi gibi benimle ilgilenmiyor. Arkadaşlarım bile benimle oynamıyor hep dalga geçiyorlar!” diyordu. Annesinin üzüntüsü katlanmıştı.
Emir daha dokuz yaşında olmasına rağmen, kilosu yaşıtlarının iki katıydı ve koşmakta çok zorlanıyordu. Küçükken onu mayalı poğaça diye severlerdi. Göbeği kat kat olurdu oturduğunda, pofuduk yanakları ile tam bir sevimlilik abidesiydi. Ne vardı ki belli bir yaştan sonra bu şişmanlık başına bela olmuştu. Küçükken mayalı poğaça diye sevilen Emir, bu günlerde arkadaşları tarafından şişko diye dışlanıyordu. Küçücük aklıyla nasıl bu hale geldiğini, neyi düzeltmesi gerektiğini düşünüyordu. Düşünüyordu ama bir türlü bulamıyordu. Ağlayarak dışarı çıktı, salonda tedirginlikle koltuğun ucunda oturmuş banyo kapısının açılmasını bekleyen annesinin yanına gidip dizine yattı.
- Anne ben nasıl böyle şişko oldum?
Bu soru aslında annesinin ne zamandır aklından geçen, duymaktan, cevabını vermekten korktuğu için dillendirmekten kaçındığı soruydu. Sahi Emir nasıl bu hale gelmişti? Gözünün önüne geçmişten kareler geliyordu ama nerede hata yaptığını o da bulamıyordu. Öyle ya bu çocuğu o yetiştiriyordu. Bir yerlerde kilolara sebep olan bir dengesizlik olması lazımdı. Birden Emir’in anneannesinin sık sık ona söylediği cümle geldi aklına “Kızım bak Emir’in üstüne bu kadar düşme, bu kadar ilgi bu kadar beslemek fazla. Çocuğun ayarlarını bozacaksın.” Hakikaten sınırlarımı aştım mı, benim aşırı ilgimden mi bu hale geldi çocuk, dengeyi nerede bozdum diye düşünmeye başladı.
Peki hayatımızın kıvamı, dengesi nasıl bozulur?
Obezite, vücuttaki ölçünün bozulması yani bir aşırılığın meydana gelmesi durumudur. Miktarın artması ile bedenimizdeki ölçüyü kaçırmış olabiliriz. Peki insanlarla olan ilişkilerimizde, ölçüyü tutturamadığımızda neler olabilir? İlişkilerimizde, konuştuklarımızda, aldıklarımızda, dolabımızdaki elbiselerde, kütüphanemizdeki kitaplarda dengeler şaşmışsa neler olabilir?
Hayatımızın her karesinde;
Kıvam kaçtığında…
Ölçü şaştığında…
Aşırılık olmaya başladığında…
Buna da obezite diyebilir miyiz?
Çocuğundan bir şeyler yapmasını isteyen, aynı cümleyi devamlı tekrarlayan bir anne, sözlerinde obez olmuş olabilir mi? İçi tıka basa elbiselerle dolu ve kapağını kapamakta zorlandığımız bir dolap; obez değil de nedir? Tabak, bardak ve çanaklarla tıka basa doldurulmuş mutfak dolapları ya da hiç tanımadığımız takipçilerle şişirilmiş bir instagram hesabı obez midir?
Bir de obez zihinler var. Zihnimizi hiç farkına varmadan nasıl da abur cubur bilgilerle dolduruyoruz farkında mıyız? Karşılaştığımız bilgiyi, gerçek mi, sahte mi, faydalı mı, zararlı mı diye hiç irdelemeden ve bir elekten geçirmeden alabiliyoruz hayatımıza.
Obez olmuş, yani aşırılaşmış, yani ölçüsü kaçmış… İnsan ölçüyü kaçırdığı her yerde gerçek anlamda haz alamadığı gibi faydadan da mahrum kalıyor. Emir’in annesi de oğlunu daha iyi büyütmenin anahtarını, aşırılığa çıkmak zannetmişti. Aşırı ilgi, aşırı sevgi, aşırı fedakarlık, aşırı kıyafet, aşırı oyuncak, aşırı yemek… Miktarı artırdıkça daha iyi bir anne olacağını daha iyi bir evlat yetiştireceğini zannetmişti. Oysa hayatın yasası böyle işlemiyordu.
İnsan hayatta neyin sınırını aşarsa neyi aşırı hale getirirse zarar görüyor. O şey çok faydalı olsa bile aşırılığında zarar vermeye başlıyor. Emir’in beslenmesi, anne sevgisi görmesi onun temel ihtiyaçlarındandı ve onun için faydalıydı. Ama şimdi, tüm bunların dengesinin bozulması Emir’in de dengesini bozmuştu. Her insanda ve her şeyde olabileceği gibi miktardaki aşırılık onu obeziteye sürüklemişti. Kim bilir hayatımızda başka nerelerde aşırılığa kaçtık ya da kaçmaya başladık da obeziteye doğru gidiyoruz.
Siz etrafınıza baktığınızda obez olmuş neleri görebiliyorsunuz acaba?
Dengede, kıvamı ve tadı yerinde bir hayat dileriz herkese :)
&
Her alanda dengede kıvamlı olabilmek duasıyla..
YanıtlaSilDengedeki huzuru tadabilmek ümidiyle..
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık..
Hayat da her şey denge de, biz aşırılıklarla bu dengeyi bozuyoruz. Dengede yaşamak dileğiyle
YanıtlaSilİnsanın isteği onu cılız veya obez yapabiliyor. Uzaklaşma veya yakınlaşma isteği... Ve problemi de orada yaşıyor...
YanıtlaSilVe orada mutlu değil aynı zamanda.
Dön bak hayatına, problemin nerede? Nerede hep daha fazlasına muhtaç hisseder hale gelmişsin?
...
Nerede cılız nerede obezsin?
Ah emir yalnız değilsin:((
YanıtlaSilNe kadar iyi ilişkilendirilmiş. Kaleminize sağlık. 👏
YanıtlaSilÖlçü şaştığında….. ne kadar değerli bir işaret. İnsan ölçüyü şaşırdığında hayatının alt üst olduğunu bir anlasa . Çok güzel bir anlatım teşekkürler
YanıtlaSilTüketimin bu kadar pompalandığı günümüz dünyasında dengeyi hedeflemek, aşırılaşmadan yaşayabilmek öyle zor ki… Zoru başarabilen kahramanlara selam olsun ✋
YanıtlaSilÇalışanıma o kadar çok tavizler vermişim ki sonunda o işinde gevşek davrandıkça ses çıkaramaz, ona laf söyleyemez bir insan haline gelmeye başlamışım. Peki neden? Anlık çıkarlarım için o çalışanıma bedel miktarımı o kadar arttırmışım ki artık obezleşmiş, hatta kronik bir hastalığa dönmüş ona bağımlı olmuşum. Peki bunu düzeltebilir miyim? Elbette🤗 Peki nasıl? Bunun cevabı iletişimde ustalık seminerlerimizde👌Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilİnsanın hayatında farklı alanlarda obez olabileceğini düşünmemiştim… teşekkürler hocam🌸
YanıtlaSilEmeğinize sağlık
YanıtlaSilyazı baştan sonu çok çok güzel elinize emeğinize sağlık
YanıtlaSil.bu yazıdan sonra kendi Beden ölçülerinden çok obezeti haline dönüşmüş hayatımda ölçüyü kaçırdığım bir rahatlık tuzağı içinde olduğumu fark ettim.
Girdi fazla çıktı az ise her yerde her şeyde obez olabilir insan! Bir ticaret yeri sattığından fazla alıyorda obezdir mesela.. O firmada hareket edemez, saģlıkli olmaz!
YanıtlaSilDengede yaşamak ne kadar önemliymiş
YanıtlaSilDengedeki mutluluk
YanıtlaSilHerşeyin aşırısı zarar. İletişim teknolojileri o kadar çok arttı ki, heran ulaşılabilir olmak insanların birbiriyle ilişkisini bozdu.
YanıtlaSilObez zihin konusunda da bir yazı kaleme alsanız ne iyi olur :)
YanıtlaSil"Hayatımda nerede obezim?" şimdi bunu düşünme zamanı
YanıtlaSilObeziteye kısaca;
YanıtlaSil🌺İHTİYAÇ FAZLASI🌺
Diyebilir miyiz?
İnsana yük olur ve zarar verir…..
Obezite çağında, zıddında açlık ve yoksulluk. Dünya bu anlamda başlı başına dengesi şaşmış durumda. Ama bir yerden başlamak gerek
YanıtlaSilAşırlılaşmamak için anahtar sözcükler:
YanıtlaSilkıvam, ölçü, denge, optimum ve sınır...
Cünkü kıvamı bozulmuş, ölçüsü kaçmış, dengeden cıkmış ve sınırını aşmış her şey zarar verir...
Obezliği hiç böyle düşünmemiştim bu güne kadar 😅
YanıtlaSilObezlik hayatımızın birçok alanında aslında. Farkındalık için teşekkürler
YanıtlaSilCoook guzel bir ilişkilendirme olmuş. Emeklerinize sağlık :)
YanıtlaSilÇok güzel bir bakış açısı. Elinize sağlık
YanıtlaSilHayatta aşırılaştığımız her şeyde obez oluyoruz. Denge ve kıvamda huzur vardır. 🌼
YanıtlaSilObez hayatlar, ne güzel bir bakış açısı.
YanıtlaSilO zaman farkında olmadan obez olmuş sınır koyamadığımız, aşırılaştırdığımız her yere bir bakmamalıyız....
Denge-ölçü-mizan👌
YanıtlaSilSomut problemin asıl soyut sebepleri.. teşekkürler
YanıtlaSilYazı okurken agzımda bir tad bıraktı desem…
YanıtlaSilYürekten hissettim desem…
O kadar cok desem…
Ya da demesem…
Soyut obezite bir şekilde somut olana evriliyor 😐
YanıtlaSilMayalı poğaçam, dengeye gel inşALLAH:) Hepimiz inşALLAH...
YanıtlaSilOBEZ deyince insanın aklına ilk gelen aşırı şişmanlık oluyor. Gerecekten de insanın bir çok alanında bezlik olabiliyor. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSil