Sensiz yapamam… Asla ve asla!
Herkesin farklı hayatı var ama herkesin benzer problemleri olabiliyor. İnsan bu hayatta mutlu olmak istiyor. Çoğumuz mutluluğun peşinden koşuyoruz ve mutlu olmak istiyoruz. Ama bazen o mutluluğun peşinden koşarken duvara toslayabiliyoruz. Sonra da mutsuzluğumuzun da sürekli olacağını sanıyoruz… Hayallerrr, hayatlarrr! Misali yaşıyoruz çoğumuz…
Cemre, Nermin Teyze ve Kerem’in de bambaşka hayatları var ama üçünde de aynı problem var…
Cemre, ergenliğinden beri her müsait anında müzik dinler. Müzik dinlemeden uykuya dalamıyor. Banyoya müzik açıp giriyor, ödevini arka fonda müzik açarak yapıyor. Dinlenirken müzik açıyor, sporunu müzikle yapıyor. Arabayla giderken de müzik açıyor. Senelerdir neredeyse o müzik 24 saat çalıyor. Yoksa Cemre tepkisel ve moralsiz oluyor. Tıpkı uçakla Almanya’ya akrabalarını görmeye gittiğinde olduğu gibi…
Bilet kontrolü yapılmış, pasaport kontrolünden geçmiş, çağrıldığı o son kapıda uçağını bekliyordu. Çok sinirliydi çünkü valizini verdikten sonra kulaklıklarını valizde unuttuğunu fark etti. Ablasıyla da tartıştı çünkü ablası kendi kulaklıklarını ona vermek istemedi. Ne yapacaktı şimdi Cemre? Nasıl geçecekti şimdi bu iki saatlik yolculuk? Nasıl tat alacaktı şimdi hayattan?
Ya da Nermin Teyze… Bin bir emekle oğlu Osman’ı yetiştirdi. Yemedi yedirdi, içmedi içirdi, giymedi giydirdi. Osman’ın elini sıcak sudan soğuk suya değdirmedi. “Dünya bir yana, Osman’ım bir yana”… Aman eve erken gideyim, Osman şimdi eve gelir acıkmıştır… Aman Osman’ım kahvaltıda ne yemek istersin?… Aman akşam sizinle buluşamam çünkü Osman evde yalnız kalır… Oysa Osman artık koskoca bir yetişkindi… Nermin Teyze'nin Osman’ı artık evlendi. Nermin Teyze düğünden sonra evde tek olmamasına rağmen ev ona o kadar boş geliyordu ki! Bütün gün koltukta uzanıp hiçbir şey yapmak istemiyordu… Üzgündü, oğlunu özlüyordu. Yaşama sevinci kaybolmuştu adeta.. Oğlunun yeni bir yuva kurmasına tabi ki mutluydu ama Nermin Teyze büyük bir boşluktaydı… Şimdi ne yapacaktı? Hayat böyle nasıl devam edecekti?
Ya da kedisi kaybolan Kerem… Meğerse gözünden sakındığı ve her şeyden çok sevdiği kedisi gece camdan kaçmıştı. Bir haftadır hiçbir yerde görünmüyor.. Sanki yer yarıldı da kedi içine girmişti. O haftanın nasıl geçtiğini bir de Kerem’e sormak lazım.. Üzüntüden iştahı yok; ne gündüz ne de akşam doğru dürüst bir şey yiyemiyor… Üzüntüden evde kimseyle konuşmak istemiyor. Hasta dedesi onu evine davet ediyor ama Kerem şu anda hiç kimseyle ve hiçbir şeyle uğraşmak istemiyor… Sadece kedisini istiyor… Kerem hayata küstü… Kedisi şu anda ne yiyordur, ne içiyordur acaba? Şu anda nerededir acaba? İyi midir? Bunları düşünerek günlerdir saatlerce dışarıda kedisini arıyor. Okula bile gidemedi kedisini düşünmekten ve üzülmekten…
Cemre de Nermin Teyze de Kerem de yalnız hissediyordu… O süreçte hayattan keyif almıyorlardı. Kimseyle konuşmak istemiyor, hiçbir şey yapmak istemiyorlardı. Artık ebediyen mutsuz olacaklarını düşünüyorlardı… Saatler, günler geçmiyordu. Geçtiğinde de sanki bomboş geçiyordu.
Oysa değil mi ki; Cemre iki saat sonra kulaklığına kavuştu. Nermin Teyze bir sene sonra torun sevinci ve sevgisiyle tanıştı. Kerem ise 10 gün sonra kedisini buldu… Üçü de sonradan “boşuna bu kadar üzüldüm” dedi. Peki olmalı mıydı illa istedikleri sonuçlar? Olmasa ne olacaktı?
Peki ya sonra?
Bir süre sonra benzer bir durumla karşılaştıklarında aynı tepkileri vermeyecekler miydi?
Hayatlarında o kopamadıkları neyse, o olmadan ilerleyemeyecekler mi?
Bu hayatta sonsuz süre yok.
Her şeyin bir sonu var.
Her acının da sonu var.
Her hazzın da bir sonu var.
Bu sonlar bize ne anlatıyor? Farkına vardığımızda işler çok değişiyor, tepkilerimiz çok değişiyor, beklentilerimiz çok değişiyor... Bırakma beni dediğimiz ne varsa, anlamı yeniden tanımlanıyor...
&
insan bırakamadığı şeylerin, bir gün onu bırakacağını da hiç düşünmüyor değil mi? her şeyin bir ömrü var. bir kulaklığın da , bir kedinin de , bir insanın da ....Ellerinize sağlık...
YanıtlaSilMutluluğun bizden başka birşeye bağlı olması.... İnsan bunu nasıl farkeder?
YanıtlaSilVazgeçemediğim her şeyin de bir sonu var... vazgeçebilir ol ama asla vazgeçme... kaleminize sağlık🌹
YanıtlaSil''Her şeyin bir sonu var.'' Çok aşina olduğumuz cümleler ama ispatıyla, bizi bize şahit tutarak ne de iyi anlatılıyor bu öğretide. Kaleminize, emeklerinize sağlık :)
YanıtlaSilBir bilsek bize şah damarımızdan yakın olanın ipine sımsıkı sarılmanın önemini ve kıymetini ...
YanıtlaSilHer şeyin bir sonu gerçekten var. Elinize kaleminize sağlık.
YanıtlaSilHayatta birakamadimlarimiz neler onsuz yapamaz mıyız gerçekten? Elinize sağlık
YanıtlaSilçocuk, iş, eş, arkadaş, kedimiz, kulaklığımız dünyamız yapmışız ne acı
YanıtlaSilSonsuzluk yok geçici ! geçici olduğumuz bir anlasak hayat çok daha kolay olacak
YanıtlaSilHiç bişey sonsuz kadar bize verilmedi….
YanıtlaSilOlmadığında olmazmış gibi gelenler insanı uydurmaca bir hapishaneye mahkum ediyor… Özgür gibi görünen mahkumlar gibiyiz resmen… Herkesin var bir prangası, kurtulmak nasip olsun… Emeğinize sağlık 💐
YanıtlaSilAma öyle ama böyle her şeyin sonu var. Ama anda geçmeyecek gibi geliyor. Geçmişe bakınca hep geçmiş.
YanıtlaSilTam çikolata yesem ne olur ki azıcık keyif alayım derken okuduğum söz. :) “Her hazzın da bir sonu var.” Mesaj alınmıştır.
YanıtlaSilOlmasa da olur dediğinde herşeyin keyfi bir başka çıkıyor, ne zaman vazgeçemez hale geliyoruz o zaman hayatta keyif kalmıyor...
YanıtlaSilNasıl da rahatlatıcı ama :)
YanıtlaSil